Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

LA TRAVİATA "Aşkın ve hüznün ikonu bir kadın !"

Merhaba sevgili okuyucularım, Ankara Devlet Opera ve Balesi yine çok önemli bir eserle izleyicisinin karşısında. Giuseppe Verdi’nin 3 perdelik “LA TRAVİATA” isimli operasıyla... Dünya prömiyerini ilk olarak 6 Mart 1853’te Venedik’te yapan eser, Türkiye deki prömiyerini de 18 Nisan 1954’te yine Ankara’da yapmış ve 54 yıl sonra seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Eser, Devlet Opera ve Balesi tarafından sezon sonuna kadar sahnelenip, izleyicisiyle buluşacak.
Verdi’nin üç perdelik bu muhteşem eseri oğul Alexandre Dumas’nın ünlü yapıtı Kamelyalı Kadın’ı bütün görkemiyle sahneden, seyirciye ulaştırıyor. Başlı başına büyük bir edebiyat eseri olan “La Traviata” sahnelendiği her ülkede ve platformda büyük beğeni kazanmış sadece müzikal ve görsel açıdan değil anlattığı hikâyenin dramatik akışı, müzikle-metnin güçlü buluşması ile de bir dünya klasiği haline gelmiş çok önemli bir eserdir.
Gerçek yaşamda eserin kahramanı olan ve 1824-1847 yılları arasında yaşayan Bayan Marie Duplessis, yani eserdeki ismiyle (Violetta ) eserin yazarı oğul Alexandre Dumas’la 1844 ve 1845 yıllarında tutkulu bir aşk yaşamıştır. Bu hikâye farklı bir üslupla romanın konusuna yansır. “La Dame Aux Camelias”  yani bilinen adıyla “Kamelyalı Kadın” doğar. Besteci Verdi , “La Traviata” ismiyle ünlenen oyunu Paris’te görmüş ve hemen Piave’ye bir opera konusu olarak göndermiştir. Hem besteci, hem de söz yazarı hikâyenin doğruluğu ve modernliği karşısında hayrete düşerler. Verdi için yaratılmayı bekleyen bir operadır bu...
Besteci, Paris’in göz kamaştırıcı ama aldatıcı yaşamı içinde yakaladığı gerçek aşkı kaybetmemek için çırpınan, ancak toplumsal baskıyı göz ardı edemeyecek kadar duyarlı olan olağanüstü güzel zarif ve doğuştan soylu ruhlu kadını zirveye oturtur. Başta opera olmak üzere; tiyatro, sinema gibi birçok alanda da sahnelenen ve ölümsüz bir üne kavuşan “Kamelyalı Kadın” Sarah Bernhardt, Elonora Duse, Greta Gabro, Maria Callas ve Leyla Gencer gibi ünlü sanatçıların vazgeçilmez rolü olur.
Önce “Amore’e Morte” Aşk ve Ölüm olarak adlandırılan eser, sansür nedeniyle “La Traviata” olarak değiştirilir. Besteci eserin prelüdünde aşk ve ölüm temasını işler. Bu esnada Kamelyalı Kadın’a saygı olarak üç perde süresince dekor içinde yerini alacak olan kamelyalar sahne önüne serpiştirilir.
Opera severlerin önceki temsillerini de kaçırmadığını umduğum Violetta’nın ve kendisine delice âşık Alfredo’nun aşkını anlatan bu muhteşem eser, dokunaklı ve hüzün verici yönüyle yeni izleyecek olanlar için de söylüyorum ki sahneyle siz izleyenlerin arasında güçlü bir bağ kuruyor. Eser sadece Dumas’nın kadın kahramanının hikâyesi değildir, Verdi’nin ve bir çok rejisörün hiçbir zaman unutamadıkları; zarif, hassas ve kolay günaha giren zayıf bir kişiliğin operasıdır aynı zamanda. Bu opera bestecinin diğer bütün gürültülü ve yüklü uvertürlerinden tamamıyla farklıdır. Eserdeki romantizm ve rahatlık izleyiciyi sarıp sarmaladığı gibi seyirciyi trajik olan sona da yavaş yavaş hazırlar ve uzun süre hafızalarda kalacak bir dünya klasiği ile buluşturur. Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin bu sezondaki dev eserlerinden olan “La Traviata” çok güçlü icracıların yorumuyla sunulmuş. Ork. Şefi: Sunay Muratov. Sahne’ye koyan: Aytaç Manizade. “Violetta”yı Feryal Türkoğlu ve Esra A. Akcan, “Alfredo”yu İhsan Ekber, Şenol Talınlı ve Ayhan Uştuk dönüşümlü oynuyor. Harika... İzlenmeli diyorum. Bence kaçırmayın iyi seyirler!

Yazarın Diğer Yazıları