Kopillerden medet ummak

      Devletinizi ve milletinizi sahipleniyor, hayatınızı bunların varlığı için ortaya atıyor ve üzerlerine toz kondurmamak için yasal zeminlerde fikri mücadele veriyorsanız, devlet ve millet düşmanı hainlerin her zaman saldırısına maruz kalırsınız...

      Yeniçağ'a yapılan saldırı devlet ve millet düşmanlarının işidir!

      Saldıranlar hiç kuşkusuz, vatanı bölmeyi hedefleyenlere ve AKP iktidarının ayrıştırmacı politikalarına ayak uyduran alçak bir güruhtur...

      * * *

      Yeniçağ'ı hedef saymalarının birçok nedeni var...

      Ülkenin başında, geniş bir okur kitlesinin sahiplendiği Yeniçağ'ın işlevinden ve etkinliğinden korkan bir siyasal iktidar var. Saldırı o merkezden yani iktidardan kaynaklanıyor olabilir...

      Saniyen Yeniçağ, bu iktidara her konuda müzahir olan, destek veren ve partisinin ilkelerinden koparak davadan dönen bir muhalefet liderini de sıkça eleştirmekte; Yeniçağ'a saldıran kopiller, yolunu şaşırmış işte o liderin tayfası da olabilir...

      * * *

      Terör bastırılabilmiş değil...

      Yanlış yollara düşen AKP iktidarının iç ve dış politikadaki uyuz tutumu yüzünden PKK'ya ek olarak DEAŞ ve FETÖ çeteleri de türedi, bunların militanları sağda solda hâlâ cirit atıyor...

      Yeniçağ'a saldıran kopiller, bu çetelerin kandırdıkları mahalle çocukları da olabilir...

      * * *

      Evet, Yeniçağ'a yapılan saldırı kesinlikle Türk varlığına

düşman olanların işidir. Bu saldırı sadece bize değil milliyetçiliği, cumhuriyeti, demokrasiyi, hak ve hukuku, bağımsızlığı, laikliği, parlamenter sistemi sahiplenen ve ülkenin, imamların yönetimine girmemiş bir ülke olarak kalması için mücadele veren Türk Basını'na yapılmış demektir...

      Saldırganların kimler olduğunu önünde sonunda göreceğiz...

      * * *

      Yolunu şaşıranları ve varlığımıza düşmanlık besleyenleri Cenâb-ı Allah'a havale ediyoruz. O neylerse güzel eyler!

    Muhbirlik yaygın hale geldi

----------------------------------------------------------

      Bir arkadaşınızı "Sakın evden çıkma, dışarıda eylem var" filan diye uyarırsanız, bunu da sizi sevmeyen biri ihbar ederse yandınız, gözaltına alınırsınız...

     Çalıştığınız yerden de "Haberleşmenin gizliliğini ihlâl, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak" suçu işlediğiniz iddiasıyla görevinize son verilir...

     Bununla da kalınsa yine iyi...

     Aynı densiz, bu sözlerinizden dolayı sizi savcılığa ihbar etse gözaltı durumunuz başlar ve belki de "Hükümeti ve Meclis'i

silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna iştirak etmek" iddiasıyla sorgulanırsınız...  

     İhbar kurumuna (!) teveccüh gösteren bir toplumda bu ve benzeri işler olabilir, çok da olmuştur...

     * * *

     Muhbirlik bir tür casusluktur; yabancılar ispiyonaj der. Türkçesi "Gammazlamak" olabilir.

     Dünyanın hemen her ülkesinde gammazlar vardır; bunların işi gücü, gördüğünü değil daha çok, duyduğunu bir kulaktan öbürüne taşımaktır...

     "İspiyonajın olmadığı ülke yoktur" demek mümkün değildir.

     Bizde de padişahlık döneminde bu iş yaygındı. Kızıl sultan Abdülhamit döneminde ise çığrından çıkmıştı. Padişah, bir adı da jurnalcilik olan muhbirliğe çok önem verirdi.

     İstanbul'un sokaklarında muhbirler kol gezerdi. Gördüklerinden ziyade duyduklarını hemen saraya iletirlerdi.

     * * *

     Kendine güveni olmayan, yıkılıp gitmekten korkan, yaptığının hesabını veremeyeceğini anlayan yönetimler, ayakta kalmak için ihbar kurumuna sığınmışlardır.

     Ancak hiçbiri ayakta kalmamıştır.

     Tarihe bakın, ispiyonaja önem veren ülkelerde rejimin bile değiştiğini görürsünüz.

     Diktaya dayalı nazizm ve komünizm yeterli örnek değil mi!? 

ANLAMLI SÖZLER

------------------------------------------------

     Uzun bir tartışma, her iki tarafın da haksız olduğunun delilidir.

                                                                   (VOLTAİRE)

Yazarın Diğer Yazıları