KİTAP / AHMET YABULOĞLU

KİTAP / AHMET YABULOĞLU
Türk tarihinin görmezden gelinen gerçeklerinin izinde

Büyük Afşar Devleti’nin kurucusu Nadir Şah, Türk’tü ve Türkçe’den başka bir dil de bilmez ve konuşmazdı. Osmanlı sarayına yazdığı mektupları o Türkçe yazarken, Osmanlı ona Farsça mektuplarla cevap gönderiyordu.

3-301.jpgTarih, bilinmeyeni bilineninden daha çok olan bir bilimsel disiplindir. Uzun insanlık tarihinin karanlık olan, henüz aydınlanamayan birçok olayı olduğu gibi, birçok devleti ve milleti de vardır. Bu gayet doğal bir olgudur. Fakat bilhassa üstü örtülen, bilindiği halde bilinmeyen ve olmadığı gibi gösterilen, tahrif edilen, yok sayılan, tarihçinin insafına terk edilen olaylar, devletler, milletler ve şahsiyetler de vardır. Uzun bir geçmişi olan Türk Tarihi, genel olarak tahrifata uğrayan, yanlış aktarılan, bilindiği halde bilinmeyen tarihlerin başında yer almaktadır.

Cahangir Hüseyn Afşar’ın kaleme aldığı Cumhur Turan’ın Türkiye Türkçesine aktardığı, “Azerbaycan Nadir Afşar Devleti” adlı kitap, bilmediğimiz değil, bildirilmeyen, açıkça yazılmayan, yazılsa bile “Farsi ” gibi gösterilen, tarihimizin en büyük devlet adamlarından, kahramanlarından, Büyük Afşar Devleti’nin kurucusu Nadir Şah’ı, yaptıklarını, yapamadıklarını belgelere dayanarak anlatan bilimsel bir çalışmanın ürünüdür.

Batılı birçok tarihçinin “deha”, “büyük devlet adamı”, “Doğu’nun Son Kahramanı” gibi ünvanlar vererek tanıttıkları Nadir Şah, onların kalemlerinde bir Fars hükümdarı gibi verilir. Hâlbuki Nadir Şah Türk’tü ve Türkçe’den başka bir dil de bilmez ve konuşmazdı. Osmanlı sarayına yazdığı mektupları o Türkçe yazarken, Osmanlı ona Farsça mektuplarla cevap gönderiyordu. Kurduğu devletinin adı da “Büyük Avşar Devleti” idi. Avşarlar, bir Oğuz boyu olduklarına göre, bu devlet Oğuz’un Avşar boyu tarafından kurulmuş bir devlet olduğunu adı ile gösterse dahi, onu Fars devleti saymaya cehdedenler olması şaşırtıcı değil mi? Nadir Şah, bir devlet başkanı, bir kahraman olduğu kadar, bugün kullanılan anlamıyla, aynı zamanda bir toplum mühendisiydi. Bugün bile, İslam dünyasının en büyük kanayan yarası olan ve dolayısıyla Türkiye’nin de en büyük sıkıntısı olan “Sünni - Alevi” sorununu çözme yolunda attığı adımları öğrendiğiniz zaman gerçekten şaşıracaksınız. Gerçekleştirdiği “Mugan Kurultayı” birlik ve beraberlik, bir anlamı ile TURAN devleti için yol gösterici kararların alındığı bir kurultay olduğundan dolayı, araştırılması ve incelenmesi, milletimizin geleceği açısından büyük önem arz etmektedir.

Bilmediğimiz, daha doğrusu bize bildirilmeyen büyük bir Türk oğlunun hayatını ve başarılarını merak ediyorsanız, “Azerbaycan Nadir Afşar Devleti” adlı kitap sizlere önemli bir fırsat oluşturuyor. Okursanız, bir şey yitirmezsiniz, aksine çok şeyler kazanabilirsiniz. Üzerinde uzun yıllar çalışarak - İstanbul, Bakü, Tahran ve Moskova “ arşivlerinden yararlanan ve ortaya görkemli bir eser koyan Cihangir Hüseyin Afşar, Türk tarihi ve milletim adına teşekkürü hakediyor.

Bilgeoğuz Yayınları Tel:(0212) 527 33 65

 

*

 

Dünyayı değiştiren savaş

5-084.jpgİstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., 1. Dünya Savaşı’nda gerçekleşen en önemli olaylara dair fotoğrafları tek albümde bir araya getirdi. “Harb-i Umûmî Panoraması” adıyla yayımlanan eser, Atatürk Kitaplığı arşivinde yer alan 8 albümdeki 274 fotoğraftan oluşuyor.

Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği 1. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti’nin bitiş sürecine girdiği, dünyaya yeniden şekil veren en önemli hadisedir. Bu savaş, Avrupa’daki 4 merkezi devlet ve diğer kıtalarda yer alan 20’den fazla ülkenin katıldığı bir savaştır.

Kültür A.Ş., dönemin zor şartlarında yapılmış olan eski albümleri, “Harb-i Umûmî Panoraması” adıyla yeniden gündeme taşıyarak tarihî ve kültürel mirasa ışık tutmayı amaçlıyor. Albümler, cephedeki askerin moralini yüksek tutmak için Müdafaa-i Milliye Cemiyeti tarafından hazırlanarak Ahmed İhsan ve Şurekâsı Matbaası’nda basılmış. Albümlerin birinci, ikinci ve üçüncü cildinde 34, dördüncü ve beşinci cildinde 36, altıncı cildinde 34, yedinci cildinde 32 ve sekizinci cildinde 34 olmak üzere toplam 274 tane savaşı ve savaş gerisini gösteren görsel bulunuyor.

Albümde fotoğraflarla beraber Prof. Dr. Haluk Selvi’nin “Harp ve Propaganda” ve Doç. Dr. Ali Satan’ın “Savaş ve Kahramanlığın Görünür Kılınması” adlı makaleleri de bulunuyor.

Üzerinde herhangi bir tarih bulunmadan ciltli olarak basılan albümler, 1915 yılından itibaren bütün İttifak cephelerindeki gelişmelerin fotoğraflarından oluşuyor. Savaşın en hararetli anlarında askerlerin moralini yükseltmek için hazırlanan bu albümler aslına sadık kalınarak yayınlandı.

Albümler, cihada dair hayırlı haberler vermeyi ve meşhur olaylarla ilgili fotoğraflar yayınlayarak halka cephe gelişmelerini yakından göstermeyi hedefliyordu. Teknolojik yenilikler, siperlerdeki askerlerin morallerinin yüksekliği ve başarıları bu fotoğraflara yansıyan önemli göstergelerdi.

İBB Kültür A.Ş. Yayınları Tel: (0212) 467 07 71

 

*

 

Her Türk’ün hayat pusulası

2-460.jpg

Prof. Dr. Fuat Köprülü, Dede Korkut’un değerini anlatmak için “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar” tespitinde bulunmuştur. Dede Korkut Kitabı olarak andığımız bu kitap, Türk kültür ve medeniyet tarihinin temel taşlarından biri ve Türk dilinin şaheseridir. Bu esere adını vermiş olan kişi, Türk’ün bilge kişisi, efsanevî ozanı ve ozanların pîri, belki bir Türk velisi olan Dede Korkut’tur. Bu eserde yer alan destanî hikâyeler, onun tarafından düzülüp koşulmuştur. Bu kitap, önce dilden dile söylenegelmiş, sonra yazıya geçirilerek yüzyılların ötesinden çağları aşıp günümüze ulaşmış eşi ve benzeri olmayan bir eserdir. Millî ve şerefli hayatın devam etmesi için bu hayatı besleyen kaynaklara ihtiyaç var. İşte Dede Korkut Kitabı, bir insanı ve hatta bir milleti, millî ve insanî değerlerle donatmaya kâfi nadir eserlerden biridir. Bu sebepledir ki genç olsun yetişkin olsun her Türk, bu eseri bir defa değil, ömür boyu, tekrar tekrar okumalıdır.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

 

*

 

İnsanlığa yön verdi

1-597.jpg

Nazım İntepe’nin kaleme aldığı, ” Şeyhül Reis İbn-i Sina “ kitabında büyük Türk aliminin hayatı roman formatında anlatılıyor. İbn-i Sina’nın bıraktığı eserlerin etkisi, denize atılan taşın halkalar oluşturarak yayılması gibi yakın ve uzak birçok ülkeye yayıldı ve günümüze kadar ulaştı. Eserleri, sadece tıp alanında değil başta felsefe, metafizik, ilahiyat olmak üzere bütün ilimlerdeki fikirleri etkilemiştir. Etkileri yüzyıllarca sürmüştür. İbn-i Sina’nın birçok görüşünün hiç değişmeden günümüzde devam ettiğini söyleyebiliriz.

 

Kaynak Yayınları Tel:(0216) 522 11 44

 

 

*

 

Sahici Mizah

4-166.jpg

Kendisi de şizofreni hastası olan bir öykücü olarak Okay Uludok’un temel araçları, müthiş hayal gücü ve “komik”ten “satirik”e uzanan sivri dili. Sadece komiğin sınırlarındayken bile yazınsallığını hiç kaybetmeyen, satiriğe vardığında ise türünün en parlak örneklerine yaklaşan bir dil bu. Dolayısıyla, (uçları henüz yeterince sivriltilip cilalanmış olmasa da) eleştiri oklarını toplumun sadece deliliğe bakışına değil büyük aksaklıklarına da yöneltmekten çekinmeyen öyküler yer alıyor, “40 Şizofrenden 1 Öykü” kitabında...

Doğan Kitap Tel: (0212) 373 77 00