Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Kimin fikri?

Erdoğan ile Putin arasında PYD'nin tanınma kararı alınırken bizim memlekette "domatesin çekirdeği kırmızı, kırmızı" şarkısı söyleniyor. Öyle ya iki ülke arasında bütün mevzular halledilmiş, bir tek domates kalmış... Üstelik o hain domates yüzünden çarşı-pazarda fiyat 7-8 TL arasında düşmüyor. Farkında mısınız bilmem resmen, alenen zeka seviyemizle alay ediliyor. Bir Allah'ın kulu çıkıp da "İyi de ağa, madem domates mesele olmaya devam ediyor. İç piyasada fiyat niye düşmüyor?" diye sormuyor. Ya da soranların sesi duyulmuyor. Öyle ise hep bir ağızdan "Bize her yer Moskova, her yer Soçi..." Dahası "Domatesin çekirdeği kırmızı, kırmızı... Teyyo Pehlivan sahanın yıldızı, yıldızı..."

***

Gelelim Deniz Baykal'ın garip çıkışına. Yıllar önce bu sütundan "2 DB"den kurtulmadan" başlıklı yazımda memleketin asıl meselesinin Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli olduğunu vurgulamıştım. Keşke haklılığım tescil edilmeseydi. 7 Haziran seçimlerinden sonra D. Bahçeli'nin tutumu, 1 Kasım'ın ardından Deniz Baykal'ın TBMM Başkanlık sevdası kilitledi memleketi. Bu satırların yazarı doğdu, ellisini geçti. Deniz Baykal siyasette. Oğlum, kızım 20'yi geçti Devlet Bahçeli partinin başında. Oysa tapu dairesine gidip, satış ya da devir yapılacağı zaman 65 yaşın üzerindekiler için "akli dengesi yerinde mi" raporu isteniyor. Kimse kusura bakmasın, üzerine alınıp kırılmasın. Yaşı 70'i, 80'i geçen bazı insanların siyasi hırsları yüzünden 80 milyon vatandaşın hakları gasp ediliyor. Ülkenin siyaseti kilitleniyor!..

Sadece domatesin çekirdeğine takmadım "Benim hırsızım, benim teröristim, benim FETÖ'cüme" de taktım. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı, FETÖ'nün para kaynaklarından Ömer Faruk Kavurmacı sağlık sebepleri ile tahliye edilmiş. Bu memlekette yıllarca suçsuz hapis yatıp içeride kanser olup ölen insanların henüz hesabı sorulmamışken, damadın uyku apnesi yüzünden tahliyesi hangi vicdana sığıyor. Ergenekon Davası'nda FETÖ'nün ilk izini bulup üzerine gittiği için tutuklanan Gazi Üsteğmen, Avukat Serdar Öztürk beş yıl boyunca her gece ölüm tehlikesi ile yaşadığı Silivri'den uyku apnesi yüzünden tahliye edilmedi. Kanser hastalarına tedavi imkânı sağlanmadı. Halen yaşı ileri, hastalığı had safhada bir çok insan tutuklu iken Topbaş'ın damadının tahliyesinden sonra vicdanen güzel bir uyku çeken var ise beri gelsin de ense kökünü görelim. Sahi bu tahliye kimin fikri?

***

Hukuken delil olup olmadığı tartışılan, evrensel hukukta ise tek başına delil sayılmayan ByLock programına dair on binlerce şikayet var. Kimisi sevgilisi ile yazışmalarını kimse görmesin diye, kimi özelini korumuş, kimi de gerçekten örgüt haberleşmesi için kullanmış bu programı. MİT söz konusu yazışmaları, mesajları ortaya çıkardı. Titiz bir inceleme ile, örgüt bağı tespit edilerek gereken işlemler yapılabilir. Ancak hepsi aynı çuvala atılıyor. Öyle bir çuval ki sırtı kalın, kodaman bir yakınınız var ise, hele de iktidar partisinin milletvekili, bakanı yakınınız var ise bu çuvala girmiyorsunuz. Silivri'de "Sehven" vardı. Bu çuvala girmeyenler için hangi tabiri kullanıyorlar bilmem. Ancak bu sütunlardan ByLock iddialarını seslendirdiğimiz başta Millî Savunma Bakanı Fikri Işık olmak üzere her hangi bir açıklama gelmedi. Basın bürosunun aba altından sopa göstermesini saymazsak, "aile birinci derece yakınlarında ByLock yoktur" denmedi henüz. Dahası Sayın Işık'ın Başbakanlık'taki Özel Kalem Müdürü'nün FETÖ iltisakı ile sorgulandığı, yurt dışına çıkış yasağı ile bırakıldığı iddiaları da var. O yasağın sessizce kaldırıldığını da yazmıştık. Cevap yok! Bakanlık koridorunda "Kocaeli Bürosu" asmakla bu işler çözülmüyor. Çıkıp, açık açık belgeleri ile, bilirkişi raporları, adliye tutanakları ile "yok" deyin de görelim! Yüzbinlerce personeli olan Millî Savunma Bakanlığı Gebze Belediyesi, Karamürsel Lisesi gibi yönetilmez! Öncelikle personelin hakları korunmalıdır. Suçluyla, suçsuzun aynı çuvalın içine atılmasının önüne geçilmelidir. Günü kurtarma telaşı yeni ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açar. Öncelikle şeffaf olup, kamuoyunun yönelttiği sorulara makul, mantıklı cevaplar verilmelidir. Vicdanın sesi dinlenmelidir.

Sahi bu iddialara makul, mantıklı cevap vermemek kimin fikri?

Not: Cumartesi-Pazar, Denizli'de dost meclisinde olacağım. Pazar, Yeni Ufuk Kitapevi'nde imza ve söyleşiye Denizli'deki dostları bekliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları