Son yıllarda yürütülen hatalı para politikaları sonucunda Türkiye'de enflasyonun yükselişi önlenemez bir hal alırken, fiyat istikrarının sağlanabilmesi için göreve getirilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vatandaşın canını yakacak radikal önlemler almaya devam ediyor.
Haziran ayında yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ile birlikte resmen parasal sıkılaşma sürecine start veren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 4 toplantı üst üste faiz artırım kararı alarak politika faizlerini yüzde 30'a çekti.
Bu oran, bireysel ve ihtiyaç kredilerinde bankalara herhangi bir bağlayıcılık taşımasa da, mevcut mevduat faizleri ve kredili ürün kullanımına referans olarak önem teşkil ediyor. Ayrıca bankaların kullanıma sunduğu kredi kartı ve kredili mevduat hesabı gibi ürünlerin aylık faizleri ise yasa gereği TCMB tarafından belirlenen politika faizi dikkate alınarak hazırlanmakta.
KREDİ TAKSİTLERİ SONRADAN DEĞİŞTİRİLEBİLECEK
Buna karşın yüksek enflasyon karşısında geçtiğimiz yıllarda kredi kullanan birçok vatandaş, Türk lirasının değer kaybetmesi üzerine aynı taksit oranlarını, daha rahat şartlarda ödemekte. Bu durumdan rahatsız olan bankalar için harekete geçildiği belirtilirken, Ekonomist Erdal Sağlam'ın iddiasına göre bankalar, müşterilerine kredi kullanmadan önce yeni bir sözleşme imzalatmaya başladı. Sağlam imzalanan yeni sözleşme için "Kredi faizi tavanı yüzde 70-75 aralığına geldi. Bankalar, kredi çeken müşterilerine 'Merkez Bankası faizi artarsa kredi faizi de artar' diye sözleşme imzalatmaya da başlamış" ifadelerini kullanırken, söz konusu uygulama şimdiden büyük tepki çekti.
Bu uygulamanın hayata geçmesi halinde bankalar, kullanılan bireysel ve ticari kredilerin taksitlerinde değişikliğe gidebilecek. Bir başka deyişle ödeme planlarını mevcut taksit tablosuna göre yapan vatandaşlar, bir sonraki kredi tarihinde farklı bir tutar ile karşı karşıya kalabilecek.
BANKALARDAN KREDİ ALMAK İMKANSIZ HALE GELECEK
Parasal sıkılaşma sürecinin temel ayağını faiz artırımları oluştururken, enflasyon ile mücadele etmek için yeni ekonomi yönetiminin önemli planlarından biri de kredi sıkılaşmasını sağlayarak, kredi kullanımını neredeyse yarı yarıya düşürmek.
Gelecek birkaç yıl içerisinde Türkiye ekonomisinde soğuma yaratmayı amaçlayan Şimşek ve ekibi, Merkez Bankası'nın aldığı faiz kararları sonucu 1 Ekim itibarıyla 3.26'ya yükselen kredi akdi faizinin ardından, krediler için de düğmeye bastı.
Bankaların, ilerleyen günlerde kredi türü fark etmeksizin kullanımı kısıtlayacak ve kredi çekmeyi zorlaştıracak yeni önlemler alması beklenirken, Sağlam'ın iddia ettiği şekilde sonradan kredi oranlarının değiştirilme yetkisinin yasaya uygun olup olmadığı ise henüz tartışma konusu.
Böyle bir durumda bankalar, arzu etmeleri halinde sözleşmeye uygunluğu oranında 10 yıl vadeli konut kredilerinde dahi faiz değişikliğine gidebilecek.
