KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü
Demirel ve Kerkük

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 17 Haziran 2015 günü Hakk’ın rahmetine kavuştu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine inançla bağlı olan Demirel’in ne kadar büyük bir değer olduğu, ilgi çekici görüş ve tespitleri, Türkiye’nin doğrularından hareket etmeyi bilen dirayetli devlet adamlığı hakkında çok farklı, ilginç ve güzel anılar yazılıp çizilmektedir.

Demirel’in anlatılacak yönleri arasında özellikle Türk Cumhuriyetleri ve Dış Türkler topluluğu ile ilgili çalışmaları kapsamında Kerkük meselesi de önemli bir yer alıyor.

1965’te Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Başbakanı olan Demirel, 20-24 Ekim 1967 tarihleri arasında Irak’a yaptığı 5 günlük ziyaret programına Kerkük Şehri’nin de dahil edilmesi şu ana kadar hem benzerine rastlanılmayan bir çıkıştır ve hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı sıfatıyla Kerkük’ü ziyaret eden ilk ve tek başbakandır.

Bağdat’ta gerçekleştirilen resmi görüşmelerin ardından, Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçiliği’nde Başbakan Demirel onuruna verilen resepsiyona Türkmen Kardaşlık Ocağı Yönetim Kurulu Üyeleri, ileri gelen Türkmen şahsiyetleri ve Bağdat Üniversitesi’nde tahsil gören Türkmen öğrencilerin temsilcileri de katılmışlardır. Bendeniz de bu resepsiyonda Ocağın Kurul Üyesi olarak hazır bulunanlar arasındaydım.

Demirel Türkmen heyetine hitaben konuşmasında; Türkiye ile Irak arasında çok iyi ilişkiler içerisinde bulunulmasının gerekliliğine işaret ederken, Türkmenlerin de çeşitli alanlarda eğitim sahibi olarak Irak’ın gelişmesine katkıda bulunabilmeleri için Türkiye üniversitelerinde Türkmen öğrencilere yeteri sayıda kontenjan tahsis edileceğini ve maddi durumu zayıf olanlara da burs verileceğini ifade etmiştir. Burs ve eğitim ile ilgili bu ifadeleri sözde kalmayıp hayata geçirilmiş ve hatta bir süre sonra Demirel’in direktifleriyle zamanın Türkmen kökenli Bursa Milletvekili şair ve yazar Ömer Rasih Öztürkmen’in Eğitim-Kültür programlarını yakından takip etmek amacıyla Bağdat’a yapmış olduğu ziyaretine yakinen tanık oldum.

Resepsiyonda ayrıca, Ocak Başkanı Abdullah Abdurrahman, Demirel’e kendi imzasını taşıyan bir kol saatinin yanı sıra, gümüş üzerine oymalı

“Hoş geldin safa geldin

Sen Kaf’dan Kaf’a geldin

Ne men öldüm kurtuldum

Ne sen insafa geldin”

şeklindeki anonim bir hoyratın yazılı olduğu bir plaket verdi ve bu plaket o günden bugüne kadar evinin her zaman baş köşesinde yerini aldı ve Güniz Sokak’taki evini ziyaret eden her Türkmen’e Demirel bu plaketi gururla gösterirdi.

Kerkük ziyareti gerçekten muhteşem olmuştu. Kerkük Havaalanı’ndan ikamet edeceği yere kadar 25-30 km’lik yol boyunca kurbanlar kesilmişti. Demirel’in misafir edildiği Kerkük Oteli, etrafında sevinç tezahüratı yapan on binlerce Türkmen tarafından sevgi çemberine alınmıştı. Demirel gördüğü manzara karşısında gözlerime inanamıyorum diyordu. Davul zurna eşliğinde karşılanan Demirel için eski Kerkük türkülerinden,“Ağam Süleyman / Paşam Süleyman / Evleri Köprübaşında / Ben sana hayran” dizeleri sürekli olarak tekrarlanıyordu. Ne yazık ki bu coşkulu karşılamanın ardından Demirel Irak’tan ayrıldıktan sonra onlarca Türkmen genci tutuklanarak cezaevine konuldu. Yıl 1979. Türkiye’nin olumsuz siyasi ve ekonomik durumu hakkında şu anda bilgi sahibi olmayan yok gibidir. O tarihte Demirel yine Başbakandır. Saddam rejiminin Irak Türkmenleri üzerindeki baskısı had safhadaydı. Tutuklu 4 kahraman liderin acımasız işkencelere tabi tutuldukları ve bunların idam edilecekleri haberi de Türkmen toplumu arasında yayılmaktaydı. 16 Ocak 1980 günü Türkiye’de tahsil gören 200’e yakın Türkmen öğrencinin Başbakan Demirel’den, tutuklu bulunan liderlerinin ya serbest bırakılmaları, ya da idam edilmemeleri için girişimlerde bulunmasına dair talepleri sonuçsuz kalmıştır. Çünkü bu liderlerden Abdullah Abdurrahman, Dr. Necdet Koçak ve Adil Şerif görüşme yapıldığı gün saat 06:40’da idam edilmişlerdi. Dr. Rıza Demirci ise işkenceyle öldürüldüğünden cesedi bile teslim edilmemiştir.

Demirel ile 1990-2000 yılları arasında ve hatta 2000 yılı sonrasında da çeşitli nedenlerden dolayı görüşme imkânım oldu. Bir defasında şehit Türkmenler için “içimde hâlâ bir yaradır” demişti.

Alparslan Türkeş’in 1992 yılında başlattığı Türk Dünyası Kurultayı’na destek vermiş ve Başbakanlık himayesine almıştır. Demirel gerek Başbakanlığı ve gerekse de Cumhurbaşkanlığı döneminde Orta Asya, Kafkaslardaki Türk Cumhuriyetleri ve Kıbrıs başta olmak üzere Batı Trakya, Bulgaristan, Ahıska ve Gagavuz Türklerine olan özel ilgisini hiç eksik etmemiştir. Türk Milleti Demirel’i unutmayacak ve hep hayır ve şükranla yâd edecektir. Ruhu şâd mekânı cennet olsun.