Koncuk: Maksat hasıl olmuştur

İYİ Parti'nin 2. Olağanüstü Kurultayı'nı, salonu, salona hakim olan duyguları, sonuçta ortaya çıkanı, "basın"a ayrılan koltuklardan görebildiğim/gözlemleyebildiğim şekliyle dün yazmaya çalıştım.

Bugün de sahneden/kürsüden göründüğü şekliyle yazmaya çalışacağım. Ve bunu elbette tahmine dayalı yapmayacağım. Kurultayın Divan Başkanı, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili İsmail Koncuk'un ağzından aktaracağım.

DELEGE PARTİSİNE SAHİP ÇIKTI

Ben, Akşener konuşana kadar salonda coşku olmadığını, hatta "endişe" bile bulunduğunu, iklimin Akşener'in konuşmasından sonra değiştiğini savunmuştum; Koncuk ise heyecanın kurultayın başından sonuna kadar çok yüksek olduğunu ifade etti. Koncuk'a göre, partiden arka arkaya istifaların olduğu bir dönemde böylesi bir katılım ve heyecan, delegenin ve üyelerin, "partilerine sahip çıktığının" mesajıydı.

"ÇARŞAF LİSTE"YE NEDEN HAYIR DEDİLER?

Kendi adıma, ellerinde parti içi demokrasiyi tam manasıyla işletmek imkanı varken İYİ Parti delegesinin "çarşaf liste"ye hayır demesini yadırgadığımı söylemeliyim. Kongre bitiminde konuştuğum kimi delegelerin tercihin arkasında sahiden de Akşener'e moral destek vermek varken, kimi delegelerin tercih nedeni ise "çarşaf liste"nin tüzükteki uygulanış şeklinin "blok liste"yi aratabilir sonuçlar doğuracağı kaygısıydı.

Türkiye'nin daha önce bir partinin kendi kendini test etmesine tanık olmadığını belirten Koncuk ise, "Normalde, her delege, Genel İdare Kurulu üyesi olmak ister. Bunun yolunu da çarşaf listeyle seçime girmek olarak görür.

Bu, sanırım Türkiye'de ilk defa olan bir şey;

Genel Başkan 'GİK'in çarşaf listeyle mi blok listeyle mi belirleneceğinin kararını size bırakıyorum' dedi ve delege 'Blok liste' istedi.

Bu şu demek: Biz Genel Başkan'ın oluşturacağı listeye güveniyoruz. Bunu başka partiler yapsa emin olun çarşaf liste çıkardı. Bu manada maksat hasıl olmuş, demokratik anlayışla yapılmış bir kongrede Genel Başkan 'teşkilatıma güveniyorum' mesajını çok net vermiştir. Her seçimde sırtı yerden kalkmadığı halde genel kuruldan kaçan genel başkanları çok iyi tanıyor bu millet. Genel Başkanımız onlardan olmadığını çok net ortaya koymuştur" dedi.

"MERKEZ"DE VE MİLLİYETÇİ, MUHAFAZAKAR...

Peki ya "kimlik" meselesi?..

İYİ Parti'nin 24 Haziran'daki oy oranının beklenenin altında kalmasının gerekçelerinden birinin de partinin "ne olduğu", "kime hitap ettiği" konusunda kafa karışıklığının oluşması, seçmenin İYİ Parti'yi konumlandırmakta güçlük çekmesi olduğu ileri sürülmüş ve bu konu medyada bir hayli tartışılmıştı.

Olağanüstü Kurultay'dan bu manada nasıl bir İYİ Parti çıktı; nerede duruyor, kendini nasıl tanımlıyor, artık "net" mi?

 Aslında hep "net" olduklarını söylüyor Koncuk. "Merkez"in iddia edildiği gibi muallak bir söylem olmadığını, İYİ Parti'nin "merkezde" olduğunu söylerken bunun içini hiç boş bırakmadıklarını anlatıyor ama "belki de kendimizi izah edemedik" demeyi de ihmal etmiyor. Koncuk'un tanımıyla "milletin değerlerinin temsilcisi olan bir merkez partisi" İYİ Parti; "milliyetçi, muhafazakar, demokrat, Atatürkçü ve insan haklarına saygılı" olmayı gerektiriyor bu "değerler".

ÇİZENLER... ÇİZİLENLER...

Delege blok listeyle "senin listen başımızın tacıdır Genel Başkanım" dedi ama blok listeye çizik atmaktan da geri durmadı! Çizilenler arasında bazı Başkanlık Divanı üyeleri de vardı. Bunu nasıl yorumlamalı? Yeni bir sorun yaratır mı?

Tereddütsüz "yaratmaz" diyor Koncuk;

"Delege, GİK üyelerinin hepsini tanımaz. Tanıdıkları, en bilinen isimlerdir. Onlar da genellikle divan üyeleridir. Delege de tepkisi, sitemi, mesajı neyi varsa bunu kimi biliyorsa onun üzerinden gösterir. Buna daha başka anlam yüklemeye gerek yok. 744 geçerli oydan, 687 oy alan divan üyemiz var, 685 oy alan divan üyemiz var, 591 oy alan divan üyemiz var... Ama 744 oydan 591'ini almış, 685'ini almış, buna böyle bakmak lazım..."

Bir de hatırı sayılır sayıda delegenin kurultaya gelmediği gerçeği var; 1123 delegenin 888'i salondaydı. Bu bir küskünlük alameti mi? Genel Merkez'e mesaj mı?

Bu iddiaları da kabul etmiyor Koncuk. Söylediği, "Katılmayan delegelerin büyük bölümünün hastalık dolayısıyla, yurt dışında olduğundan dolayı gibi 'mazeretlerini bildirerek' gelmediği".

***            

ŞAŞIRDIM... ÜZÜLDÜM... SEVİNDİM...

Yollardayım eni konu inceleme fırsatı bulamadım ama İYİ Parti'nin yeni GİK listesine dair ilk bakışta hissettiklerim şunlar:

*Parti kurulduğu günden bu yana, seçim kampanyası da dahil süreci en iyi yöneten, mikrofonları, kürsüleri en işlevsel biçimde kullanılan, yanlış bilmiyorsam parti politikaları hilafına bir eylem yahut söylemi de olmayan Onur Aydın'ın listede yer almamasına şaşırdım...

*Akşener'in, MHP'deki imza toplama sürecinde yola birlikte çıktığı genç-idealist-kendine bile muhalif-sivri dilli "İstanbul ekibi"ni neredeyse tümden liste dışı bırakmasına üzüldüm...

*Ben, 24 Haziran tecrübesinden sonra  siyasetten arkasına bakmadan kaçar sanıyordum; Şengül Hablemitoğlu'nun pes etmemesine ve aktif siyasete artık bir parti yöneticisi olarak devam edecek olmasına sevindim...

Yazarın Diğer Yazıları