Kılıçdaroğlu: Önümüzdeki yıl açlıkla karşı karşıya kalacağız

Kılıçdaroğlu: Önümüzdeki yıl açlıkla karşı karşıya kalacağız
Babaeski'de Trakya'da Tarım Buluşması toplantısına katılan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Türkiye önümüzdeki yıl açlıkla karşı karşıya gelirse hiç şaşırmayın" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırklareli'nin Babaeski ilçesinde tarımdaki sorunların ve çözümlerin ele alındığı Trakya'da Tarım Buluşması toplantısına katıldı. Sivil toplum örgütü temsilcileri, çiftçilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, Trakya'nın en büyük sorununun çiftçinin toprağını satması olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bakıyor, zarar ediyor, ektiği ürünün karşılığını alamıyor. İyi de bir fiyat çıkmış diyor 'biz bunu satalım'. Bugün Trakya topraklarının büyük bir kısmı belli çevreler tarafından bilinçli olarak satın alınıyor. Ne olacak buradaki çiftçi, büyük buranın çiftçisi, büyük kentlerin varoşlarında taşeron işçisi olacak. Alın teri dökecek yer bulamayacak. Bu doğru değil, devletin bu konuda sağlıklı ve tutarlı bir politika yapması gerekiyor. Çiftinin istediği karnın doyması ama sadece karnı koymayacak. Hem karnı doyacak hem de hayat standardı da yükselecek. Herkesin hayat standardı yükselirken, çiftinin yükselmezse iki sınıflı bir toplum yaratmış oluruz. Bir ezenler, iki ezilenler. Çiftçinin ezilenler sınıfında olması doğru mu?" dedi.

"DEVLET KENDİ ÇİFTÇİ İLE MÜCADELE EDER Mİ?"

Dünyanın bütün ülkelerinde tarımın stratejik ve vazgeçilmez sektör olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Evinize buzdolabı almayabilirsiniz, araba, televizyon, koltuk takımı almayabilirsiniz ama günde 3 öğün yemek zorundasınız. Hiç kimse kendisini açlığa mahkum edemez. Peki bizde ne oldu, 2007 önce dünya bankası sonra IMF açıklama yaptı. Tarıma yapılan destekleri kesin. Vermeyin. Vermediler 100 milyar liranızı vermediler. Türkiye tarım alanından çekilsin istendi. Bugüne kadar izlenen politika bilinçli bir politikadır. Son 16 yılda bu politikaların sonucu ne oldu? 48 milyon ton buğday ithal ettik, 15 milyon ton mısır, 5 milyon ton pirinç, 8.5 milyon ton ayçiçeği, 22 milyon ton soya, 12 milyon ton pamuk, 365 bin ton nişasta bazlı şeker ithal ettik. Şekerpancarı fabrikaları neden kapatılıyor? 72 milyar dolarlık tarımsal ham madde ithal ettik. 17 milyon ton bitkisel yağ, 18 milyon ton küspe ithal ettik. Bunların içerisinde daha saman yok, canlı hayvan da yok. 189 milyar dolar ödedik."

"TÜRKİYE ÖNÜMÜZDEKİ YIL AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA"

Kılıçdaroğlu, bütün çiftçi kardeşlerine seslendiğini belirterek, "Bizim çiftçiye ödeseydiniz, bizim çiftçimiz sadece Türkiye'yi değil, Ortadoğu'yu değil, bütün Avrupa'yı doyurur muydu? Evet doyururdu. Bu bir parti olayı değildir, bu bir Türkiye olayıdır. Ne oldu sadece bu mu ? Hayır. Gerçekten komik ama sanki Türkiye'de bütün araziler ekiliyor, ekilecek bir metrekarelik yer kalmadı gittiler Sudan'dan 7 milyon 805 bin dönüm yer kiraladılar. Kanola ekeceklermiş, Türkiye'ye daha ucuz getireceklermiş. Bir devlet kendi çiftçisiyle rekabet eder mi? Senin ne işin var Sudan'da, ekeceksen Türkiye var, ver parayı eksin. Türkiye'deki çiftçi önemli değil, onun oyu çantada keklik diyor. Bu oyuna gelmeyin, gelirseniz yarına topraklarınız olmaz. Türkiye önümüzdeki yıl açlıkla karşı karşıya gelirse hiç şaşırmayın" dedi.

"TEFECİ MİLLETİN EFENDİSİ OLDU"

Kılıçdaroğlu, bu yıl tarım yapanların krizi fark etmediğini belirterek, çiftçilere daha yolun başında olduklarını anlatarak, şunları söyledi:

"Seneye asıl göreceksiniz. Ben size örnek vereyim, bakın üre 50 kiloluk torbası 2017 yılında 67.5 liraydı, 2018 Eylül ayı 110 liraya çıktı. Gübre 85 liraydı, şimdi 162.5 liraya çıktı. Böcek ilacı Ocak ayında 80 liraydı, şimdi 147 liraya çıktı. Bakımlı mantar ilacı 105 liraydı, 220 liraya çıktı. Yabancı otla mücadele ilacı 20 litrelik 716 liraydı, bin 331 liraya çıktı. Seneye asıl faturayı o zaman ödeyeceksiniz. Şimdi bunun karşılığını alamazsa çiftçi nasıl alacak ? Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'köylü milletin efendi' demişti, Türkiye'nin kuruluşunda bu temel felsefe vardı. Kimseye el avuç açmayan bir Türkiye'yi ayağa kaldırdılar. Kendi kendine tarımda yeten dünyada 7-8 ülkeden biriydi. Bugün ithalat olmazsa kendimize yetemiyoruz. Köylü milletin efendisiydi, tefeci milletin efendisi oldu. Ne demek tefecilik? Tefeci şudur, tarlası varsa da çalıştırmaz, fabrikası yoktur, bir masası, bir sandalyesi vardır. İster büroda olur, ister evinde olur. Elinde telefonu, dolabında da viskisi vardır. Bakar kim yüksek faiz veriyor, gider yatırır zamanı gelince alır atar cebe. İşçi yok, grev yok, toplu sözleşme yok. Banka kredi, taksisi, kira, ilaç, gübre derdi yok. Kim paraya faizi verirse onun düdüğünü çalar. Geldiğimiz nokta budur. Şimdi onlar milletin efendisidir, toplumun efendisi tefeciler. Diyeceksiniz 'Ey Kılıçdaroğlu bunu nerden çıkardın?'. İçeriye dönen faiz, yani yurt dışında devlet tahvili, hazine bonosu alıp köşeyi dönenler ait faiz 16 yılda 199 milyar 532 milyon lira. O dönem faizin alındığı tarihteki dolara çevirdiğimizde de 408 milyar dolar ediyor. İçerideki tefecilere ödenen faizdir. Hiç kimse alın teri dökmedi, parası var devletten alıyor. Bir de yurt dışında tefeciler var. Borç alıyoruz ya yurt dışından, borç alan emir alır. Dışarıya ödenen para ise yurt dışındaki tefecilere bir avuç Londra'da bunların ağırlığı, 156 milyar 293 milyon dolar. Boşuna demiyorum. Bunların hiç birisinin üretimle ilgisi yok. Bunlar sadece paraları var, oradan faiz geliri elde ediyorlar. Bunları sizler ödüyorsunuz, yine geliriniz düşüyor. Bunun için."