Liboş çeşitler...

Başında Soros rengi şapkası ile partisini satan CHP’linin, o yöredeki durumu anormal değildir..!
Olur böyle şeyler “mehdi”nin yeşil dolar olduğuna artık iyiden iyiye inanmış yeni tip dini bütünler için!..
Ciğerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıkılması ile ilgili yoğun virüs olduktan sonra bu sonuç doğaldır..!
Biz son on yılda, “dönme” olup soldan hidayete ermiş liboş takımına aşinaydık.. Arkadaşları işkencehanelerde kalmış, kurşunlarla can vermiş, yaşayanları bir lokma bir hırka ile geçinen onurlu, namuslu solculara sırtını dönerek “liboşlaşan”, cemaatin zenginliklerine rampa yapan solcular ortalığa dökülmüşlerdi...
Dönme olmanın mutluluğu ile çok zengin ve çok hain olarak, devletin temellerini dinamitleme işlerini şevkle yapıyorlar, hainlikte irtifa kazandıkça hakim siyasetin, hakim sermayenin ve bu hakimiyetin iplerini tutan okyanus ötesi ile, AB’nin gözbebeği vaziyetindeydiler...
Ama aynı koroya, bir zamanlar ülkücü camianın içinde bulunanların da devşirileceği, hem de bu kadar aleni alet edileceği düşünülemezdi..!
Ama, paranın gözü kör olsun..!
Ülkücüler içerisindeki çürük elmaları mıknatıs gibi açığa çıkarıverdi.. Bakıyorum da, bir kısım “işbilir”, ne toprağa düşmüşten utanıyor, ne de yüzüne tükürülür diye korkuyor!..
Malum TV ekranlarında boy göstermeleri ve üç otuz paraya alet olmaları iğrenç...
12 Eylül işkencehanelerini paraya çevirme çabaları daha da iğrenç..!
Ekranda görüyoruz ki, kamera arkasından bir el, tıpkı eşeğe uzatılan havuç gibi bir tomar doları sallayarak, bunlara istediği konuşmayı yaptırıyor!..
“Ben işkencede neler çektim neler!!” demeleri yok mu!..
Ülkücü harekete yapılan en büyük işkence ve bu dönmeler de en büyük işkencecidir ki, artık geldikleri nokta 12 Eylül işkencecileri ile eş değerdir..!
Bu “dönmeler” çok iyi biliyorlar ki, alet edildikleri konumun “12 Eylül’den hesap sorması” ile bir alakası yoktur..!
Somut bir örnek verelim...
Ömer Faruk Gürz imzalı mesaj, “Vay be, Analar ne tosunlar doğurmuş demekten kendimi alıkoyamadım...” diyerek, yandaş bir TV kanalında izlediği, ülkücü camiaya rampalayarak geçinen birinin sözlerine yer veriyor..
“Bu dönme tosun; ‘Mustafa’yı asan, Hüseyin’i namazda copla öldüren alçaklar hukuk önünde hesap vermediği müddetçe namus borcumuzu ödemiş olmayacağız. 12 Eylül’den herhangi bir şekilde hesap sorulmasına mani olan kim varsa sakın vatanseverlik iddiasında bulunmasın... Milliyetçilik terazisini kimse eline almasın, bizim ülkücülüğümüzü tartmak kimsenin haddi değildir’ buyurmuş... Bahçeli’ye de sert(!)” çıkmış.
Onun “ülkücülüğünü tartmak” kimsenin harcı değilmiş.
Ülkücülüğünü kime nasıl tartıp sattığı belli!..
Arkadaş, TRT’den falan yemlenince “liboş ülkücü” oluvermiş!.. Yiğitliği de artarak devam ediyor, cebi kalın sırtı kalın!..
Bir genç okurum, Şerafettin Erbay, “Bu nasıl düzen bu nasıl iş anlamadım TV’lerde boy boy eski ülkücüler diye habire birilerini çıkarıyorlar. O zaman gücüme gidiyor uykularım kaçıyor. Allah aşkına ülkücünün eskisi olur mu? Ülkücü ülkücüdür, bunlar olsa olsa satılmış döneklerdir” diyor..
12 Eylül’den hesap soracağız dümenine sarılıp, “Habur Kapısı Şenliklerine(!)” ortak olan Liboşlaştırılmış ‘ülkücülere’, acaba hangi parti merkezinin üçüncü katında “para ödeme ofisi” açılmıştır dersiniz... Ruhunu satmış ülkücüleri yiğit yürekli ülkücüler, yürüyüşünden anlıyor artık... Onları işaret edip, “Bu kırık, üçüncü kattan geçmiş bir dönmedir” diye işaret ediyorlar...
Dönmelerin yeni rengi “liboşlara” mübarek olsun!..

Yazarın Diğer Yazıları