Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görev değişimi

Önceki Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’a, bakanlık yaptığı dönemde  “Rehberlik Meslek Yasasının” otuz yıldan sonra çıkmasındaki katkılarından dolayı tüm meslektaşlarım adına kendisine teşekkürlerimi sunuyorum. Meslek yasasının çıkması ile birlikte,  “Rehberlik Meslek Yönetmeliğinin”  henüz yazılmamış olması da ayrı bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Yeni Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ömer Çelik’e görevinde başarılar diliyorum. Ülkemizdeki genel kanaat her ne kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın etkisiz bir bakanlık olduğu yönünde ise de, aslında sektörün içinden birisi olarak söyleyebileceğim. Bakanlıklar arasında belki de en zor olan bakanlıkların başında Kültür ve Turizm Bakanlığı gelmekte. Hemen her köşesinden tarih fışkıran ülkemizde tarihi alanların korunması ve gün ışığına çıkarılması en zor olan işlerden birisidir.
Her dönemde söylediğim konuyu buradan tekrarlamakta fayda olduğuna inanıyorum. Öncelikli olarak Sayın Çelik’in hala var olmayan “Kültür ve Turizm politikasının temellerini oluşturması gerekiyor” . Sektöre aspirin tedavisi uygulamak yerine kalıcı çözümler üretmek gerekiyor. Turizmin uzun vadeli olabilmesi için de “sürdürülebilir bir turizm anlayışının” etkin kılınması için çalışmak ve ona göre yatırımları yönetmek, bakanlığın belli başlı görevleri arasında olmalıdır.
2013 yaz sezonunun başlamasına birkaç ay kaldığı şu dönemde, hala yazılamamış olan “Rehberlik Meslek Yönetmeliğinin” bir an önce tarafların görüşleri alınarak yazılması rehberler için en acil konuların başında gelmektedir. Rehberlik Meslek Yasası çıkmakla birlikte, uygulamanın nasıl olacağı ile ilgili sorunlar ancak çıkacak yönetmeliğin uygulamasında görülecek eksikliklerin giderilmesi ile mümkün olabilecektir.
Sayıları on iki bini geçen rehberler için bu yönetmelik çok önem arz etmekte, çıkacak olan yönetmeliğe göre rehberler hem oda kuruluşlarını bitirmek hem de meslektaşlarına sezon açılmadan önce doyurucu bilgiler vermek zorundalar. Dolayısı ile önümüzdeki üç aylık süreç  “yönetmeliğin”  yazılması için yeterli bir süreçtir diye düşünüyorum. Çünkü halihazırda rehber meslek kuruluşları gerekli önermeleri bakanlığa yapmış durumdalar. Sadece yapılması gereken konunun üzerine eğilip süreci biraz hızlandırmaktan geçiyor.
Sayın Çelik’e bir önerimde daha önce çoğu kez vurguladığım,  “yurtiçi turizm potansiyelinin”  harekete geçirilmesi için diğer bakanlıklarla koordineli bir çalışmayı başlatmaları yönünde olacak. Bu uygulamanın hayata geçmesi ile  “sürdürülebilir turizmden” bahsedebiliriz. Bu nokta  “düşük sezon”  dediğimiz Kasım - Nisan ayları arasında belli bakanlıkların tatillerini değiştirmekle işe başlanabilir. Mesela kışın yoğun bir iş temposu olmayan Orman Bakanlığı, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlıkları personelinin Kasım - Nisan ayları arası senelik tatile çıkmalarının uygulamaya konması ile ciddi bir hareketlilik sağlanmış olacaktır. Daha sonra bu diğer bakanlıklarla dönüşümlü olarak uygulamaya konulabilir.
Bu uygulama ile zihinlerdeki “yaz tatili kavramı, tatil kavramına dönüşecektir”. Çünkü tatili siz  “yaz tatili” diye isimlendirdiğinizde tüm insanların zihninde  “yazın tatile gitmek, güneşlenmek ve denize girmek olarak” algı oluşturuyorsunuz. Asıl olan, dinlendirici tatilin Sonbahar ve Kış aylarında yapılan tatil olduğudur.

Yazarın Diğer Yazıları