Lozan’da suikast ihbarı gelir, arabadaki Türk bayrağının indirmesi istenir: İsmet Paşa bakın ne der

Lozan’da suikast ihbarı gelir, arabadaki Türk bayrağının indirmesi istenir: İsmet Paşa bakın ne der
Lozan görüşmelerinin sürdüğü günlerde, İsmet İnönü ve heyetine Ermeni terör örgütlerince suikast düzenleneceği istihbaratı vardır. Suikast tehlikesi nedeniyle aracındaki Türk bayrağını kaldırmayı öneren Lozan polis müdürüne İnönü, "Bir İsmet Paşa ölür, yerine başka biri gelir, göreve devam eder ve bu bayrak hiç inmez.” şeklinde cevap verir...

Türk milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde emperyalizme karşı savaşmış ve düşman ordularını yurdundan söküp atmıştı.  Sıra bu zaferi diplomasi alanında taçlandırmaya, masa başında da zafer kazanmaya gelmişti.

Kasım 1922 –Temmuz 1923 tarihleri arasında toplanan ve aralıklı yedi ay süren Lozan Barış Konferansı’nda  İsmet Paşa’ya  ve heyetimiz üyelerine Ermeni terör örgütlerince  suikast düzenleneceği istihbaratı vardır.

Daha önce Talat Paşa’yı ve Said Halim Paşayı’da öldüren Ermeniler bu konuda çok iyi eğitilmiş ve tehlikeli idiler...

Suikasten korunması için kendisine yapılan öneriye ise, İsmet Paşa tarihi bir cevap verecekti.

”Bilal Şimşir’in “Bizim Diplomatlar” adlı kitabından küçük bir bölümü aktaralım…

Lozan günleri… Tarih 10 Mayıs 1923… Konferanstaki Rus delegesi Vorovski kaldığı otelde vurularak öldürülmüş, ortalık karışmıştır.
Vorovski’nin vurulmasından üç gün sonra İsmet İnönü’ye de bir suikast yapılacağı ihbarı alınmıştır. Almanya’daki Taşnak ve Hınçak merkezlerinden iki suikast timiyle birlikte Çerkez Ethem’in de İsviçre’ye geçtiği duyulmuştur.

1431fbe2-27fe-49a1-85db-7be58caead7f.jpg

Bu ihbarlar üzerine İsviçre makamları koruma tedbirlerini arttırmışlardır. Gerisini Bilal Şimşir’in kitabının 174’üncü sayfasından okuyalım:
“… Lozan Polis Müdürü Jaquiard, İsmet Paşa’ya geliyor ve:
– Paşa hazretleri, diyor, Ermeni çetelerinin size bir suikast yapacaklarını biz de haber aldık, görevimiz sizi korumaktır. Ancak sizden bir ricamız var; ilk önlem olarak konferans salonuna gidip gelirken otomobilinizden Türk bayrağının kaldırılmasını rica ediyoruz.
Paşa bu öneriye şiddetle karşı çıkıyor ve:
– Ben, diyor, burada Türk delegesi olarak bulunuyorum. Bu Türk bayrağı benim arabamdan kalkmaz. Ben burada bir suikaste kurban gidebilirim. Fakat benim ardımdan bir Türk delegesi daha gelir, arabaya biner ve benim vazifemi yapar. Fakat Türk bayrağı otomobilden hiçbir zaman kaldırılamaz. Bin Türk delegesi bile kurban edilse bayrak kaldırılmaz, yerinde durur.
Bayrağınızı savunamazsanız hiçbir ulusal mücadeleyi kazanamazsınız…

Melih Aşık .Milliyet 12 Eylül 2012