Kürt sorunu PKK nasıl biter?

Bizde, yani iktidarda ve yandaşlarında bu kafa oldukça ve TSK sistematik olarak hırpalanırsa kolay kolay bitmez.. Bölücüler, AKP iktidarının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel, manevi değerlerinin belli bir plana göre zayıflatılmasından ve “teröre karşı” düşünülen marjinal tedbirlerden ve de hala APO ve şürekası ile müzakere yömteminden umut ve cesaret alıyorlar. Son olarak, PKK’yı besleyen kaçakçılığın önlenmesi cümlesinden Güneydoğu’daki tüm ihaleler ertelenecek ve böylelikle PKK’nın beslenme kaynakları kurutulacakmış. İyi de biraz geç...


Asıl gerçek bildirgede...
Asıl gerçek, Diyarbakır’da Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk, yardımcısı Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, milletvekili Altan Tan, Nursel Aydoğan, Ayla Akat Ata, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in katıldığı Demokratik Toplum Kongresinin(DTK) sunuş bildirgesinde...
Deniyor ki: “Bir kez daha hükümetin ve demokratik kamuoyunun bilmesini isteriz ki, Kürt halkı siyasetçileriyle, kurumlarıyla hiçbir değerine karşı ve halkın temel değerlerine karşı asla sırtını dönmeyecektir. Şeyh Said, Seyit Rıza, Melle Mustafa, Kadı Mıhammed neyse, sayın Öcalan da halkımız için odur.


Bak sen hele şunlara!..
Müzakerelerin başarıyla sürdürülebilmesi ve sonuç alınabilmesi için Öcalan’ın müzakereye katkı sunabileceği olanaklara sahip olmalı ve özgürce siyaset yapabilmesinin koşulları yaratılmalıdır...  Bu doğrultu da aynı zamanda bir anayasa sorunudur. Çözümü de anayasal olmalıdır. 21’inci yüzyılda 12 Eylül rejiminin dayattığı anayasayla yürünemeyeceği açıktır. Bununla birlikte anayasa yapım süreci ve nihayetinde yeni anayasa Kürt sorununun çözümüne katkı sunmalıdır. Sorunun çözümü bir başka anayasa yapım çalışmasına ertelenmemelidir. Bu itibarla da Kürt halkının yeni bir başlangıç ve birlikte yaşamak için ve akan kanın durması için yeni bir toplumsal sözleşme olacak anayasa yapım sürecinde yer almak istiyoruz.


Bilmeliymişiz ki...
Her şeyden önce yeni anayasa Kürtlerin kendi coğrafyasında dilini, kimliğini, kültürünü özgürce yaşayıp geliştirebileceği, gelecek nesillere aktarabileceği anayasal güvenceye bağlanmalıdır. Bu itibarla siyasi statü olarak demokratik özerklik çözüm modelini kongremiz zaten ortaya koymuştu. Herkes çok iyi bilmeli ki, Kürtler dilsiz, kimliksiz ve statüsüz bir birlikte yaşamayı reddetmektedir. Ve bu dayatma köleliğin sürdürülmesi, dayatması anlamına gelmektedir. Birlikte yaşam önerimiz ve arzumuz “demokratik Türkiye, özerk Kürdistan’dır” şeklinde formüle edilmiştir. Şüphesiz ki, bölgesel yönetim sadece biz Kürtler için değil, Türkiye’nin tamamı için önerdiğimiz idari ve siyasi bir yönetim modelidir. 
Şimdi, Kürtçülerin değişmez hedefi “Büyük Kürdistan” olduğuna göre gerisi lafı güzaf, havanda su dövmektir!


Uyarılara kulak verelim
Kuzey Irak’taki yerel yönetim fiili durum yaratmak amacıyla Suriyeli Kürtlerle bir araya gelmiş, Bağımsız Kürdistan’ı konuşuyor. Ankara, yani iktidar, bu tehlikeli gelişmeye kayıtsız... Hala çözümü başka yerlerde arıyor!
CHP’li Onur Öymen ve MHP’li Ümit Özdağ, “Gelişmeler iyi takip ve analiz edilmeli. Türkiye’ye ağır fatura çıkar” diye uyarıyorlar... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de AKP’lilere, “Peşmerge reisi Barzani’nin Kürdistan’ın kurulması için yürüttüğü kuluçka faaliyetine AKP’nin sessiz kalması, ‘Kürdistan’ın zımnen’ onaylanmasıdır” diye sesleniyor...
 AKP iktidarı ise başka konularla meşgul...

Yazarın Diğer Yazıları