Kerkük ve ahvâlimiz...

Bir haftadır Kerkük konuşuyoruz.

Kerkük'e Kürdistan bayrağı asılmış, hüzne kapılıyoruz, kızıyoruz. Milliyetçilerin lideri kükrüyor, devletin bekasına birlikte el attığı partneri susuyor, Kürtçüler arka mahallede kutlama partileri düzenliyor...

Hasılı, Anadolu'dan önce Türk olan Kerkük, Kürt şehri oluyor, biz yine sadece konuşuyoruz...

"Kerkük Kürt'tür" diyen bir grup hain var. Kerkük'ün Türklük için anlamından bîhaber çokça cahil var. Bir de "Kürt-Türk neymiş, hepsi bir ümmet!" diyerek Kerkük'te Peşmerge'nin de hakkı olduğunu geveleyen epeyce zihniyetsiz var.

Bunlar yeni mi?

Tabii ki hayır.

Bu güruhun eksikliği hiçbir zaman hissedilmedi.

Yeni olan bu tiplerin devlet katında kabul görmesi.

***

Bir memleketin aslını ve neslini anlamak için önce mezarlarına ve illaki yer isimlerine bakmak lâzım. Ali Kerküklü "Belgelerle Kerkük'ün kimliği ve tarihi gerçekler" isimli yazısında bizim için bu bilgileri vermiş.

Irak Devletinin en eski nüfus sayımı olan 1947 nüfus sayımında o zamanki mahalle isimleri şöyle verilmiş: Sarıkahya, Şaturlu, Begler, İmam Kasım, Bulak, Ahi Hüseyin, Meydan, Ağalık, Hamam Mülim, Hamam Mesihi. Toplam on mahalle bunlardan sadece İmam Kasım mahallesinde Kürt ve Türkmen nüfus var, diğer dokuz mahalle ismiyle müsemma yüzyıllardır Türkmen mahallesi.

Begler, Sarıkahya ve Şaturlu mahallelerinde belirli sayıda Ermeni ve Süryani aileler de oturuyor imiş o dönemler.

1957 sayımında ise İmam Kasım mahallesine Ahi Hüseyin ve Şorça eklenerek Kürt mahallesi sayısı iki buçuka çıkıyor. Buna karşılık 38 mahalle ve semt ile beraber nüfusun %90'ı hâlâ Türkmen.

Kerkük kalesinde oturanların tamamı Türkmen ve sadece burada bulunan üç mahallenin nüfusu şehirdeki Kürt nüfusu ile eşit.

1958'den sonra Kerkük'e "sızma"nın hızlandığını görüyoruz. Bu arada Irak'taki Türk varlığına karşı kıyımlara, asimilasyon politikalarına hız veriliyor.

1970'de Kürt­le­re özerk­lik ve­ril­me­si­ne iliş­kin gö­rüş­me­ler es­na­sın­da Irak Hü­kü­me­ti, 1957 nü­fus sa­yı­mı­na da­ya­na­rak, Ker­kük'ün hüvi­ye­ti­ni be­lir­le­mek istiyor ama Mol­la Mustafa Bar­za­ni, Ker­kük'ün de­mog­ra­fik ya­pı­sı­nı çok iyi bil­di­ği için bu is­te­ği ke­sin bir dil ile reddediyor.

1959, 1980 ve 1991 yıllarında yapılan katliamlar ve Amerikan işgali sonrası yaşananlar Kerkük'te Kürt-Arap işgali sonucunu doğurdu.

Bugün, yüzyıllardır Türk şehri olan Kerkük'te Türkler artık yok sayılmaktadır. En acısı ise bu duruma Türkiye'nin seyirci kalması.

Kerkük'ün bu günlere gelmesinde Cumhurbaşkanımızın el ele pozlar verdiği Barzani ailesinin, Baas Partisi'nin ve 1940'lardan bugüne tüm Türkiye iktidarlarının katkısı var.

Lâkin son onbeş yıllık süreç Barzani ailesine verilen büyük krediler, "Kak Mesud" tabiri ile romantize edilen ilişkiler Kerkük'ü Peşmerge'nin insafına terk etmiştir.

Memleketimizde "Barzanici" olarak bilinen bir siyasi partinin varlığı, durumun vahametini göstermesi açısından önemlidir.

Hâl budur...

Anlayana tabii...

Formun Üstü

***

Devlet Bey'den Sakarya'da altına imza atacağımız şeyler duyuyoruz: "Barzani'nin İstanbul ve Ankara'da göndere çekilen sözde bayrağının Kerkük'te her yere asılması kararı alındı. Yine haklı çıktık, keşke zamanında eleştirilerimiz dikkate alınsaydı. Kerkük şu anda baskı ve dayatma ile kültürel haklarından kopartılmak istenmektedir."

Peşmerge paçavrası İstanbul ve Ankara'da göndere çekildiği zaman da eleştirmişti Sayın Bahçeli. Arkasından Başbakan, Bahçeli'nin eleştirisini "bir bayrak hikayesidir gidiyor" şeklinde hafife alıp icraatı savunmuştu...

Bahçeli'nin Sakarya konuşmasındaki Kerkük tepkisinin cevabı da gecikmedi. Başbakan Diyarbakır'da "Biz aynı ezgilerle yürek tellerimize dokunan Ahmet Kaya ve Şivan Perver'iz" sözleri ile bu meselede durduğu yeri bir kez daha gösterdi.

Referanduma Kürtçe destek isteyerek devam etti...

Ne garip değil mi?

Siz birileri ile "Türklüğün bekası" için birlik kurduğunuzu anlatıp duruyorsunuz. Ama o birilerinin "Türklük" diye bir gündemi yok...

Ve bunu gözünüze sokmak için sanki özel bir gayret gösteriyorlar...

Yoksa burada mesaj MHP'ye değil de başkalarına mı verilmek isteniyor?

Yazarın Diğer Yazıları