MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
AKP'yi iktidara getiren krizin ucu göründü

AKP'yi iktidara getiren krizin ucu göründü

Bu sefer de götürecek mi!

(...) 2 devlet bankasının kasalarına iktidar partisinin kodamanları ellerini sokmuşlardı. Kredileri tanıdık, bildik, yandaş kişi ve şirketlere veriyorlar. Krediler buharlaştırılıyor. Yani batıyor. Kişi zengin ediliyor. Sonra halktan toplanan vergilerle bu batırılmış bankalara devlet parası "taze kaynak sermaye ve Hazine Bonosu desteği" sunuluyor, komaya girmiş banka kurtarılıyordu.

(...) bu 2 devlet bankasından kendilerine güvenilir işadamı diye toplam 70 trilyon ve 800 trilyon TL krediler verilmiş kişi ile şirketler, "battık" demişler ödememişlerdi.

15 yıl önceydi. O ünlü 2001 krizi geldi, bankalara devlet taze para koydu, kurtardı. Krizi çıkartan partiler ve liderler seçimleri yitirdiler. Yerine bugünkü AKP geldi.

* * *

15 yıl sonra aynı tablo.

Devlet Bankası Halkbank'ın batık kredileri toplamı yine trilyonları bulmuş. Sayıştay, banka yönetimini ve bankalardan sorumlu olan kurumları uyaran raporlar yayınlıyor, dikkat çekiyor.

Tık eden yok.

Sayıştay uyarısını dikkate alıp, "soyulan devlet bankası yani halkın parasıdır" ben de halkın seçtiği milletvekiliyim" diye düşünmüş olmalı ki, Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen (CHP) basın toplantısı yapıyor, Başbakanı, ilgili bakanı, banka yönetimini, bankadan sorumlu olan kurum BDDK'yı uyarıyor...

(...) 14 yıl önce de böyleydi.

Komalı durum ucunu "soyulan ve soydurulan devlet bankalarından" göstermişti. İşte AKP'yi iktidara taşıyan o delici kriz geldi...

Necati Doğru / Sözcü

 

*

 

İlahi Sayın Bahçeli!..

Hem Türkiye'ye sahip çıkma... Hem de Türkiye sahipsiz kaldı diye ağla...

Devlet Bahçeli'nin yeni yıl mesajını okuyunca... Bir güldüm, bir güldüm... Durduramadım kendimi.

*

Şöyle diyor Bahçeli:

-2015'te Türkiye sahipsiz kaldı.

-Aziz milletimiz üzüldü, kırıldı, her rezalete maruz kaldı.

-Fakat iktidar bana mısın demedi.

-Allah'tan niyazım bir daha 2015'teki hazin hadiselerin yaşanmaması.

*

 İlahi Sayın Bahçeli! Eğer 2015 yılında Türkiye, iddia ettiğiniz gibi gerçekten de sahipsiz kaldıysa... Türkiye'yi sahiplenme fırsatı çıktığında elinizin tersiyle iten siz değil miydiniz yahu!

*

Hem Türkiye'ye sahip çıkma... Hem de Türkiye sahipsiz kaldı diye ağla...

*

Buradan size perhizli ve lahana turşulu deyimimizi gönderiyorum Sayın Bahçeli. Lütfen kabul buyurunuz efendim.

Ahmet Hakan / Hürriyet

 

 

*

 

Meclis'ten Anayasa kaçırma  stratejisi

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, yine sürpriz bir baskın yaptı ve başkanlık seçim kampanyasını resmen başlattı. Stratejisi belli oldu. Türkiye'yi büyük bir agoraya çevirip, başkanlık konusunu direkt orada tartıştıracak.

* * *

İşte bu noktada şu soru aklıma geliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi ne yapacak... Yani bu Meclis milletin iradesini temsil etmiyor mu ki, "Parlamento dışı bir tartışma ve baskı platformu" düşünülüyor.

1 Kasım seçim sonuçlarına bakıyorum. AKP oyların yüzde 49.5'ini almadı mı... Aldı...

Peki bu oyla Meclis'te kaç sandalyeye sahip?

317...

Yani oyların yüzde 49.5'i ile Meclis'teki sandalyelerin yüzde 57'sine sahip. Aldığı oydan daha fazlasını sandalye olarak elde etmiş. Kimse çıkıp "AKP bu Meclis'te hak ettiği kadar sandalye elde edemedi" diyemez...

* * *

Öyleyse anayasa tartışmasını Meclis dışına taşımanın anlamı nedir?

Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet

 

 

*

 

Yargının ipini çekti

(...) artık yargıçtan ve yargıdan korkuyorum.

(...) Son zamanlarda, kimi şaşırtıcı adil yargı kararlarından sonra "canım yargı yine dedireniyor. Tümüyle umudu kesmenin anlamı yok. Yeter ki insan helal süt emmiş bir yargıca düşsün!" türü yorumlara illet oluyorum. Eğer yargının adaleti düştüğün hâkimin helal süt emmiş olmasına kalmış ise, çek o yargının ipini gitsin!

(...) Bir ülkede eğer vatandaş tam güven içinde "bu ülkede hâkimler var!" diyemiyorsa, o yargının çekiver ipini gitsin!

Ali Sirmen / Cumhuriyet

 

 

*

 

"Adalet" dedi(!)

"Başkan"ın iki dudağının arasında olunca mı tecelli edecek

Yeni bir yıla girdiğimiz gün Şark Cephesi'nde yeni bir şey yok…

Terör devam ediyor..

Cizre'de bir polis, bir asker…

Diyarbakır, Sur'da bir polis şehit!..

2016'ya böyle başladık.

Ama gündem yine Başkanlık!..

(...)

Parlamenter sistemde iktidarın adalet dağıtmasına bir engel mi var?..

Tayyip Bey "Uygulamada adalet dağıtıldığı takdirde sıkıntı olmayacağını" söylüyor…

Peki bunun garantisi ne?..

Başkan mı?..

Başkan'ın iki dudağının arasından çıkacak söz mü?..

Adaleti sağlayacak ne başkandır, ne de başbakan…

Adaleti sağlayacak olan hukuk düzenidir…

Hukuk devletidir…

İktidarların hukuka uyması ve korumasıdır!..

(...) Ve bir soru:

Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, Poyrazköy, Odatv operasyonları ve davalarında hukuk katledilirken Başkanlık sistemi olsaydı ne değişecekti?..

Adaleti Başkan mı sağlayacaktı?..

Geçiniz bunları, geçiniz!.

Mehmet Türker / Sözcü

 

 

*

 

Kelleyi koltuğa aldıysanız ağlaşmayacaksınız

HDP Eşbaşkanlarından Figen Yüksekdağ, "Biz kelleyi koltuğa aldık, yolumuzdan dönmeyiz" diyor!

(...) Eşbaşkanlardan biri "kelleyi koltuğu almakla" övünüyor diğeri ise teröristleri, "Ellerinde hafif silahlar var" diye koruyup kolluyor!

Sonra da, "Devlet bize niye böyle davranıyor?" diye ağlaşıyorlar!

Bırakın başkalarını "siz devlet olsanız" böyle bir tavır sergileyenler karşısında ne yapardınız?

Yönetmekte olduğunuz insanlardan bir kısmı ellerine silah karşınıza geçse ve size meydan okusa, "Nasıl olsa ellerindeki silahlar hafif silahlar" diye gülüp geçer miydiniz?

Ya da yönetmekte olduğunuz insanlardan bir kısmı, "Kelleyi koltuğa aldık yolumuzdan dönmeyiz" diye tehditler savurmaya başladığı zaman bu sözleri hoşgörü ile mi karşılardınız?..

Zeki Ceyhan / Milli Gazete          

 

 

*

 

Necip Fazıl Ödülü  yandaşları birbirine düşürdü

Yeni Şafak'ta Sibel Eraslan çatlağı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın elinden "Necip Fazıl Ödülü"nü almasından sonra Yeni Şafak yazarı Salih Tuna'nın çok sert eleştirilerine maruz kalan Sibel Eraslan'a Yeni Şafak yazarı İbrahim Tenekeci'den tam destek geldi.

Tuna'nın, "17-25 Aralık Yolsuzluk operasyonlarına verdiği desteği" hatırlatarak Erdoğan'a hedef gösterdiği Eraslan için Tenekeci "bir nesle sessiz sedasız ablalık yaptı, üzerimizde hakkı ve hatrı var" dedi.

Yazının satır aralarında Tenekeci'nin aynı gazetede yazdığı Tuna'ya yaptığı "kardeşlik hukuku" göndermesi de dikkat çekti:

"Mümin vefa yurdudur' diyoruz. Gerçekten öyle miyiz?

İlim ve İrfan dergisinin ocak sayısı kardeşlikle ilgili. Dosyanın başlığı: Kardeşlik Hukukunu Çiğnemeyelim, Çiğnetmeyelim.

 

Bir soru: 'Kardeşimizi seçerken nelere dikkat edeceğiz?' Elcevap: 'Sadıklarla, güzel ahlak sahipleriyle ve hikmet ehli insanlarla beraber olmaya ağırlık vermeliyiz.' Bunun konumuzla mutlaka bir ilgisi vardır.

 

(...) Bu yazı bitmez, devam eder. Sayısız hatıranın, üzüntünün, sevincin ve şaşkınlığın arasından şu iki cümle bana bakıyor: "Kızgın ile kırgın. İki kardeş gibi, gözleri birbirine benziyor bu sözcüklerin." (Balık ve Tango, sayfa 106.)"

 

 

*

 

3-138.jpg