Kürt sorununda “insancıl çözüm”

Yıllardır Türkiye’nin, Türk milletinin belası “PKK-terör ve Kürt sorunu”, bazı “mâlum” çevrelere göre meğer, Kürtlere ve de PKK’ya, ölülerine “insancıl yaklaşılmadığı” için çözülemiyormuş!
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, “Dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir” dediği için “insancıl” yaklaşımın kahramanı, onun bu sözlerine tepki gösterenler de “çözümsüzlüğün”, insaniyetsizliğin suçluları oldular!
Güven’in sözleri, eğer söyleyen Diyarbakır Emniyet Müdürü olmasaydı, ve şu sıra PKK canileri bu bölgede canımızdan canlar koparır, asker ve polislerimizi şehit ederken söylenmeseydi, nihayet aramızdaki bazı liboş-liboşe yazar ve aydınların zihniyeti olarak gene de tepki gösterilirdi. Ama şimdi bu vesileyle toplumumuzda, hatta resmi çevrelerde PKK’ya, bölücülüğe karşı farklı bir yaklaşım tarzını, gafleti gene ortaya koydu. Bakın; bu konuda Başbakan Erdoğan’la yardımcısı Arınç arasında bile görüş farkı var... Başbakan, Güven’i kınarken Arınç, ona adeta arka çıktı ama sonra, her zamanki malum tavrıyla, Güven’in sözlerini tevile çalışıyor. Çünkü ilerideki kaçınılmaz iktidar mücadelesinde bu yaklaşım önemli olabilir. Zaman ve zemine göre puan kazandırır veya kaybettirir!

 

***

 

Hem bölücülüğün ve hem ileride “Büyük Kürdistan” ın başkenti olacak Diyarbakır’da baş görevi, PKK ile mücadele etmek olan Emniyet Müdürü Recep Güven şu sırada bu sözleri neden tekrarlamak lüzumunu hissetti! Tekrarladı diyorum çünkü 2005 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen bir konferansta bu sözleri sarf etmiş... Ben ancak gaflete ve münasebetsizliğe atfediyorum. Yoksa o mertebeye yükselmiş bir güvenlik sorumlusu bunu hatırlatmaya acaba şimdi neden gerek görmüş olabilir?
Herhalde ileride, seçimlerde BDP kahramanı olarak bu partiden aday gösterilmek veya daha ileride “Büyük Kürdistan” da görev almak için olamaz. Onu tenzih ederim ve “münasebetsizlik yapmış” derim! Hem de kariyerine sekte vuracak hazin bir münasebetsizlik...
Emniyet Müdürü Güven, bölücüleri memnun etmiş olabilir, bazı çevrelerden de aferin almıştır ama muhakkak ki şehit ve gazilerle yakınları ve Türk toplumu onu kolay bağışlamaz. Bu sözler; sorunu, belayı başımıza saran Apo’ya “sayın” deyip, onunla “kardeşçe” müzakere etmeye hazır olanlarla aynı zihniyet!...

 

***

 

Ben lafı fazla uzatmadan, sulandırmadan bu konudaki düşüncelerimi dobra dobra söylemeliyim; bir Türk ve milliyetçi olarak, canımız her yeni bir şehidin acısıyla yanarken, PKK ve bölücüler gemi azıya alırken, açıkça PKK haydutları öldürülünce arkasından ağlamıyorum. Ve Erdoğan’ın dediği gibi “asla ağlamayacağım”! Çünkü bu insanlık konusu değil, milletim için bir “olmak veya olmamak” meselesi!
Çok yazıp söyledim; bu sorun “Büyük Kürdistan” hayalinin getirdiği sorundur. Ya biz, ya onlar, “olmak veya olmamak” seçeneğidir.

 

***

 

Emniyet Müdürü Güven gibi düşünmeyi ve onun bu sözlerine arka çıkmayı PKK, bölücüler ve tüm düşmanlar, toplumumuzda, zaaf ve teslimiyet telakki edeceklerdir.
Mesela büyük emeli, “Büyük Kürdistan” ve bu devletin başı olmak olan Molla Mesut Barzani, son “silahları bırakalım” barış taarruzunu, şu sırada bu zafiyeti gördüğü için açmıştır. Meramı: “Büyük Kürdistan”ı, artık silahla değil, “müzakere” yoluyla kurmaktır!
 “Olamaz” demeyin; neler oldu ve daha neler olacak. Arkamızda ve başımızda böyleleri oldukça!..

Yazarın Diğer Yazıları