Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

KKTC’nin geleceği için Eroğlu yeniden seçilmeli

Anavatan Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, Türkiye’nin Kıbrıs anlaşmazlığında takınacağı tavrı merakla araştıran ve sorgulayan Güney Kıbrıs Rum basını, konuyla ilgili çeşitli duyum ve bilgilerini okurlarıyla paylaşmaktadır.

Haftalık Kathimerini “Tayyip Erdoğan Çözüm Olmadan Alışveriş Öneriyor... Türkiye’nin Yeni Cumhurbaşkanlığı Kıbrıs Sorununa ‘Yaratıcı’ve ‘Yeni Fikirlerle’Geri Dönmeye Hazırlanıyor” başlıklı haberinde, Ankara’nın artık dikkatini Türkiye’nin yeni dış politikası üzerinde yoğunlaştırdığını, 12’nci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politikaya damgasını vuracağı ve bu kapsamda, aralarında Kıbrıs sorununun da bulunduğu bir dizi önemli konu üzerinde duracağını yazdı. Gazete “İyi bilgili kaynaklara” dayanarak Erdoğan’ın yakın çevresinin, Kıbrıs sorununun ciddiyetini anladığını, Erdoğan ile çalışma arkadaşlarının artık Kıbrıs sorununda düzenin değişme zamanının geldiğine inandığını yazdı ve Kıbrıs sorununun kemikleşmesinin, özellikle de KKTC’nin izolasyon altında olmasının, Doğu Akdeniz’in tamamında Türk dış politikasının ve Türk lirasının varlığını hissedilir kılmak isteyen Erdoğan’ın planlarına uymadığını ekledi.
Ankara’nın, Kıbrıs müzakerelerindeki çıkmazdan büyük oranda Rum tarafını sorumlu tuttuğunu ve Anastasiadis’in, Batı’nın beklentilerine cevap vermediğine inandığını ve Türk diplomatların, Rum liderin Annan Planı döneminde gösterdiği kararlılığı henüz göstermediğini söylediklerini belirten gazete, bu yeni dönemde Ankara’nın 4 hedefi olduğunu savunarak bunları okurlarına şöyle aktardı: “Kaynağımız gazetemize ’müzakereler çıkmaza sürüklendiğine ve Ankara da Kıbrıs’ta düzenin derhal değişmesini istediğine göre, çözüm alternatif formüllerden geçiyor’dedi. İktidar partisi AKP çevrelerinden gelen bilgilere göre, Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı Kıbrıs sorununda yeni, ‘yaratıcı’ve ‘taze fikirlerle’perde önüne dönmeye hazırlanıyor.” 
Yeni strateji çerçevesinde Ankara’nın öncelikleri arasında; Kıbrıs sorunu doğal gaz ve Kıbrıslı Türklerin izolasyonuna son verilmesi, Maraş’ın açılması ve Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafıyla ticari ilişkilerinin aşamalı olarak normalleşmesi gibi, Kıbrıs sorunundaki bazı önemli meselelerin çözülmesi var.
Son dönemde KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile Anavatan Türkiye hükümetinin Kıbrıs’ta sürdürülmekte olan müzakerelerde ahenk içerisinde çalıştıklarını söylemek mümkündür. Federasyon dışında da alternatif çözüm modelleri üzerinde önümüzdeki süreçte açılımlar yapılacağı konusunda işaretler vardır. Bugüne kadar, açıkça olmasa da, masaya getirilmesinden çekinilen “iki devletli-konfederal” çözüm modelinin gündeme getirilmesi en doğru yol olacaktır. Rum’un “taze fikirler” olarak konfederal çözüm modelini kabul etmesi zordur. Ancak doğal gaz ve Maraş konularında geliştirilebilecek “yaratıcı” önerilerin, ekonomisi iflas etmiş Rum’a cazip gelmesi beklenebilir. Anavatan Türkiye’nin maddi ve ekonomik açılımlarla hem Yunanistan hem de Güney Kıbrıs’a cazip teklifler getirebileceği güvenilir kaynaklar tarafından ortaya atılmaktadır. ABD Başkan Yardımcısı Biden’in tam da bu aşamada, yani Eylül ayında başlaması beklenen al-ver sürecinde devreye girerek sürece maddi katkı koyacağı belirtiliyor. Rum tarafının al-ver sürecinde mevcut olumsuz tutumunu sürdürmesi halinde Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun müzakerelere Türkiye’nin de desteğiyle devam etmemesi beklenmektedir. Nisan 2015’te KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Türkiye’nin Kıbrıs siyasetine son noktayı koyması da beklentiler arasındadır. Yıllardır KKTC’nin geleceğine Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yön veren Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun KKTC’nin içinde olmayacağı bir çözüme sıcak bakmadığı bilinmektedir. 2004’te yapılan Annan Planı Referandum’u öncesinde ve sonrasında, başta ABD ve AB olmak üzere emperyal güçlerin Kıbrıs Türküne yönelik verdikleri hiçbir sözü yerine getirmemiş olmalarından Kıbrıs Türkü gerekli dersi almıştır. Önümüzdeki süreçte aynı emperyal güçlerin boş vaatlerine karşı Kıbrıs Türkünün önemli çoğunluğu uyanıktır. İflas etmiş ve yıllardır masada olan federasyon çözüm modeli KKTC’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı sürecinden sonra kesinlikle gündemde olmayacaktır. Anavatan Türkiye’nin de iflas etmiş ve yıllarca üzerinde boşuna vakit kaybedilen federasyon çözüm modeline artık sıcak bakmayacağını tahmin etmekteyim. Anavatan Türkiye, AB tam üyelik sürecinde Kıbrıs’ın bir engel, bir ön şart olarak önüne getirilmesinden de yorulmuştur. Konfederal bir ’çözüm modeli’nin en yürekli savunucusu olan Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bir dönem daha, Kıbrıs Türkünün lideri olarak göreve devam etmesi ’Milli Davamız’ın başarıya ulaşması için olmazsa olmazımızdır.

Yazarın Diğer Yazıları