Kraldan çok kralcı

Kraldan çok kralcı

AKP ve MHP kafasına göre adalet aramak suç!

İktidar, ucu kendine dokunduğu için böyle konuşuyor. Ya MHP'ye ne demeli? Hani "Kraldan çok kralcı" diye bir tabir vardır ya… MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de "İktidardan çok iktidarcı!"…

Oysa vatandaş ona "muhalefet yapsın" diye oy verdi, iktidara yedek lastik olsun diye değil!

Kılıçdaroğlu, azimle, şevkle "Adalet Yürüyüşü"nü sürdürüyor, mübarek bayram günlerini yollarda geçiriyor: "Gönül isterdi ki, ülkede adalet olsun. İşçi korkuyor, esnaf korkuyor, emekli korkuyor, dolayısıyla bu korku ikliminde bir şeyler yapmamız şart. Toplumun korku iklimini, aşması lâzım. Aşmasını sağlayacak da biziz. Bu yürüyüş nedeniyle toplumda bir silkinme oldu. Yürüyüşümüz bittiği vakit umarım bu korku iklimini de büyük ölçüde bitirmiş olacağız." diyor.

 Kılıçdaroğlu, ülkeye adalet gelinceye kadar mücadele etmeye kararlı. Bu yine yürüyüş şeklinde olabilir, oturma eylemi olabilir, Meclis'te sert muhalefet olabilir. Ancak şart şu: Asla cam çerçeve kırılmayacak ve hiç kimse şiddete yönelmeyecek. Bunu yapan, Kılıçdaroğlu'nu karşısında bulacak.

Rahmi Turan Sözcü

***

"Beter olun diyeceğim ama..."

----------

Bir dönemlerin "yıldızıydı" profesör Baskın Oran.

AKP'nin eteğine yapışıp karşı devrime su taşırken iktidarın ve yandaşlarının vazgeçilmez isimlerdendi.

(...)

 Ama çıkarları gereği diğer pek çok liberal görünümlü isim gibi AKP'nin büyümesine ve sonunda Türkiye'yi ele geçirmesine çok ciddi katkılar sağlamıştı. Sonra AKP iyice palazlandı. Artık "asla kendilerinden olmayan" ama "ziyadesiyle yararlanılan" bu kişilerin "son kullanma tarihi" geldi. Buruşturulup çöpe atıldılar.

Bunların çoğunun adını bile unuttuk.

Ama AKP unutmuyor.

Bu kişilerden en küçük bir eleştiri geldiğinde bile öfkeden deliye dönüyorlar. İşte Baskın Oran'ın başına gelen de bu.

Bir yazı yazmış bir yerde. İçişleri Bakanı da okumuş ve öfkelenmiş. (...) Hemen bir twit atmış. Demiş ki "Kendisini ilim adamı diye pazarlamış yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak Baskın Oran hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.

"Eee, ne diyeyim, "beter olun" diyeceğim ama yine de vicdanım elvermiyor.

 Bu arada, aklıma geldi, başta Baskın Oran olmak üzere bu tür pek çok kişi Habertürk, CNN, NTV gibi kanalların değişmez konuklarıydı. Şimdi hiç yoklar. Şşşşt anlı şanlı haber kanalları, niye çıkarmıyorsunuz artık bu kişileri?

Can Ataklı Korkusuz

***

Hukuka pornoyu ilk kim soktu?

---------

AHMET Altan, mahkemede yaptığı savunmada şu tanımlamayı yapmış:

"Hukuk pornosu."

*

Şöyle diyor tam olarak:

"Savcı, hukukun ırzına geçmeyi öyle bir alışkanlık haline getirmiş ki... Bizim iddianame hukuk pornosuna dönmüş."

Hukuk pornosu! Harika bir tanımlama...

Pek artistik.

Ama durun bir dakika! Tanımlamanın cazibesine kapılarak hemen avanaklaşmayalım. Ve şu çok önemli soruyu mutlaka soralım: Hukuka pornoyu sokan ilk kimdi?

 *

 Hukuka pornoyu ilk sokan... Zekeriya Öz adlı hukuk pornocusu savcı değil miydi?

 O Zekeriya Öz ki... Filmin içine parça atan makinistlere parmak ısırtacak kadar çığırından çıkmış bir hukuk pornocusuydu.

 O Zekeriya Öz ki... Çektiği ve çevirdiği hukuk pornosuyla... Karartılmadık hayat, sokuşturulmamış delil, ırzına geçilmedik iddianame bırakmamıştı.

O Zekeriya Öz ki... Pornografik iddianamelerle... Ali Tatar'ların, Kuddusi Okkır'ların, Murat Özenalp'lerin kanına girmişti.

*

 Peki ama hukuk pornocusu Zekeriya Öz, pornografinin dibine vururken... Bugün pornografik bir iddianameyle hayatı karartılmaya çalışılan Ahmet Altan ne yapıyordu?

Ne yapacak?

"Bu ülke Savcı Zekeriya Öz'e çok şey borçludur" diye yazılar yazıyordu.

"Savcı Zekeriya Öz, cesaret ve özveri isteyen bir işin altına hiç duraksamadan girdi" diye yazılar yazıyordu.

"Zekeriya Öz, dokunulmaz sanılanlara hukukun dokunabileceğini bu ülkeye gösterdi" diye yazılar yazıyordu.

"Zekeriya Öz'un hukuk tarihimizde bir dönemeç olarak görüleceğine eminim" diye yazılar yazıyordu.

"Zekeriya Öz, hukukta bir ekol olarak değerlendirilecektir" diye yazılar yazıyordu.

*

Bu kadarla da kalmıyordu Ahmet Altan...

Şunu da yazıyordu:

"Birçok genç hukukçunun Zekeriya Öz'ün izinden giderek 'Yeni bir Zekeriya Öz olma' isteği duyacağına eminim."

E iyi ama Ahmet Altan, sen genç hukukçulara rol model olarak, ekol olarak, dönemeç olarak... Hukuk tarihimizin en büyük hukuk pornocusu Zekeriya Öz'ü gösterirsen... Onlar da senin karşına... İşte böyle hukuk pornosuyla çıkarlar...

Ahmet Hakan Hürriyet

***

Kime bayram?

-------

Adalet arayan insanlar kendilerini sokağa vurmuş, yürüyor. Binlerce kişi yollarda ayakları kanayana kadar taban tepiyor ve bir şeyler anlatmak istiyorsa ben bayram mı yapacağım? KHK'larla yüz binin üzerinde insan sorgusuz sualsiz işlerinden atılmış ve açlığa mahkum edilmiş, haklarını arama hakları da yokken ben bayram mı yapacağım?

(...) Bir ülkenin insanlarının yarısı mutsuzken ötekiler mutlu olamaz, olsa olsa tedirgin olur. Bizim dünya güzeli ülkemizde insanları birbirine düşman eden, düşmanlıktan oy devşirenler bayram yapsın. Benim ne şeker yiyecek halim var, ne bayram yapacak, kusura bakmayın!

Yazgülü Aldoğan Posta

***

Zehir zemberek

--------

Bayrama, "Manisa'da tugayda 731 asker yediği yemekten zehirlendi, 3000 askerin de vücudunda zehirlenme belirtileri görüldüğü için hastaneye kaldırıldı" haberleri ile girdik. Arife günü de "Askeri beş kez zehirlemek şartnameye uygun çıktı" haberi ile uyandık.

Bir zehirlenme.

 İki zehirlenme.

Üç zehirlenme.

Dört zehirlenme yetmez.

 Beşinci zehirlenme olmalı.

Ancak o zaman "acemi er eğitim tugayına hazır yemek satan şirket ile yapılan sözleşme" iptal edilebilirmiş.

Erlerin zehirlendiği tugayda görevli bir binbaşının adı ile soyadının ilk harfleri yazıldı. Binbaşı A.A., Emniyet'te alınan ifadesinde; "İlk zehirlenme vakası olduğunda komutanlarıma sözleşmenin feshi ve ceza işlemi için bilgi verdim ve yazı yazdım. Ancak üst rütbeli komutanlar, beş kez zehirlenme vakası olması veya yemeklerin kötü çıkması durumunda sözleşmenin fesih edileceği şeklinde kesin amir hüküm var diye bana söylediler..." dedi.

* * *

 Binbaşı, orada durmadı. Daha net bilgiler de verdi. "Sözleşme maddelerinde 3000 kişiye yemek çıkartılacağı ve… Bunun için de 202 personel çalıştırılacağı yazılıdır. Buna rağmen aynı sayıda personelle 7000 kişilik yemek çıkartılıyor."

Yemek şirketi korunmuş. 7 yıl önce 100 bin TL sermaye ile kurulmuş, 7 yıl sonra sermayesinin 70 kat artırarak 7 milyon TL'ye işte böyle "askeri 5 kez zehirleme imtiyazı" ile çıkartabilmiş. Bu imtiyazı kim sağladı?

(...)

Bu sözleşmeyi kaç kişi hazırladı?

Hangi devlet koltuğunda oturuyorlar?

Aylık ne maaş alıyorlar?

7 yıl önceki mal varlıkları neydi, şimdiki mal varlıkları nedir?

Böyle bir sözleşeme kimin aklından çıktı?

Hangi parti önde geleni ile şirket sahibi ilişkisi böyle bir sözleşme yapmakta etkili oldu?

Askere yemek satan şirket (ROTA) 7 yılda 70 kat büyüdü, zenginleşti de bu sözleşmeyi hazırlayan ve altına imza koyan bakanlık önde gelen bürokratları, 7 yılda kaç kat zenginleşti?

Bu sözleşme dünya yüzünde askerine hazır yemek alan hangi ordu örnek alınarak yapıldı?

Zehirlenen askerlerin anne ve babalarına, tahlil sonuçları niçin verilmedi?

Bu sorulara cevap nerede?

Hiçbir soruya cevap çıkmadı. Bayrama girdik. Soruşturma da kaynadı. Korkarım: Hep olduğu gibi "bir günah keçisi bulunur" bütün suç bir garibana yüklenir "yemek şirketine askeri beş kez zehirleme imtiyazı veren sözleşme" imzalayanlar, bize temizlik dürüstlük nutukları atmaya devam ederler.

Necati Doğru Sözcü

***

Adalet kimlik sormaz

-------

Kimlikler üzerinden adalet dağıtmaya kalkarsanız, kimliklere göre demokrasi uygulamakla aynı hataya düşer, faşizmin tuzağına yakalanırsınız!

Ayrıca AKP-Erdoğan iktidarının bu "Düşman Ötekiler" politikası ile karşılarındakilerin aynı saftaki oylarını bölerek iktidara geldiğini ve iktidarını pekiştirdiğini, bu nedenle de bu gruplar arasındaki "Ötekileştirmeyi","Düşmanlığı" körüklediğini unutmayınız:

AKP-Erdoğan iktidarı, adaleti sadece kendileri için isteyip, "ötekilere de Adalet" diyenlere kızanların kavgasını, liderlerinin demeçleri ve Sosyal Medyada trolleri aracılığıyla, fiilen de tahrik ve teşvik ediyor...

Herhalde "Adalet Yürüyüşü"ne yapılan saldırı ve eleştirileri de ellerini ovuşturarak seyrediyordur.

Emre Kongar Cumhuriyet

***

Nihat Hoca canlı yayında sırat köprüsünün nereye kurulacağını açıklamış!

3'üncü köprü yetmedi, rant vurgunu sırası sırat köprüsünde!

  G.E   Milliyet (Açık Pencere)