KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü
Bölgede Türkmenlere dikkat

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın geçen hafta yapmış olduğu İstanbul ziyareti, son bir aydır ABD'nin IŞİD sonrası bölgenin şekillendirilmesiyle ilgili dayatmaları da içeren görüşlerini aktarmak amacıyla, Amerikalı yetkililerin çeşitli Iraklı grup temsilcileri, PYD dahil Suriyeli bazı rejim muhalifleriyle Londra, Bağdat, Erbil ve Amman'da yapılan görüşmelerin devamı niteliğindedir.

Ne yazık ki ne Irak'ın 3. önemli unsurunu oluşturan Irak Türkmenlerinden ne de Suriye Türkmenlerinden söz edilmemektedir. Bölgede yaşanan gelişmelerden ve Biden'in İstanbul ziyaretinden anlaşıldığı üzere hali hazırda ABD'nin öncelikli meselesi IŞİD sorunuyla Suriye'nin kuzeyinde de bir Kürt Bölgesinin kurulmasıdır. Nitekim Biden'ın İstanbul'daki görüşmelerinde Esad konusu 2. hatta 3. plana düşmüştür. 

Washington'daki üst düzey diplomatik kaynaklardan uluslararası medyaya sızan haberlerin satır aralıklarına göre Iraklılarla yapılan görüşmelerde, Irak'ın 3 ana bölgeye ayrılmasını öngören federatif yapının Bağdat'tan yönetilmesinin şart olduğu ileri sürülmekte ve İsviçre modeline benzer ademi merkeziyetçi bir yapının Irak için uygun olacağı görüşü ağırlık kazanmaktadır. Öte yandan tüm milislerin görevlerine son verileceği yine bu haberler arasında yer almaktadır.

Amerikalı yetkililerin, Iraklı grupların kendi aralarında mevcut sorunların çözülmesi yolunda asgari müşterekte birleşerek bir yol izledikleri takdirde güvenlik konseyinin desteğiyle Irak'ta yeni federatif yapının korunması yönünde her türlü çalışmadan yana olacağı da iddia edilmektedir. Yani Amerikan idaresi değişimin Iraklıların eliyle yapılmasını istemektedir.

Mesut Barzani İngiliz Guardian gazetesine verdiği demeçte bu yıl 100. yılını dolduran Sykes Picot anlaşmasının artık miyadının dolduğunu ve Ortadoğu'da yeni bir antlaşmanın üzerinde çalışma zamanının geldiğini belirtmiştir. Biden'in görüşleri ile paralellik içeren Barzani'nin demecinde özellikle Irak ve Suriye'de bundan sonra birlikte yaşamanın imkanı olmadığını, bu nedenle söz konusu ülkelerin haritasının yeniden çizilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Barzani Kürdistan gerçeğinin artık Türkiye dahil uluslararası camiada kabul gördüğü görüşünü de yenilemiştir.

Amerikalıların ister Iraklılarla ister Türkiye'de yapılan görüşmelerinde Musul'un kurtarılmasının çok yakın bir zamanda gerçekleşeceği dile getirilmiştir. Biden, Bağdat ile Ankara arasında yaşanan Başika krizinin aşılması için Türk askeri varlığının uluslararası güç adı altında devam edeceği konusunda da mutabakat sağlamıştır. Yani ABD tamamen kendi emrinde olan Iraklılara, Türk askerinin de kendi kontrolünde olduğu mesajını vermektedir.

Irak'ta Türkmenlere gelince daha önceki yazımızda belirttiğimiz gibi ihtilaflı bölge olarak addedilen Türkmeneli bölgesi üzerinde pazarlıklar devam etmektedir. Kerkük için özel statü hikayesi rafa kaldırılmış ve hatta Kerkük'ün 2 bölgeye ayrılmasından söz edilmektedir. İhtilaflı bölge olan Musul vilayetine bağlı ilçe ve kasabalar, Kerkük şehri,  Selahaddine bağlı Tuzhurmatu,  Diyale'ye bağlı Kartepe, Hanekin, Mendeli ve Bedre bölgelerini kapsamaktadır. Hali hazırda bu bölgeler üzerinde oynanan yeni oyun Irak'ın Suriye sınırında Rabia'dan başlayıp İran sınırındaki Hanekin'e kadar gidecek yaklaşık 1000 Km. üzerinde hendekler kazılmakta olup bu hendeklerin açılmasıyla yeni Kürt bölgesi haritasının çizildiği açıkça görülmektedir.

Suriye'de ise Türkmenler üzerinde etnik temizlik devam etmektedir. PYD Batı'da Rusların Doğu'da maalesef Türkiye'nin müttefiki ABD'lilerin desteği ile Türkmen topraklarını kontrolü altına almaktadır. Öte yandan hem Rusya ve hem de ABD'nin Kamışlı-Remeylan'da Hava Üssü inşa etme peşinde olmaları düşündürücüdür.

Suriyeli Türkmen temsilcileri Cenevre toplantısında davet edilmemiştir. Aslında, Ankara, PYD'den fazla bunun üzerinde durmalı ve kırmızı çizgisi Türkmenlerin katılımı olmalı idi.

Irak Türkmenlerinin İstanbul Çalıştayında seçilen komisyonun mevcut durumun görüşülmesi amacıyla öngörüldüğü genişletilmiş toplantısı engellenmiştir. Bağımsız hareket etmeye çalışan komisyon ile ilgili olarak birilerinin bilinen her iki tarafa diğerinin güdümünde olduğu konusunda sarf ettikleri gayretler maalesef başarılı olmuştur. İleride tarih bunu mutlaka sorgulayacaktır.

Netice itibariyle, Suriyeli Türkmen temsilcileri uluslararası mahfillerde mutlaka yer almalıdır.

Iraklı Türkmenlere gelince, durum çok vahimdir. Türkmenler fikir beyan etmek mecburiyetindedirler. Komisyonun öngördüğü toplantı mutlaka yapılmalıdır. Tuzhurmatu, Telafer ilçelerinin vilayet statüsüne alınmasıyla Türkmenler'in denetiminde Kerkük dahil 3 vilayetten oluşan ortaklaşa Türkmeneli Bölgesi oluşturulması yolunda çalışmalar yapılmalıdır.