Kin gütme unut gitsin geçmişte olanları

Başbakan, Müslüm Gürses’e rahmet dilerken onun şarkılarından bir dörtlüğü de okudu. Bu dörtlük şöyleydi:
Sev bütün insanları
Say bütün insanları
Kin gütme unut gitsin
Geçmişte olanları.
Başbakan çok cesur bir zat. Bu dörtlüğü söylemesi herkese bir şey hatırlattı. O da bunu büyük ihtimalle biliyordu. Demişti ki:
 “Dindar ve kindar bir nesil yetiştireceğiz.”
Müslüm Gürses  “Kin gütme unut gitsin, geçmişte olanları”  derken adeta Başbakan’a sesleniyor. Ne 28 Şubat kaldı, ısıtıp ısıtıp halkın önüne koymadığı; ne ’80 olayları kaldı...
Hatta daha derine giderseniz, onun, yetişmiş olmadığı ama sağdan soldan duyduğu hadiseleri de ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor. Dersim olayları, İstiklal Mahkemeleri, İkinci Cihan Savaşı’nda verilen ekmek karneleri gibi... Hatta Sayın Başbakan hızını alamıyor, bir antropoloji kitabında bulunan ırkların tanımından yola çıkarak ve kitabın basıldığı tarihi zikrederek, Atatürk’ün ırkçı olduğunu bile ima ediyor.

 


***

 


Şu sızma zeytinyağı gibi önem kazanan sızma rapor, Başbakan’ın çok asabını bozdu.  “Bir kısım medya” ya attı tuttu. Oysa ortada bir kısım medya falan kalmamıştı. Bütün medya alanı onundu. Kimini satın aldı, kimini vergiyle korkuttu, kimine yazarlarını attırdı. Bir kısım medya olarak 4-5 ulusalcı gazetenin kalmış olması lazım ama o, merkez medyadaki büyük gazeteleri de azarlamaya başladı.
Askerler gibi, işçiler gibi, atanamayan öğretmenler gibi, memurlar gibi, 2B’ye itiraz eden köylüler gibi, evleri yıkılan gecekonducular gibi, sağlık çalışanları gibi, medya da artık baş kaldırmış bulunuyor. Hiç beklenilmeyen anda merkez medyadan gelen şaşırtıcı bir adım ve arkasından genel yayın yönetmeninin muhabirine sahip çıkışı  “ve gazetecilik, iktidardan yana olmak değildir, onun görevi haberciliktir” demesiyle medyanın da başkaldıran cepheye katıldığını görüyoruz. Ne var ki medya biraz gecikti. Bavulcu gazetecilerin Genelkurmay’dan bir işbirlikçinin kaçırdığı belgelerle, ordumuzu yıprattığı günlerde bu medyanın hiç sesi çıkmıyordu. Gazeteciler tutuklanırken de sesi çok cılız çıkıyordu. Tutuklu milletvekilleri içeride alıkonulurken de aynı cılız ses duyulmuştu. Hikmet-i ilahi, bu süreç de umalım ki sonuna gelmiş olsun ve demokratik başkaldırılar sürsün.
Unutmayın, Oslo sürecini ortaya çıkaran da internete düşen bir kayıttı.

 


***

 


En iyisi Başbakan da bu demokratik sürece katılmalı. Yani, baş kaldırmalı. Ülkemizde oynanan emperyalist oyunlara, kurulan tuzaklara, her türlü yanıltıcı yönlendirmelere, koltuk altından gösterilen beyzbol sopalarına baş kaldırmalı, isyan etmeli.
Müslüm Gürses’in şarkısında dile getirdiği  “insanı say insanı sev, kin tutma” öğütlerine kulak vermeli.

Yazarın Diğer Yazıları