Korkunun bundan âlâ itirafı mı olur!

Can Ataklı, dün, Korkusuz'daki köşesinde son derece ilginç bir yazı kaleme aldı. Buna göre, Ataklı'yı bilgilendiren 'iktidar ve saray çevresinde olup biteni iyi bilen kaynağı', MHP'den kopan Meral Akşener'in öncülüğünde kurulmasına çalışılan yeni partinin "sarayda endişe yarattığı" yolundaki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirmiş. 

***

"Saray" diye anılan hepinizin malumu olduğu üzere Tayyip Erdoğan.

"Saray", yeni partiden korkmuyor, çekinmiyormuş. Sebebi de şuymuş:

- AKP'de el altından yapılan pazarlıklar!

Ataklı'nın haber kaynağının iddiası o ki, AKP içinde şöyle bir hava varmış:

- Hele bir yeni partiye geçmeye kalkışın... Anında FETÖ'cü olarak tutuklanır, bir daha sittin sene çıkamazsınız dışarıya!

Bu kadar da değil...

 "AKP'nin yeni partiden korkmamasının asıl nedeni, Akşener'i harekete geçtiği an boğacaklarına inanmaları"ymış. Hatta "Tedbirini çoktan almışlar"mış, "Mahkemeler bile hazır"mış!

***

Velev ki bütün bunlar doğru. Tam da Ataklı'nın kaynağının sızdırdığı hazırlıklar yapılıyor "saray"da; ruh hali bu...

BİR:

Burada çok ciddi bir mantık hatası yok mu?

AKP, veya "saray", veya Erdoğan, kurulmasına çalışılan partinin iktidarlarını etkileyemeyeceğini düşünüyor, yani sahiden bundan "endişe duymuyor" ise, ne diye kendi milletvekillerini tehdit edip, partinin, 15 Temmuz'dan sonra zaten mumla arar hale geldiği huzurunu daha da bozsun ki?

"Saray"ın, sahiden de, Akşener için "gerektiğinde harekete geçmek üzere mahkeme hazırlamaya" varan bir "ön hazırlığı" varsa, bu "endişe duyulmadığı"nı değil, tam tersine, girişimin ciddi bir endişeye yol açtığını göstermez mi?

Bundan âlâ korku mu olur Allah aşkına!

İKİ:

Türkiye Cumhuriyeti bir çadır devleti mi?

Bir hukuk devletinde yargı "o parti kurarsa biz de mahkeme kurarız, partiden vazgeçerse peşini bırakırız" usulüyle işletilir mi?

Hem ne demek bu?

Ya olmayan bir suçu üretiyorsunuz...

Ya da var olan bir suçu kendi menfaatinize kullanmak üzere gizliyor, -şimdilik- örtbas ediyorsunuz...

İkisi de birbirinden fena suçlar değil mi?

Varsa bir deliliniz yargıya intikal ettirirsiniz; aksini yapmak şantaja girmez mi?

Asıl kimi/kimleri yargılamalı şimdi?

***

Siz gazete köşelerine sızan veya birilerine geri adım attırmak üzere sızdırılan bu senaryolardan ne anladınız bilmem, ama bana göre:

Ülkeyi 15 yıldır tek başına yöneten bir iktidar, siyasi rakiplerine üstünlük sağlayabilmek için tehdit ve şantaja muhtaç hale geldiyse, bu kudretine değil bitip tükendiğine işaret eder sadece.

***

"TEK ÜLKÜCÜ ADAY" DA GİTTİĞİNE GÖRE...

Şu süreçteki tek yanılgım;

Yeni partiyle ilgili "isim loto"larda adı ne zaman anılsa, - muhalefetine rağmen MHP'den dışlanmamış olduğu için sanırım- "o geçmez" diyordum emin bir şekilde...  Koray Aydın da katılıyor yeni parti kuruluşuna.

***

İki şeyi merakla bekliyorum şimdi.

İlki, Koray Bey'in bugün sabah saatlerinde yapacağı basın toplantısında söyleyecekleri...

İkincisi, daha birkaç ay önce kendisi hakkında "Koray Aydın Bey Ülkü Ocaklarından yetişmiş değerli bir dava insanıdır. Adayların içerisinde tek Ülkücü kendisidir" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ne diyeceği, veya bir şey deyip demeyeceği...

Ülkücülüğü bizzat MHP Genel Başkanı'nın ağzından ilan edilmiş bir siyasi aktörün, üstelik de "teşkilatlanma" gibi, yeni partinin omurgası sayılabilecek bir alandan sorumlu olarak bu yapıda yer almasından sonra, MHP cephesinin eleştirilerini "Zaten Ülkücü değillerdi" diye sürdürmekte zorlanacağı ortada...

***

BİLGİLENDİRME NOTU

Dün, MİT'in hazırladığı teknik rapora dayanarak, ByLock gerekçeli ihraç ve tutuklamalarda yaşanan mağduriyetlerin nedenlerini araştırıp derleyen okurumuzun yazdıklarını paylaşmıştım; yazıya ilgi hayli yoğun oldu. Benzer durumda olduğunu iddia eden sayısız insandan mesaj aldım.

Yazının yayımlanmasından sonra aynı okurumuz bir konuda düzeltme/bilgilendirme yaptı. Aktarıyorum:

"14 Temmuz'da böyle birisi ihraç olmamış' demesinler; sıkıntıya girmenizi istemem. Dünkü yazıda gerçek ismimi kullanmadım. Bu örneği verdiğim için kusuruma bakmayım ama kendimi tecavüze uğramış gibi hissediyorum. Hem günahsız yere onuru, itibarı, psikolojisi mahvoluyor hem de bundan dolayı toplumdan ve çevresinden utanıyor. Durumum bu. Bu nedenle ismimin medyada yer almasını istemiyorum..."

Yazarın Diğer Yazıları