Kan zehirlenmesinde dakikalar bile önemli

Kan zehirlenmesinde dakikalar bile önemli
Kan zehirlenmesinin tanısı için örnek alımındaki hatalar, özellikle de uluslararası standartlarda yüzde 3’ten az olması beklenen bulaş oranının Türkiye’de yüzde 37’lere çıkması uzmanları bu konuda kılavuz hazırlamaya yöneltti

Sivil toplum örgütlerinin katkılarıyla Türkiye’de ilk  olan “Kan Kültürü Uygulama Kılavuzu” hazırlandı. Doğu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim  Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Başustaoğlu, yaptığı açıklamada,  halk arasında “Kan zehirlenmesi” olarak bilinen “sepsis” vakalarının tanısı için  kan kültürü alımında dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekilmesi ve “altın  standart” oluşturulması amacıyla kılavuz hazırlandığını bildirdi. Kan kültürünün, “kan zehirlenmesi” nin nedeninin tespit edilmesi ve  uygun tedavi konusunda hekimin yönlendirilmesi açısından en önemli tanı yöntemi  olduğunu, erken tanının, en uygun tedavinin seçilmesini sağladığını belirten  Başustaoğlu, uygulamadaki farklılıkların, yalancı pozitiflik oranlarını  yükselttiğini, hastanın tedavisinde yanlışlıklara, ölüm ve sağlık sorunlarının  artmasına neden olduğunu söyledi. Konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin katkılarıyla hazırlanan ve  Türkiye’de ilk olan “Kan Kültürü Uygulama Kılavuzu” yla sepsis tanısında altın  standart olan “Kan kültürü” konusunda, standart uygulama sağlayarak kaliteyi  artırmak, riski azaltmak ve bulaş oranlarını düşürmeyi hedeflediklerini anlatan  Başustaoğlu, böylelikle hastanın doğru antibiyotik tedavisine hızla ulaşarak  yalancı pozitiflik oranlarının ve sağlık giderlerinin azaltılmasına katkı  sağlamayı amaçladıklarını vurguladı. Başustaoğlu, kılavuzdaki önerilerin kan  kültürünün gerekli hastalıklarda, doğru zamanda ve teknikle alınmasını  sağlayacağını belirtti. 

DİKKATLİ OKUNMALI
Kılavuzun, A’dan Z’ye bütün uygulamayı ve elde edilen pozitif kültürün yorumlanmasını standardize ettiğini belirten Başustaoğlu, “Bu kılavuzu düzgün bir  şekilde okuyan hekim, teknisyen veya hemşirenin hata yapmasına imkan olacağını  sanmıyorum” diye konuştu. Prof. Dr. Başustaoğlu, kan kültürünün, test şişelerine alınan kanla  yapılması sebebiyle kliniklerde kan alımında yapılan hataların oldukça ciddi  olduğunu dile getirerek, “Bu hatalardan en önemlisinin kontaminasyon (bulaş)  sorunu olduğu açık. Uluslararası standartlarda yüzde 3’ten az olması beklenen  kontaminasyon oranı yüzde 37’lere kadar çıkmaktadır” dedi. Yaptıkları anket çalışmasıyla hastanelerde personelde, özellikle  hemşirelerde ciddi eğitim ve uygulama eksikliği belirlediklerini belirten  Başustaoğlu, “Özellikle periferdeki hastanelerde bu konu içler acısı denilebilir  ama çok iyi hizmet veren devlet hastanelerimiz de söz konusu. Temel problem  klinik ve laboratuvar arasındaki iletişim eksikliği, ikincisi de eğitim” diye  konuştu. 

ERKEN TANI 
Kan kültürünün erken tanıda büyük öneme sahip olduğunu bildiren   Başustaoğlu, “Gecikilen her saat ölüm oranında yüzde 7.4’lük artışa sebep oluyor.  Doğru tanı zamanında verilirse, hem hayat kurtarır, hem de yanlış tedavi  engellenmiş olur” değerlendirmesinde bulundu. Sepsiste ölüm oranının AIDS’tan daha yüksek olduğunu ifade eden   Başustaoğlu, dünyada gelişmiş ülkelerde kan alma işleminin hemşireler yerine  “flebotomist” ler tarafından yapıldığına dikkati çekti. Başustaoğlu, “Kan almak  hemşirelerin görevi ama ABD’de flebotomistler var, bu işi onlar yapıyor.  
Türkiye’nin ekonomik yapısı, altyapısı bunu karşılayacak düzeyde değil. Bunu  yapacak personel bizde hemşireler” dedi. “Mikroorganizma sayısının kişinin bağışıklık sistemini yenebileceği  sayının üzerine çıkması” olarak tanımlanan sepsis, deri üstündeki bir yarada  mikrop kapma sonucu enfeksiyon oluşması, bir apsenin patlayarak iltihabın kana  karışması, boğaz enfeksiyonu, bağırsak iltihabı, akciğer ve idrar yolları  enfeksiyonu gibi nedenlerle oluşabiliyor. AA