SEDAT KAYA / Yeniçağ

Kimse kusura bakmasın.
Galatasaray son aylarda tartışmasız ligin en iyi takımı.
Çok kaliteli, çok alternatifli, yaratıcı bir kadroları var.
Sahada formaları değil, yürekleri oynuyor.
Çok uyumlular, iyi anlaşıyorlar, iyi mücadele ediyorlar ve oynadıkları futboldan keyif alıyorlar.
İzleyene de keyif veriyorlar.
Düşünün, Sarı-Kırmızılıların en iyi yıldızlarından İcardi’yi bir anda savunmaya yardım ederken görebiliyorsunuz.
Ya da Oliviera’nın bir arkadaşının boşluğunu doldurduğunu.
Aksayan bir futbolcu, ya da bir bölge varsa diğerleri hemen oraya yardıma koşuyor.
“Ben” değil “Biz“ felsefeleri var.
Takım ruhu denilen bu olsa gerek.
Galatasaraylı futbolcular bu ruhla oynuyor ve liderlik koltuğuna yakışıyorlar.
Bu gece Giresun’da geçen maçlara oranla çok tempolu değillerdi.
Özellikle Mertens, Barış ve Kerem hücumda tutuktu.
Buna rağmen hakemin düdüğüyle birlikte oyun hakimiyetini ele geçirdiler.
İlk 45’te rakip ceza alanında 18 kez topla buluşmaları bunun kanıtıydı.
Özellikle İcardi çok etkiliydi.
45’nci dakikada penaltıyı kaçırsa bile 3 dakika sonra Mertens’in golünde pay sahibi oldu.
İkinci yarıda da bu görüntü çok değişmedi.
Giresunspor 10 dakika içinde arka arkaya pozisyon üretse de, Galatasaray savunması ve kaleci Muslera açık vermedi.
Yukarıda takım ruhundan söz ettik ya, 61. dakikada atılan gol o ruhun eseriydi.
Galatasaray’ın ani bir atağında sol bek Leo Dubois bir anda hücuma desteğe gitti, ceza alanı önünde mantar gibi bitti  ve çok şık bir gol atarak Galatasaray’ı 2-0 öne geçirdi.
Son 15’te Mertens’in yerine giren Rashica yine güzel bir golle skoru 3-0 yaptı.
Son dakikada da Yusuf skoru belirledi. 4-0
Geçmiş maçlara oranla daha az bir tempo yapan Galatasaray’ın Giresun gibi zorlu bir deplasmandan 4 golle 3 puan çıkarması kalitesinin eseridir.
Bu eseri yaratan herkes ne kadar gurur duysa azdır.

BİR REKOR, BİR EGALE
Galatasaray bu galibiyetle ligde  arka arkaya 10’ncu galibiyeti aldı. Bu bir rekor. Sarı Kırmızılılar  1987-1988 sezonunda Mustafa Denizli,  2011-2012 sezonunda da Fatih Terim yönetiminde  üst üste 9 galibiyet elde etmişti.

Galatasaray ayrıca arka arkaya 13 resmi maçı kazanarak,  Mustafa Denizli’nin 1987-1988 sezonunun son bölümü ile 1988-1989 sezonunun ilk haftalarında elde ettiği 13 maçlık galibiyetlik serisini yakalamış oldu.
Bu başarıdaki payın en büyüğü elbette teknik direktör Okan Buruk’a ait.
Böyle yıldız bir kadroyu, böyle uyumlu oynayarak bu başarıyı yakalamak her babayiğitin harcı değil.
Alkışlamak gerek.