Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Lozan, evrim, cehalet...

"Hiçbir şey eyleme geçen cahillik kadar korkutucu olamaz..."

                                                                                 Konfüçyüs

Türkiye'de politikacılar her dönem toplumun en lümpen kesimleri arasından çıktı... Çünkü sistem aksine izin vermiyor. Bu eleştirimi ağır bulanlara, memleketin haline dönüp bir kez daha bakmalarını öneriyorum...

Belediye meclislerine bakın, belediye başkanlarına, milletvekillerine, bakanlara, başbakanlara...

Özel sektörde iş bulması dahi zor olan yetersiz / yeteneksiz insanlar ülkemizi yönetiyor. En küçük bir kişisel başarı hikayesi olmayanlar...

Türkiye'nin kök sorunudur cehalet... Yanlış anlaşılmasın, okumakla da giderilen hastalık değildir bu... Okumuş cahillerle dolu meclis koridorları...

Karadeniz'in yaylalarına çıkın kadınlarla konuşun mesela, Muğla'nın köylerine gidin... Hayatı ve siyaseti değme profesörden daha iyi okur onlar...

Profesör demişken; sosyal medyada fenomen, AKP'li... Türkiye'nin kurucu belgesi Lozan'a dil uzatacak ya... Demiş ki; " 12 milyon km toprağımız 780 bin km'ye düşmüşse, bu bir zafer değildir. Kısacası cephede kazandıklarımızı Lozan Masasında kaybettik maalesef"

Adam profesör olmuş, milletvekili olmuş, parti yöneticisi olmuş... Söylediğinin neresini düzelteceksiniz! Övgüler düzdükleri padişahın imza attığı Sevr anlaşmasında Türk yurdu, Anadolu'da bir avuç toprağa hapsedilmişti!

Osmanlıyı 12 milyon km'den 240 bin km'ye gerileten Osmanlı padişahlarından başkası değildi... Ve son Osmanlı Paşası Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verilen büyük savaş ile 783 bin 562 km2 ye çıkarıldı vatan toprağı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu...

***

Cehalet iktidar olmuş... Kullandıkları her kavramın, her olgunun içini boşalttılar...

Osmanlı'yı bilmeden Osmanlıcılık yaptılar... Dindar görünüp dine en büyük zararı verdiler...

Evrim tartışması mesela... Okullardan evrimi kaldırdılar... Aklın ve bilimin reddedilmesidir bu... Biliyoruz, halka dönüp şöyle söyleyecekler ; "dinimizde evrimin yeri yoktur..."

Bu tezlerine dünyaya mal olmuş Prof. Yaşar Nuri Öztürk ile yanıt verelim... Profesör Öztürk, Darwin Yılı'nda yaptığı açıklamada, Charles Darwin'in aslında evrim teorisini bir İslam bilgini olan İbn Miskeveyh'ten çaldığını şöyle anlatıyor:

"Sözüm ona sansürü Müslümanlık adına yapıyorlar. Halbuki Darwin evrim tezini ünlü Müslüman filozof İbn Miskeveyh'ten çaldı. Evrim teorisi Batı'nın değil Müslümanlarındır. 940-1030 yılları arasında İran'da yaşayan İbn Miskeveyh, El-Fevzül-Asgar adlı ölümsüz eserinde evrimleşmeyi Darwin'den tam 850 yıl önce incelemiş ve onun vardığı sonuçlara daha o zaman varmıştır. Miskeveyh'e göre, yüksek âlemden inen nefs (ruh) çeşitli dünya varlıklarında kendini göstere göstere tekâmül etmiş, nihayet insanlık mertebesine gelmiştir. Bu süreçte, hayat eserini ilk kabul eden varlık bitkidir. Aşağı düzeyinde bitki tohumsuz ürer. Otlar gibi... Nihayet evrim, üzüm ve hurma ağacına ulaşır. Bitkiler âlemi - otlardan ağaçlara - hurma ile tekâmülünün son sınırına varmış olur. Hurmada artık hayvan özelliği belirmeye başlamıştır. Hurmada hem erkek hem dişi cins vardır. Hurma bitkilerin son, hayvanların ise ilk mertebesidir. Hayvanlar âleminde ilk mertebe, kısmen hareket edebilen, sadece dokunma duyusu bulunan sedef ve salyangoz gibi hayvanlardır. Evrimleşme, köstebek ve benzeri dört duyu sahibi hayvanlarla devam edip beş duyu sahibi, terbiye edilebilir hayvanlara ulaşır. Bu mertebede at ve şahin tipiktir. Evrimleşmenin insanlık mertebesine bağlanma noktasında maymunlar ve benzeri gelişmiş hayvanlar görülür."

Doğruların bekçisi Yaşar Nuri Hoca'ya burun kıvıranlar var... Peki,

Prof. Süleyman Ateş'i dinleyin o zaman... Süleyman Ateş de, Kuran'a göre insanın evrim geçirdiğini söylüyor:

"İnsan maymundan gelmemiştir, ancak Kuran'da insanın henüz halife olmazdan önce, yani yeryüzünde Allah'ın temsilcisi olmazdan önce barbar, kan dökücü bir canavar gibi olduğu söyleniyor. Ama akıl ile birlikte insan olgunlaşıyor ve yeryüzündeki varlıklara hakim olmaya başlıyor. Bu Allah'ın lütfu sayesinde oluyor. Bakara suresinin ayetlerinde buna işaret edilmektedir. İnsan suresinde ise, 'İnsan kendisinin hiç anılmadığı uzun zamandan geçmedi mi?' diye buyrulmaktadır. Yani insan daha insan değildi, ama insan olma yönünde yönlendirilmişti."

Mesele ne Lozan, ne evrim, ne dindarlık... Mesele din tüccarlığı ve din tüccarlarının beslendiği cehalet...

Yazıya başlarken Konfüçyüs'ün sözünü hatırlattım. 2500 yıl sonra cehaletin Türkiye'de eyleme geçmesinin sorumluları kimler?

Yazarın Diğer Yazıları