Kumar, yalan, riya

Kumar ocakları söndüren, aileleri parçalayan ve çocukların kimsesiz büyümesine neden olan bir melanettir. Kumar insanlara cinayet işleten, her türlü beyaz ticareti yaptıran pisliktir. Kumar yalan söyleten, hırsızlık yaptıran bir rezalettir.
Kumar saatlerce oturulduğu yerden kalkınılmadığı için sağlığın riske edildiği, içkilerin su gibi tüketildiği, loş odaların mesken seçildiği, mal varlıklarının tüketildiği ve namusların masalarda peç sürüldüğü çirkinliğin adıdır. Kumar alın teri dökmeden kazanmak için tembellerin gününü geçirdiği bir hastalıktır.

***


Kumar çocukların ekmek paralarının ve okul masraflarının yatırıldığı, At yarışı, Horoz dövüştürücülüğü bahisleri, Lotolar ve Totolara yatırılan paralardır. Kumar yorgunluktan bitap düşen, sarhoşluktan ayakta duramayanların, cüzdanların boşaltıldığı, insanlıktan nasibini alamayanların yalan ve dolanla arkasına sığındığı bir mazerettir.
Kumar kazanacağım derken kaybedilen, kaybedildikçe insana hırs veren, gözleri kör ederek duyguları yok eden, sevgi ve saygıyı ortadan kaldıran, riyayı öne çıkaran bir anlayıştır.
Kumar güzel bir şey olsaydı dinimiz hiç onu yasaklar mıydı? İslamiyet’in yanı sıra insanoğlu da yaptığı yasalarla bu pisliği sözüm ona yasaklamamış mıdır!
Sözüm ona derken; bir tarafta Horoz dövüştürmek, Zar atmak, kâğıtla ve diğer araçlarla kumar oynatmak yasaklanırken, öte tarafta  yöneticiler yeni kumar çeşitleri icat ederek insanları kumar oynamaya teşvik etmiştir.
Güya zararlı alışkanlıklardan insanlığı koruduğunu iddia edenler, diğer taraftan ocakları söndürmeye, çocukların sokağa salınarak birer suç makinesi olarak yetişmesine seyirci kalıyor. Hani bazı firmaların mikrobu üretip insanlara bulaştırarak hasta edip bilahare hastalığın aşısını buldum diyerek para kazandığı gibi.
Kumarın insanları ne hale getirdiğini, yaşanan bir olayı sizlerle paylaşarak konuyu pekiştirmek istiyorum. Sendika genel başkanlığım döneminde kutladığımız kadınlar günü toplantısına ülkemizin güzel bir beldesinden katılan öğretmen hanım benimle özel görüşmek istediğini söyledi. Görüşmemizde öğretmenim gözyaşları içerisinde eşinin kumar oynadığını, evlerini ve arabalarını bu yolda kaybettiklerini, geçenlerde ise masaya kendisini sürdüğünü duyunca şehri terk ettiğini söyleyip benden başkanları olarak yardım etmemi istedi.
Başka bir ile gittiğimde ise veliler öğretmenlerin oynadıkları totoları yatırmak üzere çocuklarını bayiye gönderdikleri şikâyetinde bulundular. Eğer öğretmenler bunu yapıyorsa gerisini siz tahmin edin. Öğretmeni örnek vermemdeki nedense öğretmenin doğruyu öğreten pedagojik formasyon sahibi olmasıdır.

***


Peki, kumar böylesine rezalet bir şeyse gereken tedbirlerin alınacağı yerde niçin teşvik edilir? Milli Piyango, At yarışı bahsi, On numara, Şans topu, Süper loto, Sayısal loto, Spor toto, Skor toto, Gol 7, İddaa, Kazı kazan oyunları kumar değil mi? Tabii ki kumar... Kim oynatıyor bu kumarı derseniz elbette ülkeyi yönetenler.
Dün bunlar dinimizce haramdır, biz yönetime gelince hepsini yasaklayacağız diyorlardı. Bırakın yasaklamayı kumarın çeşidini çoğaltarak insanları daha çok kumar oynamaya teşvik ettiler. Geçmişte belli günlerde oynan şans oyunlarını tüm haftaya yayarak, dahası bir güne birkaçını koyarak milyonlara oynatır
oldular.
Bununla da yetinmediler, kumar oynatan kurumların başına ise kumarın günah olduğu yolunda bize telkinlerde bulunanların çocuklarını getirdiler. Bu durumda ise kumarı kaldırma yerine teşvik ederek günde 300 bin kişiye piyango bileti, 700 bin kişiye kazı kazan satarak, 4 milyon kişiye şans oyunları oynatıyorlar.
En acı olanı da İslami konuda kalemlerini kılıç gibi kullanan yazar ve çizerlerin, susarak kumarı teşvik edişleridir. Nerdesiniz ey haktan hukuktan yana olduğunu televizyonlara çıkıp söyleyerek göz boyayan riyakârlar, kumara niçin karşı çıkmazsınız?  Karşı çıkamazsınız, çünkü oradan beslenen yandaşlarınız var.
Buralar ne zaman özelleşecek, bir özelleşse de alsak diye el ovuşturanlarınız var. Onun için gelene hoş geldiniz cüzdanın kapısı açık, gelmezse bu münafık işe tu kaka.
İşte bu riya ki, çocuklara kötü örnek olduğu gibi, büyükleri de yalancı ve yalaka yapmaktadır. Tüm bunlar ise gövdesine kurt düşmüş ağacın kuruduğu gibi, milletin bünyesinde meydana getirdiği hastalıkla sonunu hazırlamaktadır. 

Yazarın Diğer Yazıları