Kurultay kararının çapraz şifreleri!

MHP kurultayının, uluslararası süreçteki konumu bana göre daha önemli olduğu için dün, konunun Suriye'nin kuzeyinde son operasyonla tamamlanmak istenen Amerikan-İsrail koridoru ile ilgisini incelemiş, Yargıtay kararının iç siyasetle ilişkisini ise bugüne bırakmıştım.

Bu arada Güneri Cıvaoğlu gibi kurt bir gazeteci ve bizim kuşaktan Ünal Tanık, konunun bam teline dokundular.

Cıvaoğlu, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'Ne başkanlık istemi, ne partili cumhurbaşkanı için anayasa değişikliğine oy veririz. Bunlar sakat işler' dedi. AK Parti'nin Bahçeli yönetimindeki MHP oyları projelerinin üstüne 'çizik' attı. Bu bir 'hamle' idiyse... Az sonra -eğer karşı hamle ise- Yargıtay'dan 'karşı hamle' geldi: 'MHP kurultayı toplanmalıdır...' " diye yazdı.

Ünal Tanık da "Bahçeli o sözü söyledi, Yargıtay kararını verdi" başlığı altında aynı tespiti yaptı.

---

"Bizi daha fazla  zorlamayın"

Bahçeli, "Hükümete verdiğimiz fiili destek hukuki bir boyut alabilecek" dediğinde 15 Mayıs kurultayı AKP iktidarı tarafından polis gücü kullanılarak engellenmişti! 

Fakat Bahçeli, 24 Mayıs'ta yaptığı konuşmada "Başkanlık sistemi gibi dibi görünmeyen kuyudan su içmeye ne irademiz, ne de isteğimiz vardır. Bunun aksine bizi zorlamaya, yönlendirmeye, baskı altına almaya hiç kimse tevessül etmemeli, ilkelerimizi ve sözlerimizi yutmamızı hiç kimse beklememelidir" dedikten birkaç saat sonra Yargıtay kararı açıklandı ve MHP kurultayının delegelerin talebi doğrultusunda yapılması onaylandı.

---

AKP'ye verilen desteğin bilançosu!

Bahçeli, konuşmasında, bugüne kadar AKP'ye verdikleri desteklerin bilançosunu da çıkardı:

*"Hatırlayınız, 2007 yılında, gerilimlerin başlangıcı olan Cumhurbaşkanı seçiminde yeniden bir tıkanmaya izin veremezdik, bu yüzden 367 garabetini Meclis'e girerek bitirdik.

*Başörtüsü konusunun çözümünde tamamen iyi niyetli girişimlerde bulunduk, kaosa kalkan el olarak suçlandık, buna rağmen oyunu bozduk.

* Meclisi ve hükümeti sınır ötesi tezkere kararı almaya davet ettik, destek verdik ve geri adım atmadık.

*AKP hakkında açılan kapatma davasında demokrasinin ve milli iradenin yanında olduk, tereddüt geçirmedik, hiç taviz vermedik.

*Eğitim sistemiyle ilgili değişiklik tekliflerinde olumlu bulduğumuz yanları destekledik, arkasında durduk.

 *Milli konularda hükümeti yalnız bırakmadık.

*Dahası terörle mücadelede güvenlik güçlerimizin ve hükümetin elini güçlendirmek için üzerimize ne düşüyorsa yaptık ve kimse şüphe etmesin ki yine yaparız."

---

Adeta bir yakarış!

Bahçeli bu bilançodan sonra adeta yakarır gibi "Şimdi bizden başkanlık sistemiyle ilgili olumlu tavır bekleniyor. Ve bizden partili cumhurbaşkanlığı konusunda iyimser ve yapıcı bir adım isteniyor. Bizim AKP hükümetine desteğimiz terörle mücadeleyle sınırlıdır. Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı konusunda vereceğimiz destek, sunacağımız herhangi bir katkı zamanın ve şartların ruhuna uygun olacak şekilde yoktur" diyerek kendince bir açık kapı da bıraktı!

Bu sözler, "Zamanın ve şartların ruhu şu an uygun değil, size bu konularda da destek verirsem parti elimden kayıp gidecek. İleride zamanın ve şartların ruhu müsait olursa destek veririz" anlamına gelmiyor mu?

---

Erdoğan'ın acelesi var!

Fakat Tayyip Erdoğan'ın acelesi var. Bir daha böyle bir fırsat ele geçmez diye işi bitirmek istiyor.

Bahçeli ise 10 Temmuz'da kurultayı kendilerinin yapacağını açıklayıp inisiyatifi ele geçirmeye çalışıyor. Bu girişim, yetki "Çağrı Heyeti"nde olduğu için hukuki soruna yol açarak süreci bir iki ay daha uzatırsa, Erdoğan'a "baskın seçim" için zaman kazandırır. Şartları oluşturarak "ara seçim" kararı da alabilirler!

Dolayısıyla MHP kurultayının bir an önce yapılması gerekir. "Adaylar benimle yarışacak" diyen Bahçeli'nin işi daha fazla yokuşa sürmeyeceği söylenebilir ama..

 

Yazarın Diğer Yazıları