Kimin işine yarar?

Gazetelere protestolar olur. Alışık olduğumuz şeyler bunlar. Köşe yazarına veya manşete kızanlar olur. Toplaşır üç beş kişi gelir protesto eder gider.

Bu da demokrasinin bir parçası ve yaptığımız işin doğası. Biz istediğimiz gibi yazabiliyorsak birileri de yazdıklarımızı beğenmeyebilir...

Ancak...

Yüzleri maskelerle kapayıp, gecenin bilmem kaçında bir gazeteyi basmak, yağmalamak eşkıyalıktan da öte garip ve şüpheli bir eylem...

Hemen ardından başlayan "Kim yapmış olabilir?" sorularına yol açmak için yapılan bir icraat. Yeniçağ "Camlar indi, araçlarımız tahrip edildi, masalar dağıtıldı, artık yayın politikamızı değiştirelim!" demeyeceğine göre ve en özürlü protestocunun dahi bunu bilebileceğine göre amaç farklı...

Peki amaç ne olabilir?

Amaç "kim yaptı?" sorusunu sorarken birbirimize bakmamızı sağlamak...

Ülkücüler arasına "fitne" sokmak...

Neden mi?

Türkiye önemli günlerden geçiyor.

Belli ki birileri bu süreçte Ülkücüler arasındaki "yönetim" merkezli tartışmanın "kavgaya" dönüşmesinden menfaat umuyor.

Safların keskinleşmesinden kârlı çıkacaklar var. 

Birileri için bölük-pörçük bir MHP'nin yer aldığı "yeni Türkiye" daha güzel olacak...

Hatta MHP'siz bir Türkiye onlar için "ballı börek" olacak...

Kimin işine yarar bu?

Ülkücülerin işine yaramayacağı kesin.

O yüzden bu saldırının arkasında "Ülkücü" bulamazsınız diyenlerdenim...

***

Başkanın Sistemi...

Teklifi derinlemesine analiz etmeden, şöyle bir göz atınca her şeyi Cumhurbaşkanı'na bağlama gayreti göze çarpıyor.

Hükümeti kurma, dağıtma, kararname çıkartma, HSYK'ya üye atama, OHAL ilan etme, her şey doğrudan veya dolaylı, bir kişiye bağlanmış.

Ben bu yüzden teklife "Başkanın Sistemi" diyorum...

Özetleyeyim...

Yeni dönemde yürütme yetkisi Bakanlar Kurulu'ndan Cumhurbaşkanı'nda toplanıyor.

Yasama her ne kadar parlamentoda imiş gibi gözükecek olsa da Cumhurbaşkanı kararnamelerle duruma vaziyet edebilecek.

Bürokratik atamalarda üçlü, ikili kararname dönemi sona eriyor, artık Cumhurbaşkanı'nın kararı yetecek.

HSYK atamalarında ise üyelerin yarısını Cumhurbaşkanı diğer yarısını Meclis atayacak. Meclis, yani Meclis çoğunluğunu elinde tutan Cumhurbaşkanı'nın partisi...

Bakanlar Meclis'e değil, Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu olacak.

Yani...

Yanisi şu: Değişiklik ile yasama anlamsızlaşıyor, HSYK düzenlemesi ile yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı ortadan kalkıyor ve nihayet yürütme bir kişinin insafına bırakılıyor.

Sonuç: Türk devletinin temelini oluşturan erkler ayrılığı "fiilen" ortadan kalkıyor. Bu taslak ise MHP'li Parsak'ın tabiri ile "Türk anayasası" oluyor!..

"Yine parlamenter sistemi savunuyoruz" sözleri ile taslağı savunan Bahçeli taslağın neresinde parlamento gördü ise Parsak da orada "Türk anayasası"nı görmüş olmalı.

Hak yemeyelim...

MHP'nin "gayreti" ile Cumhurbaşkanı'na ceza-i sorumluluk yüklenmiş: Allah razı olsun!.. Bu kadar yetki verilen birine ceza-i sorumluluk yüklenmesi önemli bir başarı!

Kim yapacak bunu?

Cumhurbaşkanı'nın partisinin çoğunluğu oluşturduğu parlamento "eb-ced" hesabına benzer bir aritmetikle bu işi gerçekleştirecek.

Kolay gelsin...

***

Sorular

Sistemde ilk anda akla gelen bazı sorular var.

En önemli soru "denetleme" ile ilgili. Yeni düzenleme ile 110. Madde yani hükümetin "güvenoyu" alması şartı kaldırılıyor, onunla birlikte "gensoru" müessesesi de kaldırılıyor peki hükümetin icraatları nasıl kontrol edilecek?

Bakanlar Milletvekilliğinden istifa edip Bakan olabilecek, anlaşılan o ki Cumhurbaşkanı Bakanı azlettiği zaman vekilliğe geri dönemeyecek. Çünkü yerine "yedek" vekil gelecek. Bu durum hak kaybına yol açmayacak mı?

Daha da önemlisi icra sırasında Bakanlar üzerinde baskı oluşturmayacak mı?

Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimi ayrı yapılacak. Peki TBMM'de çoğunluk, Cumhurbaşkanı'nın partisi dışındaki bir siyasi partiye geçerse ne olacak?

Sistem kilitlenmeyecek mi?

***

Bahçeli: "Yine parlamenter sistemi savunuyoruz" demiş ve getirilen sistemin "Cumhurbaşkanlığı" olduğunu belirtip eklemiş: "Yaşanan fiilî durum bu noktaya getirdi."

Bahçeli bu tasarının neresinde parlamento gördü bilemem ama bu sistem değişikliğinin Ülkücülere huzur getirmeyeceğini ilk günden görmüş olduk.

Bunu görmek için Cumartesi akşam twitter'ın tt listesine bakmak yeterli...

Yazarın Diğer Yazıları