Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Kor'lara kumpas...

Başarısızlığa endekslenmiş 15 Temmuz darbe girişimi "tuğgeneral ve albayların darbesi olarak siyasi tarihimize geçmiştir." Hain kalkışmada bir tane bile olsa Kuvvet Komutanının olmayışı şanstır. FETÖ'nün 40 yıl ilmek ilmek oluşturduğu kadroyu son derece acemice kurgulanan darbe girişimi ile önemli ölçüde açığa çıkarmasının altındaki sebepleri araştırmak titiz bir akademik tez konusu. Karargâhlara çöreklenenlerin, arazideki kışlalarda fazla yer bulamayışı planın panik ile uygulamaya konulduğunu gösteriyor. Malatya'da bulunan 2. Ordu Karargâhı'nda 3-5 darbecinin alt kademede destek bulamayışı dışında Ordu ve Kolordu seviyelerinde başarısız kaldıklarını yansıtıyor. Evet, "Tuğların Darbesi" olarak literatüre geçen bu darbede ciddi kumpaslar var. Şemdinli iddianamesiyle başlayıp, Atabeyler, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ile devam eden TSK içindeki Millî kadroları tasfiye etme süreci 15 Temmuz ile zirveye ulaşmıştır. Bu defa sahte dijital terör unsuru belgelerin yerini "görevlendirme listesi" ve "asılsız ihbarlar" almıştır.

Üstelik; darbe girişimine en başından karşı çıkarak darbenin bastırılmasında kritik tarihi görevler yapan subayların üniformaları, ellerinden alınarak ömürlerini adadıkları meslekten ihraç edilmişlerdir. Bu konuda zevzekçe her platformda ahkâm kesip yüzdelik rakamlar veren bazı tipler var ki tarih onları yargılayacak... Bir de kumpasa uğrayanlardan birkaçının intikam hırsı önemli hukuki vicdani hataların doğmasına sebep olmuştur. Bugün birkaç bariz örnek vererek "darbe içi kumpas"a ışık tutmak istiyorum.

***

Geçtiğimiz hafta sessiz-sedasız tahliye edilen Korgeneral Erdal Öztürk... 3. Kolordu Komutanı olan Öztürk için darbeciler "1. Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı" görevlendirmesi yapmışlar. Harb Okulu öğrenciliğinden bu yana tanıdığım Öztürk'ün asla FETÖ'cü olamayacağını ilk günden bu yana yazdım. Televizyonlarda söyledim. Ancak başta yandaş medya olmak üzere, tıpkı Silivri'deki kumpas davaları sürecinde olduğu gibi yalan haberler ile infaz edildi. 15 Temmuz gecesi Vali ve Emniyet Müdürüne telefon açıp Sıkıyönetim Komutanı olarak "Polisleri geri çekin çok kan akar." dediği öne sürüldü. Dahası bir takım ses kayıtları servis edildi. Oysa Erdal Öztürk o gece Antalya'da tatildeydi. Ve darbe girişimini televizyonlardan öğrenince telefon bağlantıları ile bunun hukuksuz alçak bir girişim olduğunu, askerin kışlaya çekilerek anayasal düzene bağlı kalacağını duyurdu. Yine telefon ile tanıdığı, güvendiği subayları arayıp darbecilerin gözaltına alınarak kontrolün sağlanması için çaba gösterdi. Her şey gün yüzü gibi açıkta iken Öztürk sadece darbecilerin görevlendirme listesinde adı geçtiği için tutuklandı. 14 ay özgürlüğünden mahrum edildi. Nitekim Vali ve Emniyet Müdürüne telefon eden kişi belirlendi. Düzmeceliği meydana çıkarıldı. Tanıklar dinlendi ve tahliye edildi. Bir gecede çıkarılan KHK ile hain ilan edilip, ihraç edilen Öztürk şimdi serbest. Dava devam ediyor. Kayıpların telafisi mümkün değil...

***

Diğer örnek Korgeneral Abdullah Barutçu... Ömrü dağlarda terörle mücadelede geçmiş Özel Kuvvetler Komutanlığı, Asayiş Komutanlığı dahil stratejik yerlerde çalışmış sonunda EDOK'ta Okullar Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu evinden don-paça derdest edilerek kaçırılmış, sıranın her an kendisine geleceğini hissedip emniyetini sağlamaya çalışmış. ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı ile telefonda görüşmüş, kaçırılma girişimini öğrenip önlem almış. Bir dönem Zaman ve Taraf gazetelerinin yaptığının izinde olan yandaşlar "Kapıcı dairesinde saklanmış" haberleri ile infaz etti Barutçu'yu... Tam 13 ay hapis yattı 7 Ağustos'ta tahliye edildi. Dava devam ediyor. Kayıpların geri gelme imkânı yok. Barutçu'yu teğmenliğinden bu yana tanırım. Gerçek anlamda Türk Milliyetçisidir. FETÖ'den nefret eder. Ancak üzerine sıçratılan çamurun izinin temizlenmesi kısa zamanda imkânsız. Geç gelen adalet, adalet olmaz ki...

***

Öztürk ve Barutçu en azından cezaevi koşullarından kurtuldu. Bu arada halen hapis yatan ve o gece saniye saniye darbe ile mücadele eden iki korgeneral daha var. Darbecilerin daha fazla kan dökülmeden teslim olmalarını sağlayan Korgeneral Yıldırım Güvenç ve Korgeneral Metin İyidil... Aslında madalya verilmesi gereken bu iki Korgeneralin hikâyeleri dramatik. 15 aydır hapisteler... Yarına Güvenç ve İyidil'in başlarına örülen çorabı, darbe içindeki kumpasın izlerini yazmak üzere sevgi ile kalın...

Yazarın Diğer Yazıları