Lafla mı yürüteceksiniz 'Bandırma Vapuru'nu?

Aşağıdaki satırlar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı FETÖ Çatı İddianamesinden:

"Türkiye'nin yakın geçmişi, askeri darbe, siyasete askeri müdahale ve askerin siyaset üzerindeki etkisi altında geçmiştir. Asker, canı istediğinde siyasal iktidara müdahale edip emirlerini dikte edebilmiştir. Askerin 2002 seçimleri sonrası gölgesi açıkça hissedilmektedir. Siyasetin çözmesi gereken toplumsal sorunlara askerin karışması Türkiye'de bir alışkanlık haline gelmiştir. İdeolojik olaylar, Güneydoğu'daki terör, Kıbrıs sorunu gibi bütün meselelere asker ülke sorunu değil kendi sorunu olarak bakmış ve dış politikayı büyük oranda belirlemiştir. Yine laiklik konusunda asker, kimseyi dokundurmamış, eğitim faaliyetlerine karışıp müfredat, eğitim politikası belirlemiştir...

Asker, sivil siyasetin ve siyasi iktidarın çözmesi gereken her sorunu görev alanı içerisine alıp devlet sorunu yapmıştır. İç Hizmet Kanunu'na dayanarak demokrasiyi, anayasayı, bütün kanunları kenara bırakıp müdahale hakkı olduğunu, darbelerle etki ederek ortaya koymuştur...

Güneydoğu'da hukuka aykırı antidemokratik uygulamaların, faili meçhul olayların engellenmesi için hiç kimse asker üzerinde etkili olamamıştır. AK Parti'nin Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelmesi üzerine de askerin eski alışkanlığını devam ettireceğini gösteren gelişmeler yaşanmıştır. Asker, hükmetmeye izin vermeyeceğini, rejimin asıl sahibi olduğunu, iler gidilirse müdahale ve siyaseti tedip edeceğini hava olarak vermeye başlamıştır. Asker, hükümete karşı fiili tavır alacağının emarelerini göstermiştir..."

Kimi/neyi yargılıyor sizce?

Hatta kimi/neyi yargısız infaz ediyor?

FETÖ'yü mü yoksa topyekûn Türk Silahlı Kuvvetlerini mi?

Türk askeri geleneğini mi?

Neyi?

***

Balyoz kumpasına uğrayarak 3,5 yıl haksız-hukuksuz biçimde cezaevinde tutulmuş, 15 Temmuz alçaklığına karşıysa görevdeki birçok "makbul" kişiden önce karşı durmuş E. Tümgeneral Ahmet Yavuz'un, Kırmızı Kedi Yayınları'ndan yeni çıkan kitabı Vesayet Savaşları'nda da alıntıladığı bu ağır ithamların da yer aldığı iddianame, geçtiğimiz Mart ayı başında kabul edildi; yani bundan tam 6 ay önce!

Bugüne kadar bu ifadelere karşı ne askeri, ne siyasi, ne de sivil kanattan bir tek itiraz duydunuz mu?

Ben duymadım.

15 Temmuz afişlerinde "FETÖ mensupları"nın değil de "Türk askeri"nin darbeci, katil, cani, halk düşmanı gibi tasvir edilmesi karşısında "ay nasıl olur" şoku yaşayan çevrelerden mesela bir tek "hoooop, burada bir durun arkadaş; siz FETÖ bahanesiyle Türk Ordusu'nu mahkûm etmeye çalışıyorsunuz" feryadı, milleti uyandırma çığlığı duydunuz mu?

Ben duymadım.

Herkesten önce, hali hazırda kelle koltukta terörle mücadele eden "asker"den, "biz burada canımız pahasına vatan savunmasına çalışırken, her gün her türlü tuzakla, tezgahla, kumpasla, pusuyla boğuşurken, siz nasıl olur da bizim bu mücadelemizi 'faili meçhul cinayet' karalamasıyla muhatap eder, itibarsızlaştırırsınız" çıkışı peki?

Yok.

***

Devleti televizyon kanallarında mı yıkacaklar sanıyorsunuz?

Gazete köşelerinde mi yıkacaklar?

Lafa karşı lafla yeni millî mücadeleler başlatanlar, devletin teminatı, son kalesi, garantisi olduğunu iddia edenler "devlet" ve kurumları, ve gelenekleri örtülü halde sanık sandalyesine oturtulurken neredeler?

TBMM'de teslim olup...

Sandıkta teslim olup...

Hukuki zeminde teslim olup...

Lafla mı yürütecekler yeni Bandırma Vapurlarını?

***

"Eski devlet(!)"

-------

Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ'ın ifadesiyle "bir siyasi meczup", "yeni devlet" kurmaktan söz edince, herkesten çok mevcut devletin; Türkiye Cumhuriyeti'nin devamından yana olanların diline pelesenk oldu "eski devlet" ifadesi.

Bu bile bir "kabul" göstergesi değil mi?

Hiçbir şeye değilse milletin "alışmasına" yaramaz mı bu kadar çok tekrarı?

Ne çabuk benimsediniz "devlet"i tarihe gömmek niyetindekilerin ağzını?

***

"Badem kurusu" için doğru zaman mı?

----------

On yüz bin milyonuncu kere belirteyim:

"FETÖ sanıkları" dediğiniz kişiler hukuki olarak "FETÖ'den hüküm giyen suçlular" değil. Yargılanıyorlar. Ve bizatihi AKP iktidarı mensuplarının itiraf ettiği gibi at iziyle it izinin karışması söz konusuysa, bu kişilerden bazılarına "pardon" denilecek bu yargılamanın sonunda. Çok ağır cezalara çarptırılanlar olacağı gibi beraat edenler de olacak belki aralarında.

Şimdi, henüz suçları ispat edilmeden, suçluluklarına hükmedilen bu insanlara "kökünüzü kuruttuk" göndermesiyle  "badem kurusu tek tip kıyafet" giydirirseniz, -hiç bunu nasıl tepe tepe kullanıp da küresel bir mağduriyet kampanyası başlatacaklarına filan girmiyorum bile- yarın bir gün suçsuz oldukları anlaşılanlar olursa onları nasıl tahliye edeceksiniz;

"Haksız yere kurutmuşuz" deyip önlerine Kabe yeşili halılar mı sereceksiniz!

Yazarın Diğer Yazıları