Kumpasta rol verilenler ve alanlar

Tarihin her döneminde komplo teorileri üretilerek kumpaslar kurulmuştur. Ancak son yıllarda ülkemizde bu konularda akıllara durgunluk veren gelişmeler yaşanmaktadır. Bu kumpasın en canlısını ise geçenlerde yaşadık. Hiçbir gerekçe yokken uygulamaya konuldu. Halkımız ise olayları algılamada zorlandı. Ancak kumpası kuranlar ile sözde karşıtları el ele vererek ülke gündemine oturmayı başardılar. Hep zannedilen kumpas istenmeyen kişi veya kuruluşları yıpratma adına yapılır diye düşünülür. Halbuki son dönemlerde kumpas kurulan kişiyi veya kurumu yüceltme adına yapılmaktadır. İşte son kumpas da buna hizmet etmiştir.
Artık öyle kumpaslar kurulmakta ki emniyeti, askeri, sivil idaresi, yargısı ve vatandaşı da buralarda önemli görevler almaktadır. Hatta rol verilenler ve alanlar çocuklara kadar indirgenmiştir.
Geçenlerde bir öğrencimiz okulda öğretmenine insanın yaradılışını sorar. Öğretmen Evrim Teorisini anlatır. Çocuk akşam okul çıkışı evine gittiğinde olayı babasına anlatır. Baba bu olaya o kadar öfkelenir ki alır eline kâğıdı kalemi yazar şikâyet dilekçesini verir Milli Eğitime. Milli Eğitim, müfettiş görevlendirir. Müfettiş, öğretmene sen misin yaradılış teorisini anlatan, basar cezayı.
Her kumpasta borazanlık yapmayı görev addeden bazı medya kuruluşları mal bulmuş mağribi misali bu olayın da üzerine balıklama atlamıştır. Önce sendikacılar konuşturulmuş. Sormayın ne inciler. Birisi çocukların ilmi öğrenme ve araştırma haklarının gasp edildiğinden başlayıp, öğretmenin öğretme hakkının elinden alındığını söyleyerek materyalistliğinin gereğini ortaya koymuş. Diğeri ise her zamanki politikaları gereği kırlangıç misali ipin altından da üstünden de geçerek, çocukların yaşının küçüklüğünden dolayı konuyu idrak edemeyeceklerini ve bu konunun müfredatta yer almadığını söylemiştir. Her ikisi de öğretmene ceza verilmemesi gerektiğini söylemişlerdir.
İki sendika temsilcisi de farklı görüş zikrediyor gibi görünse de kol kola aynı hedefe birlikte yürümekteler. Diğerleri mi, hiç sormayın, her zamanki gibi.
Hızını alamayan o malûm medya kuruluşları, akşam programları yaparak sendikacılarla aynı zihniyetteki akademisyenleri konuşturur. Kimi ilmi savunma yapma adına materyalizmi savunurken, diğeri televizyona çıkmış desinler uğruna ne söylediğini kendisinin de anlamadığı lâflarla zaman doldurdu.
Nedir bu Evrim Teorisi diye baktığımızda ise, sözlük anlamı itibariyle tatbik yönü olmayan, sadece zihni esaslara dayandırılarak yürütülen, bir birini takip ederek yavaş yavaş meydana gelen değişiklik. İngiliz doğa gezgini Charles Darwin’in seyahatlerinde edindiği gözlemlerinden yola çıkarak, hiçbir bilimsel bulguyla desteklenmeyen, cansız maddelerin tesadüf sonucu bir araya gelerek ilk canlı hücreyi oluşturduğu, bilahare bu canlı hücrelerin zamanla başka canlı hücreleri oluşturduğu sözde evrimleştiği varsayım ve tahminleridir.
İnsanın ilk atalarının da oluşan bu canlı çeşitlerinden maymun olduğudur. Anlaşılamayan ise insanın maymunun evrimleşmesi sonucu oluşumundan sonra evrimleşmenin durduğudur. Eğer öyle olmasa da evrimleşme devam ediyorsa, canlı türleri niçin değişmiyor. Öyle olsa insanın da başka canlıların atası olması gerekmez mi?
Milyonlarca yıl öncesinin fosillerine bakıldığında nesli tükenmiş ve yaşayan canlıların aynısı olduğudur. Bilinen zaman diliminde dünyamızın en gelişmiş teknolojik çağı yaşadığıdır. Buna rağmen hiçbir laboratuarda cansız varlıklar birleştirilerek henüz bir canlı oluşturulamamıştır. Her zaman olduğu gibi her canlı hücre bir başka canlı hücrenin çoğalmasıyla oluşmaya devam ediyor. Değil hücreyi, hücreyi oluşturan yüzlerce protein moleküllerinden bir tanesi bile oluşturulamamıştır. Kaldı ki günümüzde birçok bilim adamı böyle teori olamayacağını ifade ederken, bir kısmı da geleceği açısından susmayı tercih etmiştir. Darwin Teorisinin bilim tarafından yalanlanmasına rağmen, bunun ısrarla savunulmasının nedeni materyalizmle arasındaki kopmaz bağdır. Aslında akıl ve vicdan yoluyla çevresine bakan bir kişi evrendeki canlı ve cansız her şeyin yaratıldığını görür ve bilir.
Nitekim  “sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır” (Saffat suresi, 96) ayeti yaşanan tüm olayların Allahın kontrolünde olduğunu, Kuran’da bildirmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları