Hafta başında bazı gazetelerde yer alan haberler ve Cumhurbaşkanına sunulduğu belirtilen “çok gizli” bilgi notu, yıllardır dile getirdiğimiz yandaş kayırmanın ulaştığı boyutu ve yandaşların bilgisiz ve hiçbir sınavı kazanamayan kişiler olduğu gerçeğini ortaya koyması açısından önem arz etmektedir.
Habere göre: “AKP’de birkaç genel başkan yardımcısı ve bazı Köşk danışmanları aracılığı ile KPSS’ye ilişkin geniş bir çalışma yapıldı. Çalışmanın sonunda da rapor hazırlandı. Bir de Erdoğan’a sunulmak üzere iki sayfalık “özet rapor” oluşturuldu... Raporda öncelikle KPSS ile ilgili AKP’lilerin yaşadığı sıkıntılar anlatıldı. AKP’ye oy verenlerin ve AKP yöneticilerinin yakınlarının, KPSS’yi kazanamadığı belirtilerek, KPSS’nin mutlaka kaldırılması gerektiği vurgulandı. Raporda, şoför, hizmetli gibi lise mezunlarının başvurduğu alt hizmet kadrolarını partililerin tercih etmediği de belirtilerek, partililerin daha çok, A grubu kadrolara başvuruda bulunduğu kaydedildi. Raporda, A grubu kadrolar için lisans şartının esnetilmesi gerektiği vurgulandı... KPSS ile devlete memur alımında teşkilatlarımızdan gelen şikâyetler daha çok puan yüksekliğinde yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle de istenen puanı almakta zorlanan on binlerce partili aday istihdam edilememekte ve bu durum teşkilatlarımızda rahatsızlığa sebep olmaktadır. Devlete memur alımında bir başka açmaz mülakatlardır. Mülakat heyetlerinin oluşturulmasında gereken dikkatin gösterilmediği, bazı CHP ve MHP’li adayların hatta paralelci adayların tanıdıkları vasıtasıyla heyetleri manipüle ettikleri ve memur olarak alındıkları tarafımıza ulaşan raporlarda yer almaktadır”.
Raporda getirilen öneriler şöyledir: “Genel toplamada 3,5 milyon katılım ve 70 bin civarı kazanım göz önüne alındığında 50’de 1 kazanma fevkalade düşük bir oran olduğundan bu sınav devam ettiği sürece istenen sayıda kadrolarımızın yasal olarak atanması mümkün görünmemektedir. Bu nedenlerle KPSS’nin tümden kaldırılması da önemli bir alternatif olarak değerlendirilmelidir... Yüksek bürokrasiye atamalarda vazgeçilmez şart olarak MİT onayı aranmalıdır. Her kim olursa olsun tekli referansın yeterli kabul edilmemesi, kabineden yapılan atamaların dahi mutlak surette denetlenmesi elzemdir”.
Rapor doğruysa Devlet’in bütün kurumlarıyla iflas ettiğinin resmidir. Yine anayasa, insan hakları ve demokrasinin rafa kaldırılmak istendiğinin ve fişlemenin devam ettiğinin en belirgin delilidir. Bu rezalet karşısında 28 Şubat ve İhtilal Dönemleri halt etmiş... Getirilen “Makul Şüphe” kavramıyla yandaşlar, PKK ve sempatizanları dışındaki bütün halk potansiyel suçlu mu ilan edilmek istenmektedir? Allah’ım ne günlere kaldık. Birileri aklını peynir ekmekle mi yemiş?..
Yandaşı memurluğa atamak yada işe sokmak için, alın teri döken yüz binlerin, yetimlerin ve fakir fukara ile garip gurebanın haklarını yemenin ve yedirmenin hangi kitapta yeri bulunmaktadır?
Gerçekten doğru bir iş yapmak istiyorsanız istihdamı çoğaltacak atılımlara girin, yeni iş sahaları açın, öğretmen, memur, doktor, hemşire ve bilim adamı ihtiyacını karşılayın.
Yıllık %7 ila %10’lük büyüme gösteren ve yıldan yıla gayr-i safi milli hasılasının arttığı iddia edilen bir ülkede bunlar zor olmasa gerekir. Yoksa bu iddiaların hepsi yalan mı?
Ey hakları yenilenler, ey iş verilmeyenler ve iş bulamayanlar artık uyanın. Her türlü ahlaksızlığı ve haksızlığı yapıp 28 Şubat’ın arkasına saklananlar, yaptığınız her türlü haksızlığın ve zulmün hesabının sorulacağı Büyük Güne hazırlanın.
Fethi Gemuhluoğlu’nun dediği gibi: “Riya saltanatının ömrü çok kısadır. Gelecek bir mübarek vakte hazır olunuz! ” Gözü olana sabah ışımıştır “ Hâl-i yakazadayız. O sabahın alacasındayız”.
