Küresel ekonomi, milli sermaye ve Koç Holding

Türklerin tarihine baktığınızda, hangi dönemde olursa olsun hep serbest piyasa ekonomisini görürsünüz. Hür teşebbüs devlet tarafından hep hoş karşılanmıştır. İslamiyet öncesi, çadır hayatında bile kişiler ve obalar özgür bir şekilde istediği şekilde ve miktarda hayvan besler, tahıl, sebze ve meyve yetiştirir ve onları da özgür bir şekilde pazarlar veya takas ederlerdi. Bu anlayış, belli kurallar çerçevesinde, İslamiyet sonrası da devam etmiştir. Dolayısıyla Türkler ve Türk devletleri, serbest piyasa ekonomisine alışıktır ve özgür teşebbüs Türk devleti ve yöneticileri tarafından desteklenmiştir. Kısacası İslamiyet öncesi, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet yönetimleri hep özel teşebbüsü desteklemiştir. 1917 Bolşevik İhtilalı sonrası, sosyalist ekonomi sistemi, kapitalizme rakip gibi gösterilse de 1989’da sosyalist blokun çökmesiyle serbest piyasa ekonomisi rüştünü ispat etmiştir. Doğulu ve Batılı bütün ülkeler yanlış veya doğru kapitalist sistemde buluşmuştur. Ülkelerin güç ve itibar ölçüsü olarak ekonomik başarı, önemli bir kriterdir. Batılı güçlü ülkeleri itibarlı ve başarılı yapan en önemli faktörlerden birisi bu ülkelerdeki kurumsallaşmış aile şirketleridir. Bunlardan bir kaçı Ford, Fiat, Peugeot ve Krup’tur. Türkiye’de ise en önemlisi ve en büyüğü Koç Holding’dir. Türkiye’de yüz tane Koç olmadığı için Türkiye bugün bir Almanya veya Japonya değildir.
Bu yazının amacı Koç Grubu’nu savunmak değildir, onların da bizim de buna ihtiyacımız yoktur, bu yazı bir prensibi savunmak için yazıldı. Amacımızın daha iyi anlaşılması için tarihi bir örnek verelim; 1914-1917 yılları arasında İstanbul’da ABD Büyükelçiliği yapan ve Ermeni soykırımını Türkiye’nin başına bela eden Henri Morgantau, yazdığı hatıratında İstanbul’da başından geçen bir olayı anlatır: Zamanın güçlü adamı Harbiye Nazırı Enver Bey’i ziyaret eder ve ‘İstanbul’daki Yahudi, Ermeni ve Rum tüccar ve bankerler sizden çok şikayetçi, onların ithal izinlerini iptal etmişsiniz, devletle işlerinde güçlük çıkartıyormuşsunuz bunları lütfen düzeltiniz’ der. Enver Bey de hallederiz der ama büyükelçinin onlarca hatırlatmasına rağmen bir düzelme olmaz, sonunda büyükelçi Enver Bey’e; ‘Anladım düzeltmek istemiyorsunuz. Biz dostuz, en azından bana niçin düzeltmediğinizi söyleyiniz’ der. Enver Paşa tamam haklısınız söyleyeceğim der ve anlatır; ‘Bakınız Sayın Büyükelçi, biz Türkler tarih boyu bu savaştan öbür savaşa, bu cepheden öbür cepheye, savaştık, yaralandık, yurt edindik hep asker olduk ve öldük. Bu güzel ülkenin sefasını hep yabancılar gördü. Şu Boğaz’daki yalılara bir bakınız. Kaç yalının sahibi Türk’tür. Bundan böyle Türklerin zengin olması için uğraşacağım ve ülke imkanlarını Türk tüccarlara vereceğim.’ Rahmetli Atatürk de aynı felsefeyi takip etmiştir ve Vehbi Koç’un bu dönemde zenginleşmesinde bu anlayışın önemli etkisi vardır. Bu arada şunu da ilave edelim, ilmine ve yurtseverliğine güvendiğimiz ünlü tarihçi Murat Bardakçı, 24 Eylül 2006 tarihinde Hürriyet gazetesindeki köşesinde, rahmetli Vehbi Koç ve eşi Sadberk Hanım’ın şeceresini çıkararak, Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli rol oynayan Hacı Bayram-ı Veli’nin (1352-1429 )18. kuşaktan soyunun temsilcileri olduğunu bulur.
Turgut Özal ve Erbakan dönemlerinin zenginlerinin bugün esamisi okunmamaktadır. Yarın, Tayyip Erdoğan döneminin zenginlerinin de okunmayacaktır. Nedeni malumdur. Bu eğitimsiz, saf Türkler uzun da sürse sonunda kimin ne mal olduğunu anlıyor. Koç Grubu’na, Gezi olaylarında Divan Oteli müdürünün yaralı göstericileri içeri alarak su vermesinden dolayı maliye müfettişleri göndererek gözdağı vermesi, Koç Grubu’nun aldığı ihaleleri iptal etmesi, Türkiyeli Müslümanları sevindirmiş olabilir ama Türk Müslümanları bir kez daha düşündürtmüştür. Koç Grubu’na kızma nedeni bu ülkeden bu kadar para kazanmasına rağmen Türk kültür değerlerini araştıran, Türk kültürünün evrenselleşmesi için herhangi bir kaynak ayırmayan, Batı müziği yapan senfoni orkestralarına, caz müziğine destek veren Koç’a niçin bir Türk Halk Müziği Enstitüsü kurmuyorsun veya benzer bir suçlama yapsaydı biz de onu desteklerdik. Ama Ankaralı Koç şirketine gereksiz bir şekilde dokunduğun zaman acaba niçin diye düşünüyoruz, çünkü biz Müslüman Türkler sana ve partine güvenmiyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları