Kokartlı rehberlerin isyanı

Turizm sezonunun başlaması ile birlikte aynı sorunlarla ilgili olarak kokartlı rehber meslektaşlarımdan telefonlar almaya başladım. Şikayet aynı, şikayetin muhatapları belli ama sonuçta göstermelik birkaç yol kesme ve tutanak tutma ile işi geçiştirme yolu izleniyor.
Bütün personel dosyaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda bulunan ve sayıları çoktan on bini geçen kokartlı rehberlerin hali artık içler acısı bir hal almaya başladı. Ülkeyi her şekilde yabancı sermayenin kontrolüne terk eden zihniyet bunu turizm sektöründe daha da bariz şekilde gösteriyor. Bunu yaparken de hiçbir çekinceme göstermiyor.
Verilen tavizler artık o boyutlara gelmiş ki; kendi ülkemizde eğitimi, bilgisi, tecrübesi ve karakteri ile ülkemize hiçbir katkısı olamayacak kıyıda köşede kalmış ne kadar işsiz var ise getirip operatör temsilcisi kılıfı ile sektörde cirit atmalarına olanak sağlanıyor.
Bu uygulamalara göz yuman Kültür ve Turizm Bakanlığı sanıyorum ülkenin Kültürü ve Turizmi ile ilgili yetkinin kendi elinden alındığının farkındadır. Tabela bakanlığı konumuna düşmemek için sektörsel denetimin tam olarak yapılması gerektiği ne zaman bürokratlar tarafından Sayın Bakan’a anlatılıp önlemler alınacak diye hâlâ beklemedeyiz.
Dünya da ekonomik kriz var diye, tüm inisiyatifin yabancı tur operatörlerine bırakıldığını görmek için bilfiil işin içinde olmaya gerek yok. Bu konuda zaten sizi sürekli bilgilendiren rehberlik ve turizm meslek kurumları var. Biraz onların şikayetlerinin dikkate alınması sektörde nelerin döndürüldüğünü anlamak için yeterli olacaktır.
Özellikle yabancı  “kaçak çalışanların”  sektörü alt üst eden ve şehir turu adı altında organize edilen gezilerin başına kendi personellerini koyup, hangi işletme daha fazla komisyon verirse turistleri oralara yönlendirmeleri ve bunu yapar iken de diğer işletmeleri kötülemeleri kabul edilebilir bir şey değildir.
Bu ülkede milyonlarca işsiz insan var iken ve bunların on binden fazlası zaten bu işi yapmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş iken, şehir turlarının rehberliğini yabancı kaçak çalışanların yapmasına göz yummak kadar büyük bir suç işlenemez diye düşünüyorum. Sonuçta bu ülkede hükümet edenlerin birincil görevleri kendi vatandaşlarının çıkarlarını korumak ve kollamak olmalıdır. Diğer bütün dünya ülkelerinin hükümetlerinin önceliğini kendi devlet ve vatandaşlarının önceliği oluşturmaktadır.
Biz bu ülkede misafir miyiz ki bu ülkenin tanıtımını yabancı kaçak çalışanlara bırakılmasına çanak tutuyoruz. Bu ülkenin sahibi biziz ve her yönü ile tanıtımını yapmak da bize düşer. Medeniyetler İttifakı demek ve bu projede yer almak demek kesinlikle onların Anadolu’ya baktıkları gözle ve anladıkları manada Anadolu’yu onlara anlatmak gerekliliğini doğurmaz. Kendi kültürel birikimlerimiz ile geçmişten gelenleri harmanlayıp sunmamız en doğrusu olacaktır.
Ama bunları diyebilmek için önce Anadolu’yu iyi bilmek, Türk Kültürünü iyi kavramış bürokratlara sahip olmak gerekiyor ki; bu yabancı kaçak çalışanları otobüslerden alıp aşağı indirsinler.
Bu zihniyet kesinlikle değişmesi ve kaçak çalışanlara göz yuman tüm devlet bürokratlarının cezalandırılması gerekiyor. Yoksa birkaç yıla kadar turizm sektörünün tüm karar mekanizmaları yabancı denetimine geçecek.

Yazarın Diğer Yazıları