KİTAP / AHMET YABULOĞLU

KİTAP / AHMET YABULOĞLU
Unutulmuş Zaferimiz

yedi.jpgAylık tarih ve kültür dergisi YEDİKITA Nisan sayısında 100. yıldönümü dolayısıyla, pek bilinmeyen zaferimiz Kûtü’l-Amare’yi kapak konusu yaptı. Kûtü’l-Amare Zaferi’nin arka planını, konu üzerine doktorasını henüz tamamlamış bulunan Dr. Sezai Dumlupınar yazdı.

Plevne’nin benzeri ve Çanakkale’nin devamı olarak vasıflandırılmış bu zaferi İngilizlere karşı kazanmıştık. Kûtü’l-Amare, İngilizlerin tarihlerindeki en büyük yenilgilerinden biridir ve Çanakkale’den sonra ikinci büyük Osmanlı zaferidir.

Bağdat’a 2 saatlik mesafedeki bu kasabada yaşananlar, esasında İngilizlerin petrol zengini bu topraklara karşı besledikleri iştahın bir semeresiydi. 1903;’te donanmalarını buharlı motor teknolojisinden mazotlu motor sistemine geçiren İngilizler, kimselerin daha pek uyanmadığı o tarihlerde, Irak petrol sahalarına dair politikalarını çoktan belirlemişlerdi. Her ne surette olursa olsun, bölgede söz sahibi olmak için daha savaşın ilk aylarında Basra Körfezi’ne çıktılar ve kısa süre sonra da Basra’yı işgal ettiler. Nihai hedefleri ise Bağdat’a ve petrol bölgelerine hâkim olmaktı. Ne ilginçtir ki yeni nüfuz sahaları için giriştikleri bu mücadeleyi İngilizler, başlarda çok önemli bir sömürgeleri olan Hindistan üzerinden idare etti.

Nisan, aynı zamanda Mimar Sinan’ın vefat ayı. Bu vesileyle, Mimar Sinan’ın 7 şaheseri derginin sayfalarını süslüyor. Ama işin asıl acı tarafı olarak, onun Hürrem Sultan adına inşa ettiği Eminönü Haseki Hamamı’nın nasıl yıktırıldığı, Ahmet Hamdi Bülbül’ün kaleminden anlatılıyor. Eski kültürümüzde hayatın her safhasında yer edinmiş ebced hesabını Hicabi Yıldız; Osmanlı’nın ilk ve son Medeni Kanunu olan Mecelle’nin en iyi şerhini ve şârihini Mevlüt Çalışkan ve padişah mektupları olan nâme-i hümâyûnların hususiyetlerini Ebul Faruk Önal yazıyor.

YEDİKITA Dergisi Tel:(0212) 657 88 00

 

*

 

Koruyucu, önleyici ve şifa deposu çörekotu

Hz. Muhammed’in, ölüm hariç her türlü derde deva olarak tavsiye ettiği çörekotunun yararları araştırmacı Dr. Ahmet Toptaş tarafından “Tepeden Tırnağa Şifa Deryası Çörekotu” adıyla kitaplaştırıldı.

son.jpgÜlkemizde de yetiştirilen çörekotu tohumunun bünyesinde bu güne kadar belirlenmiş 115 farklı madde bulunmaktadır. Bu maddeler arasında omega-3, vitaminler, mineral maddeler, proteinler, karbonhidratlar ve esanslar da bulunmaktadır. Çörekotu tohumunda bulunan maddelerin her biri şifa kaynağıdır. Bu maddeler doğal miktar ve oranlarda bir arada bulunduğunda sinerji etkisiyle bir şifa deryası ortaya çıkmaktadır.

Dr. Ahmet  Toptaş’ın, Hz. Muhammed’in yüzyıllar öncesinden “Çörekotunda ölüm hariç her türlü hastalığın şifası vardır” müjdesinden yola çıkarak yaptığı araştırmalar sonunda kaleme aldığı kitap 2 bölümden oluşuyor.

Kitabın 1. bölümünde çörekotu hakkında genel bilgilere yer veriliyor.  2. bölümde ise çörekotunun  nasıl kullanılacağı detaylı bir şekilde anlatılıyor. Bu güne kadar dünya genelinde çörekotu üzerine 1140 bilimsel çalışma yapılmıştır. Bilim adamları arasında bir bitki tohumunun binlerce hastalığa şifa olması büyük bir şaşkınlıkla karşılanmaktadır. Çörekotunun şifa etkisinin temelinde; Vücudun savunma gücünün artırılması, Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve dengede çalıştırılması yer almaktadır. Savunma gücünün yüksek oluşu ile dışarıdan gelen hastalık unsurlarına karşı vücut başarı ile korunmaktadır. Güçlü ve dengeli bağışıklık sistemi ile savunma hücreleri aşırı çalışmamakta, kendi hücrelerine saldırmamaktadır. Böylece alerji ve kanser dâhil birçok hastalığın ortaya çıkması önlenmektedir.

Çörekotu; Tohum, yağ, çay, soluma, tütsü ve krem halinde kullanılabilmektedir. Bu şekilde vücut dâhilen ve haricen şifa kuşatmasına alınmaktadır.

Çocuklarımız 2 yaşından itibaren çörekotu yediklerinde ruh ve beden sağlıkları normal seyretmektedir.

Ergenlik başlangıcından ergenlik sonuna kadar gençlerimizin hormon ve enzim dengeleri çörekotu ile doğal seyrinde gelişmektedir. Bilinen kadın hastalıkları, emzirme dönemi, menopoz öncesi ve sonrasında kadınların ruh ve beden sağlıklarında çörekotunun yeri doldurulamaz. Yaşlılık döneminde yorulmuş, yıpranmış vücudun kimyasal-sentetik ilaçlarla sarsılmaması, hırpalanmaması, ezilmemesi için çörekotu çok yakınınızda bulunmalıdır.

 

Kaynak Kültür Yayınları Tel: (0216) 522 11 44

 

*

 

Behçet Necatigil 100 yaşında

 

edebiyat.jpgTürk Edebiyatı Dergisi, Nisan sayısında dergimizin önemli bir bölümünü şair Behçet Necatigil’in 100. yaşı için hazırladığı dosyaya ayırdı. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli isimlerinden biri olan Behçet Necatigil, bundan tam bir asır önce, 16 Nisan’da dünyaya geldi. Necatigil, şairliği ve öğretmenliğiyle yaşadığı döneme ve sonrasına etki etti. O, hâlâ hepimiz için evimizin, ailemizin, küçük şeylerin kısık sesli şairidir. Dosyanın ilk yazısı, hikâyemizin ve romanımızın en güzel seslerinden biri olan Sevinç Çokum’a ait. Çokum, bir hikâye gibi okuyabileceğiniz Ara Sokak başlıklı yazısında Necatigil’in kendisine yazdığı mektubu ve hasta yatağında şairi ziyaretini, onunla tanışmalarını anlatıyor. Necatigil’in ölümünden bir yıl sonra, 1980’den bu yana, her yıl verilen Behçet Necatigil Şiir Ödülü’ne 1997 yılında “Kırk Şiir ve Biz” kitabıyla değer görülen Haydar Ergülen ise Necatigil’i Düşünmek adlı kısacık yazısında, ancak bir şairin verebileceği hükümlerle Necatigil’e ve şiirlerine bakıyor. Bu iki yazıyı peş peşe, iki sanatkârın dikkatleri ve üsluplarıyla okumak, bence büyük bir ayrıcalık ve keyiftir. Bu yazıları, Sezai Coşkun’un akademik bir dikkatle kaleme aldığı Şiirin “Agrandizman” ı: Necatigil’in Radyo Oyunları başlıklı yazısı takip ediyor. Tahsin Yıldırım ise Necatilgil’in “Küçük Muharrir” olduğu zamanlara, Mektepli gazetesinde kalmış ilk şiirlerine dikkat çekiyor. Necati Tonga da Behçet Necatigil’in Kitaplarına Girmemiş Ve Derlenmemiş Üç Yazısı adlı çalışmasıyla dosyamıza katkı sağlıyor. Bahsi geçen derlenmemiş üç yazı da Tonga’nın yazısının devamında okuyucuya sunuluyor. Korhan Altunyay ise Necatigil’in şiir burçları ile Mevlana’nın insanın olgunlaşma sürecini ifade eden “Hamdım, piştim, yandım.” sözü arasında bir paralellik olduğunu iddia ettiği incelikli yazısıyla dosyada yer alıyor.

İbrahim Özen, şairin dost meclislerindeki hâlini, birçok şair ve yazarın hatıralarına başvurarak anlatıyor. Onu, Mahmut Babacan’ın, Okur Tavırları Karşısında Behçet Necatigil adlı yazısı takip ediyor.

Türk Edebiyatı Dergisi Tel:(0212) 526 16 15

 

*

 

Ürpertici Gerçekler

Türkiye düşmanlarının Lozan’ın intikamını almak ve Türkiye’yi yıldırmak için II. Yunan ordusu görevi verilerek Türk milletinin başına musallat edilen kanlı terör örgütü PKK... Ömer Gürdal, kanlı terör örgütünün karanlık dehlizlerindeki ürpertici gerçekleri, “Vahşetin Şifresi / Ölüm Elbiseleri” kitabıyla okurların gözleri önüne seriyor. Şu an örgütün içindeki gençleri nasıl kandırdıklarını, nasıl ölüm elbiselerini giydirdiklerini ve nasıl robotlaştırdıklarını, dağları sarsan pişmanlıklarını okurken ülkenin sürüklendiği felakete tanık olacaksınız.

Togan Yayınları Tel:(0212) 542 02 97

 

*

 

Akçura’nın farklı eseri

yusuf.jpg

Yusuf Akçura’nın kaleme aldığı; yüz yıldır hâlâ gündemde olan Suriye ve Filistin’in âdeta 1913’teki fotoğrafını çeken yazıları, “Suriye ve Filistin Mektupları” adıyla kitaplaştırıldı. Eser, dikkatli bir gözle okunmayı hak ediyor, zira Akçura’nın o gün dile getirdikleri, bugün bu coğrafyada yaşananları daha iyi anlamamız için büyük bir önem arz ediyor. “Suriye ve Filistin Mektupları”, coğrafyayı vatan kılacak unsurların neler olduğuna temas etmesi bakımından da Yusuf Akçura’nın bütün eserleri içerisinde müstesna bir yerde duruyor.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212)  251 03 50