Kendini padişah sanan bölge müdürleri

Yer Gebze'de bir düğün salonu.

Salona onlarca şık giyimli bayanlar giriyor. Sanırsınız ki defile var. Çevrede yaşayanlar şaşkın. Çünkü ilk kez bu salona bu kadar şık giyimli kadınların art arda geldiğini görüyorlar. Önce anlayamıyorlar. Çok sayıda  kadın ve bir iki şık giyimli erkekten sonra bir araba geliyor.

Herkes şaşkın. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar.

İçeride Arap müziği eşliğinde dansöz oynuyor. Salonda hizmet verenler bile anlayamıyor. Düğün desen gelin-damat yok, sünnet desen çocuk yok. Toplantı olsa ortada Arap müziği eşliğinde kıvıran dansöz ne?

Sonunda anlaşılıyor ki, bu bir parti ve geçen yıl bir kez daha satılan yabancı sermayeli bankanın bölge müdürünün doğum günü.

Bölge müdürü masada kurulmuş, dansöz etrafında oynuyor ve bayanlar alkış tutturmuşlar. Müthiş bir eğlence.

Dünya finans tarihine geçecek bir olay. Bankası tarafından bölgedeki şubelerin koordinasyonunu sağlamakla görevli bölge müdürü bir düğün salonunda Arap eğlencelerini andıran bir doğum günü kutlaması yapıyor.

Burada sorun, eğitimli ve birikimli şube müdürlerinin bu bölge müdürünün gönlünü hoş etme partisinde yer alması.

Kimi kovulmaktan korktuğu için, kimi ise müdürün gözüne şirin görünmek için gidiyor bu partiye.

Görüntüleri izledim.

Bu normal bir doğum günü partisi değil.

Sonra sordum: Bankacılık bu mu?

Süpermen'imizsin müdürüm

Bu kez bir fotoğraf geçti elime.

Fotoğrafta birinden güzel çok sayıda bayan. Ortada sakallı bir adam. Üzerinde spor yaparken çekilmiş, kaslarını gösteren bir resim bulunan tişört giyen bayanların arasında. Tişörtün üzerinde SUPERMAN yazıyor.

Sakallı adam onca bayanın arasında kendinden geçmiş bir ruh hali ile kendisinin Süpermen gösterilmesinden oldukça mutlu. Sonra öğreniyorum ki bu adam, bir bankanın bölge müdürü. Yine aynı bankanın İstanbul Anadolu Bölgesi'nde bulunan bir başka bölge müdürlüğü. Bayanlar ise bölge müdürlüğünde çalışan bankacılar.

Bölge müdürü mü çalışanları motive ediyor, yoksa çalışanlar mı? Bankacılar, üstünde bölge müdürünün kaslarını gösteren resmi bulunan tişörtü neden giyer.

Resim çok acı bir gerçeği ortaya koyuyor. Bankacılığın ne hale geldiğini.

Yine kendi kendime sordum: Bu mu bankacılık?

Kılavuzumuzsunuz!

Bu kez yer Edirne. Bir kır lokantası. Akın akın insanlar geliyor. Yine çoğu bayan ve hepsi şık giyimli. Restoranda bir duvara kocaman bir afiş asılıyor. Tıpkı Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkışını temsil eden bir görüntü gibi. Saçları dökülmüş bir adam, üste güneş gibi doğuyor, o ışığa saygı ve hayranlıkla bakan çok sayıda bayan ve erkek. Resmin altında ise KILAVUZUMUZSUNUZ yazıyor.

Sonra bu da anlaşılıyor ki, bu yüzde 100 özel sermayeli bir bankanın Trakya bölge toplantısı. Dev afişi yapılan ise bölge müdürü.

Bu resme de baktım ve yine o acı soruyu sordum: Bankacılık bu mu?

3 farklı örnek. Bu hafta bölge müdürleri tarafından yapılan haksızlıkları, mobbingi ve hedef baskısını yazmadım. Bankaların bazı bölge müdürleri tarafından kendi bölgesinde nasıl bir krallık kurduğunu anlatmaya çalıştım.

***

Bu üç olay bankacılığın itibarının bölge müdürleri ve satış müdürleri tarafından nasıl ayaklar altına alındığını gösteriyor. Saygın bir meslek olan bankacılığın megaloman ve terör estiren bazı kişiler tarafından ne hale getirildiğinin gösteriyor. Tıpkı Osmanlı döneminde padişahtan çok padişah gibi davranan paşalar gibi.

Bankaların CEO ve yöneticileri bu bölge müdürlerine sınırsız imkan ve hak tanıyor. Para, araba, sınırsız harcama ve istediğini işe alıp-atma. Yeter ki, kâr getir. Gerisi boş!

Kârlar geliyor ama bankanın ve bu güzide mesleğin onuru ayaklar altına alınıyor. Bundan haberleri yok!

Bölge terörünü işlemeye devam edeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları