Kürt bölücüler için küresel strateji

Blomberg köşe yazarı, Harvard Öğretim Üyesi M.L.O’sullivan’ın yazısı. Bu yazı daha sonra CFR Dış İlişkiler Konseyi sitesinde yayınlandı. Başlığı “Kürtler Arap Baharı’na giden yolu döşeyecektir.”
Yazı, seçimlerin hemen ardından yayınlanıyor. Çandar’ın ve H. Cemal’in rapor ve röportajlarının yayınlandığı sıralarda.
Banu Avar,  “Bu konuda çok yazı yazıldı ama bu kadar net olanı ilk defa yazılıyor” diyor. O’sullivan Kürtçülere net bir yol haritası çiziyor;  AB ve ABD güç odaklarının, herhangi bir acemiliğe karşı Kürt bölücülere net bir yol haritası çizmesi gereğinden bahsediyor.
Kürtler tarihinin en umut verici dönemini yaşıyorlarmış.  “Yeni Anayasa”  sayesinde istediklerine kavuşabileceklermiş.

***


Kürtler küresel bir strateji çerçevesinde hareket etmeliler ve yaygara koparmamalılarmış.
Küresel strateji de şuymuş:
Kürdistan devletinin (!) oluşumuna giderken ulus devletlerin sınırlarının önemsizleşmesi, ülkeler arası ekonomik ve kültürel ilişkilerin artması, bölge ülkelerindeki çeşitli kurum ve siyasi yapılardan ortak çalışmalara odaklanması... falan filan.
“Bu şekilde dönüşen Orta Doğu Kürtleri, bölge güçlerinin öfkesini çekmeden birçok hareketi gerçekleştirebileceklerdir. ABD ve müttefikleri bu yol haritasını kendi çıkarları için de çizmelilerdir.”
Kürtlerin Irak’ın, Türkiye’nin ve Suriye’nin politikalarında oynadıkları rol ve bulundukları bölgenin ekonomik ağırlığı gözönüne alındığında, Amerikan çıkarları için vazgeçilmez önemde olduklarının da altı çiziliyor. Irak, Türkiye ve Suriye Kürtleri İran’daki Kürtleri de rejime karşı ayaklandırabilirlermiş. Türkiye’deki hükümet de Kürt azınlığı cömert davranma konusunda cesaretlendirmeliymiş. ABD, özerklik, ana dilde eğitim ve Kürt militanların affı için kabul edilebilir bir yol bulunmasını desteklemeliymiş. Bu yol da  “Yeni Anayasa” dan geçermiş. Yeni Anayasa için iktidarın nasıl çırpındığını hatırlayın.
Ilık suyun rehavetinde yüzerken ansızın haşlanmak da var. Bu yüzden CHP ve MHP Yeni Anayasa konusunda  “veballi”  bir durumdadırlar.
Ilık suya atılan kurbağanın az ateşten kaynama noktasına gelmesi hikayesini de biz hatırlatmıyoruz, O’sulivan hatırlatıyor.

Yazarın Diğer Yazıları