KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü
Türkmeneli’nde dramatik durum devam ediyor

Bilindiği üzere 10 Haziran 2014 tarihinde IŞİD’in öncülüğünde Irak’ın kuzeyinde başlatılan insanlık dışı ve kaygı verici cinayetler ve operasyonlar halen devam etmektedir. Elbette IŞİD, taşeron olarak belirli hedeflerin gerçekleştirilmesi için küresel güçler tarafından görevlendirilmiş olsa da, kim ne derse desin bu operasyonun ana hedeflerinden birisi Irak’taki Türkmenleri iki parçaya bölmek, Telafer ve Kerkük’ün batısındaki yerleşim bölgelerindeki Türkmenleri göçe zorlamak ve böylece dirençlerini kırmak suretiyle Irak’taki siyasi denklemin tamamen dışında kalmalarını sağlamaktır. 
Birkaç gün önce İstanbul’da yerleşik Türkmeneli Araştırma ve Düşünce Merkezi’nde, çeşitli Türkmen Sivil Toplum Örgütlerinin Başkanları, Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Türkiye temsilcisi ve Kerkük’ten bazı siyasetçilerin katılımlarıyla bir toplantı düzenlenmiştir. Söz konusu toplantıda sunulan raporlar ve bölgeden elimize ulaşan bilgilerin dikkate alınması sonucunda bölge hakkındaki durum özetlendiğinde şu anda Telafer ve Musul’ın ilçeleri ve köylerinden göç edenlerin gerçek sayıları 220.000 civarındadır. Bu rakama diğer Türkmen bölgelerinden göç edenler de eklendiğinde sayının 300.000’i aştığı ihtimal dahilindedir. Bölgeler bazında durum incelendiğinde;
1- Telafer: 400.000’i aşkın nüfusu olan Telafer’den göçe zorlanan 180.000 kişinin; 90.000’i Sincar’da barınmakta olup bu sayının 13.000’i çadırlarda, geri kalanlar ise cami, dükkan, okul ve yol kenarlarında hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar. 5.000 kişi Alkoş, Tilkef ve Musul barajı etrafında bulunmakta,  Kelekyasin’de bulunan 250 aile ise Erbil hava alanına gidebilmek için onay beklemektedirler. 27.000 - 30.000 arasında kişi ise Karakoyunlulardan Tilkef, Yezidi köyü, Telhades, Fayde, Bartala ve Başika gibi köylere sığınmışlardır. Yine 10.000 kişi Zaho ve Duhok’ta Habur kontrol noktasından Kuzey Irak’a girebilmek için Bölgesel Yönetimden onay beklemektedirler. Telafer’e bağlı üst ve alt Şerihan’dan 8.000 kişi ise Duhok, Zaho, Musul barajı ve Erbil’de bulunmaktadırlar. Bir bölümü de Irak’ın güneyine göç etmişlerdir. Telafer’den göç eden maddi durumu iyi olan ve pasaportu bulunanların Türkiye veya İran’a sefer ettikleri, Kürt yönetimi ile iyi ilişkileri bulunan bazı ailelerin ise Erbil, Süleymaniye ve bir bölümünün de Kerkük’e gittiği gelen bilgiler arasında yer almaktadır. 
2- Musul: Musul vilayetine bağlı Çıban, Reşidiye, Karakoyun, Selamiye ve Şirhan’dan yaklaşık 500 aile göç etmiştir. 
3- Selahaddin: Selahaddin’de ise esas göç ilçeye bağlı nahiye ve köylerden olmuştur. 13.000 nüfuslu Amirli’de civar yerlerden gelen göçlerle yaklaşık 20.000 mahsur insan bulunmaktadır. Biravculu’dan 1.500, Karanaz’dan 750, Çardaklı’dan 1.750, Bastamlı’dan 1.000 kişi göç etmiştir. Hasdarlı, Abbut ve Şahseveb köylerinden ise önemli bir göç olmamıştır. Göç eden 3000 ailenin bir kısmı Turzhurmatu, diğer kısmı ise Kerkük’e göç etmiş durumdadır. 
4- Diyale: Diyale ve çevresinden göç eden yaklaşık 200 aile ise Karatepe, Kifri ve Hanekin’e yerleşmişlerdir. 
Göçe zorlanan bazı ailelerin geçim masrafları ve ulaşım bedellerini karşılamak için cep telefonu ve altın gibi değerli şahsi eşyalarını çok düşük fiyatlara sattıkları, ayrıca bazı ailelerin de göç esnasında çeteler tarafından paralarının ellerinden alındığı ve kadınlarına tecavüz edildiği bölgeden gelen bilgiler arasındadır. Hava şartları sebebiyle göç sırasında her gün 5-10 çocuk hayatını kaybetmektedir.
Irak’ta meydana gelen bir dizi olaylar sonucunda Türkmeneli Bölgelerinin IŞİD’ın kontrolünün altına girmesi, diğer kısmının ise Bölgesel Kürt Yönetimi altında kalması nedenleriyle Türkmenler yaşadıkları coğrafyalarını kaybetmek üzeredirler. ITC, dağınık durumda olması nedeniyle siyaset üretemiyor. Bu nedenlerle Irak’ta 1991’de olduğu gibi Türkiye ile birlikte uluslararası camianın devreye girmesi ve Türkmenler için Türkmeneli’nde güvenli bir bölgenin ihdas edilmesi yolunda gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.
Yukarıdaki açıklanan bu tablo karşısında Türkiye’de bazı çevreler soydaş kavramından rahatsız oluyor ise aynı zamanda da Müslüman olan ve inim inim feryat eden bu insanlara tarikatların, cemaatlerin, imamların Allah rızası için yardımcı olmaları ve kamuoyu oluşturarak bütün dünyaya bu dramatik olayları duyurmalarını dilerim.