Kültür sanat manşetleri

Geçtiğimiz hafta Kültür Sanat Özel Ödülleri sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen törene katılarak konuşma yaptı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündem yaratacak cümleleri de oldu. Erdoğan, kültür ve sanatın asla ihmal edilmeyeceğini belirterek, "Biz Türk milleti olarak asla papağanlaşmayacağız. Bunun için önce kendi hazinelerimize sahip çıkacağız" dedi. Artık kendi hazinelerimize sahip çıkacağımızı duyunca heyecanlandım ve düşünmeye başladım...

Diğer yandan, aynı günlerde, "Atatürk'ün değerli eşyaları internet üzerinden müzayedeye çıkarıldı" haberleri okudum. Müzayedede 400'den fazla ürünün satışının yapılacağı söyleniyor. Atatürk'ün ailesine yakın, isminin açıklanmasını istemeyen koleksiyonerler yıllarca bunları muhafaza etmiş. Ve şimdi satışa sunuluyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün Latife Hanım'a armağan ettiği Sakarya isimli atının eyeri, Zübeyde Hanım'a ait gümüş el işlemeli yastık yüzü ile Atatürk'ün hastalığıyla ilgili Ankara'da toplanan 7. Tıp Kongresi'nde açıklanmış raporunun eserler arasında olduğunu söyleniyor. Sizce de bu ve benzeri özel koleksiyonların bir internet sitesi üzerinden satışı normal mi? Hepimizin görebileceği bir müzede sergilense nasıl olur? Devlet bu hazinemize de sahip çıkabilir mi? Savarona'nın başına gelenleri unutmadık değil mi?

Bu sorulara takıldığım anda geçen hafta gerçekleşen bir ödül töreni daha aklıma geldi. Vehbi Koç Vakfı, 2002'den bu yana, kültür, eğitim ve sağlık alanlarında ödül veriyor. Her yıl bir alanda düzenlenen ve bu yıl eğitim alanında verilen ödülün sahibi Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen oldu. Bütün konuşmasını neredeyse kıpırdamadan dinledim. Büyükerşen, filmde yer alan röportajında, "Kendimi Atatürk'e, ilkelerine, Cumhuriyet'e ve bu topluma borçlu hissediyorum. Hem de öyle bir borç ki ömür boyu bitmiyor. Tüm bu uğraşlara karşılık en büyük servetim, en büyük kazancım yetiştirdiğim öğrencilerim. Kendimi çok mutlu ve bahtiyar hissediyorum" dedi. Siyaseti beni hiç ilgilendirmez ama kendisini dinledikçe onun gibi insanlara bu ülkenin ne kadar ihtiyacı olduğunu bir kez daha anladım. Ellerinden öperiz hocam...

Geçen hafta hayata veda eden iki önemli ismi anmadan yazımı sonlandırmak istemem. Heykel sanatçısı ve eğitmen Ali Teoman Germaner ve TRT ekranlarının efsane isimlerinden müzisyen, yönetmen ve siyasi hiciv ustası Celal Şahin... Eserleri kalıcıdır. Yolları ışık olsun...

Yazarın Diğer Yazıları