Lozan üzerinden saldırmak

Bir ülkenin cumhurbaşkanı, yönettiği ülkenin kurucularına ve uluslararası kurucu anlaşması olan Lozan'ı niçin kötüler, bunu düz evrensel mantıkla anlamak mümkün değildir. Sonucu ve durumu değiştiremeyeceği gibi, Türklük bilinci ve hassasiyeti olan Türklerin en az yüzde doksanının rahatsız olacağı cümleleri kurmak ve sağda veya soldaki Türkleri rahatsız etme riskini göze almak, acaba hangi siyasi ve ideolojik ihtiyaçtan ortaya çıkıyor anlayamıyoruz. Osmanlıcılık ve siyasi İslamcılık yapmak istediğini düşünsek bile, bu konu o kadar bayatladı ve o kadar kendilerine ve ülkeye sorun çıkarttı ki, bunun tekrarını yapmak nasıl izah edilir bilemiyoruz. Zira, son on yıldır ülke içinde ve dışında başımıza gelenler hep bunların, siyasi İslamcılıkları ve Osmanlıcılıkları yüzünden geldi, hâlâ ders almadılar.

Beynelmilelci, kozmopolit, ümmetçi siyasi İslamcıların bütün derdi Türkler ve Türk ulus devleti Türkiye'dir. Bunların derdi Osmanlı hanedanını iktidara getirmek ve kurtuluş savaşında alınmayan yerleri ülkeye katmak değildir.

Kim kimi büyüttü

15 Temmuz'dan bu tarafa darbeyle yatıp darbeyle kalkıyoruz. Ülkede başka hiçbir sorun konuşulmuyor. Tek söyledikleri ve suçladıkları şey FETÖ'yü sen büyüttün eleştirisidir. Aslında olaya yakından bakıldığında kimin kimi büyüttüğü tartışma götürür. Zira, dünyanın hiçbir rejiminde ve hiçbir ülkesinde iki ay içinde 100 bin devlet memuru işten atılıp, binlerce ticaret erbabı ve diğer meslekten binlercesi iki ayda hapislere tıkılmamıştır. Oysa ki bunu, AKP iktidarı başarmıştır. Bu kadar gücü nereden alıyor. Bu kadar yetkiyi nasıl kullanıyor. Bu kadar sosyal çalkantı riskini nasıl yükleniyor. AKP yönetimi sadece FETÖ militanlarının değil ülkede hafif başını kaldıran muhaliflerin de hakkından geliyor. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını hatırlatan kimse yok.

AKP, iktidarının elinde, Gülen cemaatiyle ilgili, Türk milletinin verdiği açık bir çek var. Çünkü, cemaatin çeteleri, eğitimli vatansever Türklere zulüm yaptılar. Türk milleti nezdinde itibarlı olan bu kesimin hükümete desteği çok önemlidir. Bu insanlar AKP'li olmamakla birlikte, köyüne ve kasabasına gittiklerinde Fetö ile mücadelenin ülkenin yararına olduğunu söyleyerek AKP'nin işini kolaylaştırmaktadırlar. Ancak AKP yönetimi, cemaatçi olmamakla birlikte bir şekilde cemaate bulaşmış insanlara yapılan haksızlıkların önüne geçmesi gerekir. Bazen telafisi mümkün olmayan dramlara sebep olmakta ve sosyal yaralar açmaktadır. Ayrıca, köy ve kasabalara kadar inen inanca göre, politikacı ve üst düzey Fetö'cüler ülkede cirit atıyor, 2. ve 3. derecedekiler içeri alınıyor, inancı ve kuşkuları dolaşmaktadır. Toplumda; üniversitelerde, basında ve AKP'nin kendi teşkilatları gibi önemli noktalarda, gerçek Fetö'cülere dokunulmadığı kuşkusu sürmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları