KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü
Kuzey Irak’ın asli unsurlarından Şahbeg - Şebekler

Irak’ın kuzeyinde Musul şehrinin doğusunda yaklaşık yetmiş köyden fazla ve sayıları 500.000’e yakın Alevi-Bektaşi inanışına sahip olan Şebek topluluğu hakkında yapılmış çalışma sayısının yok denecek kadar az olduğu müşahede edilmektedir.
Mevcut çalışmalarda da özellikle Şebeklerin kökenleri ve Irak’ın kuzeyine nereden geldikleri ve ne zaman yerleştikleri hakkında ileri sürülen görüşler birbirleriyle çelişki içerisindedir. Türkmen araştırmacı ve yazarlar dışında, bazı yazarların, özellikle şebeklerin kimlikleri ile ilgili olarak kanıt sunmadan ısrarla Arap veya Kürt olduklarını, diğerlerinin ellerinde tarihsel kanıtlar olmasına rağmen kerhen Türkmen olduklarını beyan etmektedirler.
Genel olarak Alevi - Bektaşilik konusunda Türkiye dahil Ortadoğu’da yeterli bir çalışmanın yapılmadığını görmekteyiz. Bilindiği gibi Bektaşilik tamamen İslam şeriatına bağlı, İmam Musa Kazım tarafından 12 imam soyundan geldiği iddia edilen Hacı Bektaş tarafından XIII. Asrın ortalarında özellikle Anadolu’da Moğol istilasının yol açtığı yaraları sarmak üzere zuhur etmiş insan ve ibadeti baz alarak hoşgörü ve sevgi üzerine kurulmuş bir tarikattır. Zaman içerisinde Bektaşilik tarikatı yalnız Anadolu’da değil, Balkanlar, Irak, Suriye, Afganistan, İran, Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan’a kadar olan coğrafya üzerinde kendini göstermiştir. Sonraki zamanlarda Bektaşilik tarikatına cahil dedeler tarafından gulat ve bid’at dahil edildiğinden tarikatta sapmalar meydana gelmiştir. Bu bakımdan, bu topluluklar için cahil hocalar tarafından abartılarak uydurulan sözde ahlak dışı uygulamalar ve sapık inanışların Müslümanlar arasında yayılmasına sebep olmuştur. Hali hazırda bilinçli Alevi topluluğu gulat ve bid’atlara itibar etmemektedir.
Şebekler aslında bir Alevi - Bektaşi tarikatının bir koludur. Şebekler ile ilgili olarak en sağlıklı çalışma  “Irak’ta Bektaşi Topluluğu Şebekler”  adı altında Ahmet Taşkın tarafından yapılmıştır. Taşkın Şebekleri,  “Hacı Bektaş’a bağlanan pirler vasıtasıyla kendilerini Bektaşi olarak sayarlar. 12 imam soyundan gelen din adamlarına pir denilmekte, cem başta olmak üzere bütün dinsel ritüeller pir tarafından yürütülmekte, gülbank, nefes ve cemler Türkçe olarak okunmaktadır.”  şeklinde tanımlamıştır.
Osmanlı Devleti’nin parçalanması ve özellikle Irak ve Suriye devletlerinin kurulmasıyla birlikte, Alevi - Bektaşi toplulukları ile bu coğrafya üzerinde yaşayan diğer toplulukların da aidiyet hislerinde ve kimliklerinde meydana gelmiştir. Bu bakımdan meydana gelen parçalanma neticesinde aynı tarikata mensup topluluklar arasında hem iletişim zayıflamış hem de kendilerini çevredeki diğer topluluklara tanıtmada, kabul ettirmede zorlanmışlardır. Böylece Şebekler bir taraftan Sünnilik-Şiilik, diğer taraftan Şafiilik-Kürtçülük kıskacında kalarak ya Sünnileşmiş, ya Şiileşmiş veyahut bir bölümü de Kürtleşmiştir. Bunun sonucu olarak günümüzde Bektaşi olan Şebeklerin sayısı azalmıştır.
Genellikle Türkmen oymağı olan Alevi - Bektaşi toplulukları arasında bazı farklılıklar olmasına rağmen Dede (Mürşit), Pir (Alper), Rehber, Seyyid ve Talip (Mürit) lerden oluşan sosyo-kültürel yapının hemen hemen aynı olduğu gözlemlenmektedir ki bu durum kuzey Irak’taki Şebekler de bunlardan biridir.
Şebeklerin kökenleri ve kuzey Irak’a nereden ve ne zaman geldikleri ve sosyo-kültürel yapıları hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Şebeklerin kökenleri ve dini inanışları hakkında bir dizi farklı görüşler ileri sürülmektedir. Şebeklerin kökenlerine gelince; Osmanlı ve diğer arşiv belgeleri, Türkmen araştırmacıları dışında Şebekler hakkında kaleme alınan çalışmaların büyük bir bölümü Irak’ta yayımlanmıştır. Şebekler hakkında araştırma yapan ve makale ve kitap çalışmalarına imza atan önemli yazarların arasında Muhammed Abbas Azzawi, Abdul Mun’im Gulami, Ahmed Hamid El-Sarraf, Züheyd Kazım Abbud ve Reşid El Hayyun’un isimlerini sayabiliriz.
Genel olarak bakıldığında Bektaşiliğin Arap olmayan ve özellikle Türk ve Türkmen gurupları arasında görülmekte olduğunu ve yaygınlaştığını ifade etmek doğru olacaktır. Böylece Irak’taki etnik gurupları oluşturan büyük oranda Türkmenler, kısmen de Kürtler arasında Bektaşiliğin yaygın olduğunu görmekteyiz. Özellikle katkısız Türkmen şehri Telafer başta olmak üzere Musul’a bağlı Şirinhan, Karakoyun, Selamiye ve Kubba köyleri ve Kerkük’e bağlı olan Tavuk ilçesi ve ona bağlı Tazehurmatu Nahiyesi, Selahaddin’e bağlı Tuzhurmatu ilçesinde yaşamaktadırlar. Ayrıca Erbil, Süleymaniye ve Diyala’da az sayıda Bektaşi Türkmen’in yaşadığı bilinen bir gerçektir.
Şebeklerin kökenini ancak ve ancak 24 Oğuz Boyu’nun Orta Asya’dan Horasan üzerinden bölgeye göç eden Türk-Türkmenler arasında bulmak mümkündür.
(Devam edeceğiz)