"Kol Kırılır AİLE İçinde"

Ak Parti'nin Kızılcahamam kampının -27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı-, iktidar kanadında yara açtığını söyleyebilirim. Erdoğan'ın "Arkadaşlara McKinsey'den fikrî danışmanlık hizmeti almayacaksınız, uyarısında bulundum." şeklindeki çıkışı fazla sertti. Bu cümleyi kullanırken, yüz rengine dikkat ettiniz mi? Bayağı değişikti. Cumhurbaşkanı uyarıyı çoğullaştırsa da asıl muhatabı Berat Albayrak'tı. Kendi de biliyor ki, son dönemde ekonominin direksiyonunda o var. Sevdikleri tabirle muhatap"açık ve net"in hedefi Hazine ve Maliye Bakanı idi.

Anlaşılan, Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunda ilk itilafı yaşayan kayınpeder-damat ikilisi ikinci kez ters düşmekte. Erdoğan'ın tavrı kesinlikle "düstur çekmekti!" Bir yerde de Ak Parti'nin alelacele yaptırdığı anketin cevabını vermekti. Bu nabız yoklamasından parti tabanının büyük bölümü McKinsey'den yani bir Amerikan şirketinden denetlenmeye itiraz ettikleri ortaya çıktı. Erdoğan işte bunlara cevap vermiş oldu.

Şimdi ne olacak?

Ak Parti Genel Başkanı'nın sinirli hâlde kullandığı cümlelerini kampa katılanların tamamına yakını alkışladı. Hatta en çok destek verenin Bülent Arınç olduğunu fark ettik. Sadece Berat Albayrak ve iki yakını tepkisiz kaldılar. Cumhurbaşkanı'na üç torun veren damat fırça yerken -kusura bakmasın- yanında çocuklarının annesi Esra Albayrak ve kayınvalide Emine Hanım oturuyordu. Onlar donup kalmışlardı.

"Bundan sonra ne olur?" derseniz Hazine ve Maliye Bakanı da, diğer kabine arkadaşları gibi bundan böyle en küçük icraatında dahi "Beştepe'den onay alır." Açıklamalarında da, Sayın Cumhurbaşkanı ifadesini sıkça kullanır. "Peki ailede durum nasıl?" diye soracak olursanız First Lady'nin daha olay günü devreye girdiğinden şüpheniz olmasın. Önce damadını ve dolayısıyla kızını sakinleştirdiği kesin. Diğer taraftan muhterem Eşi'ne de gerekli uyarıyı yaptığından eminim.

Sonuçta istifa falan beklemeyin. Meşhur sözümüzün yeni uyarlaması ortaya çıkmıştır; "Kol kırılır aile içinde."

Tek savunucu

Bu gelişmeler olurken, McKinsey vakasını tek savunan Devlet Bahçeli kaldı. Hâlâ Yeni Ekonomi Programı bünyesinde teşekkül ettirilen "Maliyet ve Dönüşüm Ofisi"ni savunmakta. Hele ABD şirketi için söyledikleri daha ilginç:

"McKinsey, IMF değil. Düyun-u Umumiye hiç değil. Muhalefet etmek önüne geleni karalamak, gördüğüyle kavga etmek, değildir."

Bunları söyleyen Bahçeli, iki kelime de Meral Akşener'in evine tacizde bulunanlar için de etse sevineceğiz.

...

ÖZEL NOT: Hüseyin Movit dostum geçenlerde beni aradı ve şunları söyledi:

"Piyasa denetimini, zabıtalarla yapamazsınız. Erdoğan'ın -Stokçuyu ve fahiş zam yapanları zabıtalara bildirin- lafının hiçbir önemi yok. İhtikâr yapanları sadece Hazine ve Maliye Bakanları cezalandırabilir. Bunun yolu 'Değer Artışı Vergisi'ni artırmaktan geçer. Bunu da bakanlık mensupları kesebilir. Cumhurbaşkanı'nın yönlendirdiği zabıta sadece küçük esnaf ve pazarcıyı denetler."

Okuduğunuz gibi şu andaki durumda şikâyet mercii Bakanlık. Her şeyi bildiğini zannedenler Movit'in uyarısını iyi değerlendirmeli!

***

Meclis'te 27 Trabzonlu

"Fatih'in Sesi Abdullah Gözaydın, üşenmemiş TBMM'deki milletvekillerinin kökenlerini araştırmış. İlginç olan ilk sırayı Trabzonluların alması. Buyurun listeyi sizler de okuyun:

"Süleyman Soylu -İstanbul-, Berat Albayrak -İstanbul- Mehmet Akif Hamzaçebi -İstanbul-, Adnan Gündar -Trabzon-, Ahmet Hamdi Çamlı -İstanbul-, Ahmet Kaya -Trabzon-, Ahmet Kılıç -Bursa-, Ali İhsan Yavuz -Sakarya-, Aziz Babuşçu -İstanbul-,Bahar Ayvazoğlu -Trabzon-, Eyüp Özsoy -İstanbul-, Erol Kaya -İstanbul-, Fuat Göktaş -Samsun-, Hayrettin Nuhoğlu -İstanbul-, Hüseyin Örs -Trabzon-, Kenan Sofuoğlu -Sakarya-, Koray Aydın -Ankara-, Mehmet Fatih Şeker -İstanbul-,Mehmet Muş -İstanbul-, Muhammet Balta -Trabzon-, Polat Türkmen -Zonguldak-,Salih Cora -Trabzon-, Sami Çakır -Kocaeli-, Turan Aydoğan -İstanbul-, Yavuz Ağıralioğlu -İstanbul-, Hasan Kalyoncu -İzmir-, Yalçın Akdoğan -Ankara-.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Bazı yaralara dokunulmaması daha iyidir. Çünkü bunlar, tedaviye kalkışıldığında büyür. Ovidius

Yazarın Diğer Yazıları