LOZAN VE ERMENİ SORUNU

LOZAN VE ERMENİ SORUNU
Türkiye Ermenileri Lozan dönüşü İsmet Paşa’ya şükran plaketi verdiler

Sevr nasıl Osmanlı’nın idam fermanı ise Milli Mücadele, Düveli Muazzamaya meydan okuyuş, bu fermana başkaldırıydı. Lozan ise savaş meydanında elde edilen zaferini uluslararası arenada tesciliydi. Bu tescilin gerçekleşmesinde her ne kadar Lozan Konferansı’a katılan delegelerimizin canla başla mücadelesi varsa, o mücadeleye alt yapyı hazırlayan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve direktiflerini harfiyen uygulayan başmurahhas İsmet İnönü’nün payları çok büyüktü.

Şevket Süreyya Aydemir, Atatürk hakkında yazdığı 3 ciltlik Tek Adam adlı eserinin ardından kaleme aldığı İkinci Adam adını verdiği biyografisinin ilk cildinin sonunda yer alan şu satırlar büyük bir tarihi gerçeği ifade ediyordu: “Tek Adam ve İkinci Adam bu devletin kuruluşunda, biri bir Ebedî Şef, diğeri onun emrinde ve yanında bir insan olarak söz ve hak sahibi idiler. Türk milleti harpte ve sulhta bu iki insanı beraber görmüştü. Hülasa Türkiye’nin kurtuluşu ve kuruluşu bir hadise idi ki, bu hadisede milletin kaderi milletin varı yoğu ile bir potada topyekûn yoğurulmuştu. Bu potaya herkes, kendinde olanı ve katabildiği kadarını katmıştı. İnönü de bu herkesten biriydi. Ama işin ön safında, baş ustanın yanında idi. Baş ustanın yardımcısı idi.” (Lozan’dan Cumhuriyete İsmet İnönü sergisi kataloğu. İnönü Vakfı Yayınları.)

Lozan’da pazarlıklar, tartışmalar tabiri caizse kıran kırana geçmişti. İsmet İnönü’nün Atatürk’ten aldığı güçle o taviz vermez kişiliği, savaş meydanlarında edindiği tecrübe ve tartışmasız dış politika kabiliyeti, Lozan Barış Antlaşmasını getirmişir.

İçinde bulunduğumuz Nisan ayı; Osmanlı’yı, Doğu’da Ruslarla çarpışırken arkadan vuran Ermenilerin tehciri (yani bulundukları yerden bir başka bölgeye taşınma işlemi) ve İstanbul’da zararlı faaliyetlerde bulunan Ermeni derneklerinin kapatılması ve ileri gelenlerinin 24 Nisan 1915 tarihinde sürgüne yollanmasının 100. yılıdır.

Peki 24 Nisan 1915’te ne oldu?.. Daha önce anlattığımız gibi kısaca hatırlatmakta fayda var:

Rus ve İngiliz kışkırtmaları sonucunda meydana gelen isyan ve katliamlar karşısında Osmanlı hükümeti, herhangi bir önleme başvurmadan önce Ermeni Patriği, Ermeni milletvekilleri ve Ermeni cemaatinin ileri gelenlerine  “Ermenilerin Müslümanları arkadan vurmaya ve katletmeye devam etmeleri halinde gerekli önlemleri alacağını” bildirmekle yetinmiştir. Ancak, olaylar durmak yerine giderek yoğunlaşınca, ordunun bir çok cephede savaş halinde bulunması nedeniyle cephe gerisinin emniyete alınması ihtiyacı doğmuştur.

Bu maksatla, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Komiteleri kapatılarak, yöneticilerinden 2345 kişi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştır. İşte bütün olay kopartılan yaygara budur. Şimdi bu yazı dizimizde farklı bir konuya, ’Lozan Barış Antlaşması ve Ermeni Sorunu “na emekli büyükelçi Gündüz Aktan’ın görüşlerine yer vererek değinmek istiyoruz