Kur politikası değişmelidir

İktisat politikaları iki tarafı kesen bıçak gibidir. Bunun için ekonominin içinde bulunduğu konjonktüre göre strateji oluşturmak gerekir.

Ayrıca kullanılacak araçlar, koordineli ve tutarlı olmalıdır. Kur sistemini de bu prensip içinde düşünmek gerekir.

 Kurlar düşük kaldığı zaman, neden kur düşük, TL aşırı değerlidir? Bu sorunun cevabı aranırdı. Şimdi kur artışları Türkiye'nin korkulu rüyası haline geldi. Bu defa da kur artışının nedenleri tartışılıyor. Sanki biz bugün uygulanmakta olan dalgalı kur sistemine mecburmuşuz, başka bir sistem yokmuş gibi yalnızca nedenlerini tartışıyoruz, başka bir sistemi konuşmuyoruz.

Gerçekte ise bütün kötülüklerin anası, 2001 yılında IMF tarafından getirilen ve bizim de kabul ettiğimiz, dalgalı kur sistemidir. 2001 yılından beri Türkiye'de dalgalı kur sistemi çalışmadı.

 Teorik olarak dalgalı kur sistemi, döviz kurlarını otomatik olarak dengeye getirir. Söz gelimi eğer kur değerli olursa, cari fazla oluşur... Döviz arzı artar... Kur düşer. Tersine kur düşük olursa, cari açık oluşur... Döviz talebi artar. Kur artar.

 Türkiye'de sistem, 2012 yılına kadar farklı çalıştı, son üç yıldır da farklı çalışıyor. Önce TL aşırı değer kazandı, şimdi dövizler aşırı değer kazandı.

TL değerlendi , çünkü ,

* Cari açıktan fazla sıcak para ve spekülatif sermaye girişi oldu.

* Dolarizasyon döviz arz ve talebini etkiledi.

* Vadeli döviz işlemleri piyasası oluşmadığı ve gelişmediği için kur istikrarı sağlanamadı.

Kaldı ki, piyasada oligopol yapılar varsa, vadeli döviz işlemleri yapılmıyorsa, dolarizasyon varsa ve MB düşük kuru enflasyonda gizli çıpa olarak kullanırsa, zaten dalgalı kur sistemi çalışmaz.

2010 yılı başında, Merkez Bankası reel kur endeksine göre, bir dolar 2 lira olmalıydı, oysa ki o tarihte bir dolar 1.46 liraydı. Yani TL yüzde 37 daha değerliydi. Bundan önceki yıllarda da TL değerliydi. Böyle olduğu için, herkes fabrikasını kapattı ara malı ithal etti, yerli ham madde almadı, ithal ham madde kullandı. Ucuz ithal malı cenneti olduk. Tüketim oranı arttı, tasarruf oranı düştü. Tasarrufun düşmesi cari açığa neden oldu. Cari açık da dış borca dönüştü. Bugünkü sona kadar geldik. 

Şimdi tersi yaşanıyor. Sermaye çıkışı ve siyasi sorunlar kurların artmasına neden oldu. Dolar kuru 3 lira olması gerekirken şimdi yaklaşık yüzde 10 daha değerlidir.

Yapılması gereken, önce dalgalı kur sitemini değiştirmek olmalıdır.

 Türkiye için optimal kur rejimi, başta rekabet gücümüzü artıracak, ekonomik konjonktürü, mevcut riskleri, piyasa şartlarını dikkate alan ve kurdan dolayı ortaya çıkabilen sosyal maliyetleri minimize eden bir rejimdir. Bu rejim, ''yönetimli dalgalanma olabilir''.

  Bu çerçevede, MB kanununda değişiklik yapılarak, MB reel döviz kuru hedeflemelidir.

* Konvertibiliteye sınır getirilmeli. 10.000 doların üstündeki paraya, gerektiğinde kaynağı sorulmalıdır.

* Kredi faizlerine kâr sınırı getirilmeli,

* Bankaların iştiraklerine sınır getirilmelidir.

* Bankaların yabancıya satışına sınır getirilmeli. Mevcut bankalarda yüzde 20'nin üstünde kalan yabancı hisseler, hazine tarafından satın alınmalıdır.

* Off-shore bankacılık şeffaf kurallara bağlanmalı veya tamamıyla  kaldırılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları