CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa referandumu çalışmaları kapsamında Bursa, Mustafakemalpaşa’da halka hitap etti. Partisinin referandum şarkısına işaret eden Kılıçdaroğlu, “Güzel bir türkümüz var, ‘bu kadarı da fazla’ diyor. Vallahi de billahi de bu kadarı da fazla” dedi.
“BİZİM DEVLETİMİZ YOK MU”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’un, “Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor, 16 Nisan kutlu olsun” şeklindeki ifadelerine sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
“Yahu ne istediniz de almadınız? Bütün bakanlar sizden, Meclis’te çoğunluğunuz var. Cumhurbaşkanı sizden, istediğiniz kanunu çıkarıyorsunuz, istediğiniz kararı alıyorsunuz. O zaman daha ne istiyorsunuz, bu milletten daha ne istiyorsunuz? Ben size söyleyeyim ne istiyorlar. Kendim söylemiyorum bunu, Sayın Cumhurbaşkanının Başdanışmanı söylüyor, diyor ki ‘Halk kendi devletini kurmak için 16 Nisan’da adım atacak’. Bizim devletimiz yok mu, bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti devleti değil mi? Peki 16 Nisan’da hangi devleti kuracaklar bunlar? Hangi devleti kuracaksınız siz, çıkın millete önce onu anlatın bakalım, hangi devleti kuracaksınız? Ne demek ‘ayrı devlet kuracağız’, demek bu?
“SEN YENİ BİR DEVLET KURAMAZSIN KARDEŞİM”
Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir devlet midir? Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunda şehitler var, gaziler var, gözyaşı var, acı var. Siz bütün bunları bir tarafa atacaksınız, ‘biz 16’sında gideceğiz yeni bir devlet kuracağız’, sen yeni bir devleti kuramazsın kardeşim, kuramazsın. Bu milletin inancına, ahlakına, ferasetine ve bu milletin bayrak ve vatan sevgisine güveniyorum ben, kuramazsın kardeşim.
‘Rejimi değiştireceğiz’ diyorlar, ‘demokratik parlamenter sistemden tek adam rejimine geçeceğiz’ diyorlar. ‘80 milyonunun aklını bir tarafa bir kişi her şeye yetkili olacak’ diyorlar. Bunu kabul edecek misiniz, biz de kabul etmiyoruz. Bunların partilerle, şahıslarla ilgisi yok. Sadece biz kendi ülkemizde, demokratik bir ortamda yaşamak istiyoruz. Benim gibi düşünmeyen insan da bu memlekette huzur içinde yaşamalı. Bunun kuralı demokrasidir.
“ÜLKEYİ PARÇALAMAK, BÖLMEK İSTİYORLAR”
Kürsülere çıkıyorlar saatlerce konuşuyorlar, televizyonlar saatlerce veriyor. Millete bir türlü neden ‘Evet’ diyecekler, anlatamıyorlar. Çünkü niçin ‘Evet’ diyecek millet onu söylemek istemiyorlar, danışmanları aracılığıyla bir şeyler söylüyorlar, 16’sında ayrı devlet kuracaklarını söylüyorlar. 16’sında başka şeyler yapacaklarını söylüyorlar, ülkeyi parçalamak, bölmek istiyorlar. Buna izin verecek misiniz?
Hangi partiden olursa olsun bütün vatandaşlara sesleniyorum, bütün ülkücü, milliyetçi kardeşlerime, büyün liberal, sosyal demokrat, bütün mütedeyyin kardeşlerime, bu ülkenin işçisine, esnafına, sanayicisine sesleniyorum; bu ülke hepimizin. Bu ülkenin geleceğini, kaderini biz belirleyeceğiz.
“BİRİNCİ, İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ, 18. MADDE ‘KEMAL KILIÇDAROĞLU”
Meydanlara çıkıyorlar, anayasayı anlatamıyorlar. Topu topu 18 madde. Birinci madde ne, ‘Kemal Kılıçdaroğlu’, ikinci, üçüncü madde, geliyor 18. madde ‘Kemal Kılıçdaroğlu’. Yahu Kemal Kılıçdaroğlu size ne yaptı? Kul hakkı mı yedi, hayır. Yolsuzluk mu yaptı, hayır.
Devletin uçaklarını, arabalarını, paralarını, televizyonlarını, devletin valisini, kaymakamını kullanıyorlar, her türlü baskıyı yapıyorlar ama bir türlü, neden bu anayasaya ‘Evet’ denmesi gerektiğini vatandaşa anlatamıyorlar. Niçin, çünkü biliyorlar ki bu anayasa bu memleketin hayrına değil. Bu milletin birlikte, huzur, içinde yaşamaya ihtiyacı var.
Beni eleştiriyorlar, ‘Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor’ diye. Ben de kendilerine Mustafakemalpaşa meydanından açık ve net o beylere ‘hodri meydan’ diyorum. Yüreğiniz, ahlakınız, cesaretiniz varsa ister teker teker, ister topluca gelin hepinizin hesabından geleceğim. Neden ‘Hayır’ denmesi gerektiğini anlatacağım. Çıkın karşıma kardeşim. Televizyonlar, gazeteler, gazeteciler sizin emrinizde, söz verdim, ben 15 dakika konuşacağım, siz, her biriniz yarım saat konuşun. Millet bir öğrensin bakalım, kim doğruyu söylüyor, kim yalan söylüyor. Hodri meydan, gelsinler karşıma.”
