Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

"Madalyon’un İçi"

Uzun zamandır okumak istediğim farklı bir kitap okudum ve bu farklılığı sizlerle paylaşmak istiyorum. Farklı çünkü, hepimizin içindeki gizli  “ben” lere dokunuyor. Gizli  “ben” leri ya da başa çıkamadığımız şeyleri sorguluyor. Hem de uzman gözüyle...
Psikiyatr Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun  “Madalyon’un İçi”  isimli kitabı yıllar içindeki deneyimlerini ve hastaları üzerindeki çalışmalarını, tanıklıklarını toparladığı mükemmel bir not defteri olmuş. Hayatın getirdiklerini ve götürdüklerini yalancı, alaysı ne varsa gerçeklerin penceresinden görüp çözümler üreterek en önemlisi aklı koruma gerçeğini esas alarak hazırlanmış müthiş bir kitap. Budayıcıoğlu Remzi Kitapevi’nden çıkan çalışmasının,  “neden bu kitabı yazdım”  başlıklı önsözünde böylesi bir eseri okuyucuyla buluşturmasının gerekçelerini bakın nasıl anlatıyor. Önsözden bölümler alarak paylaşıyorum.
“Her ne kadar psikiyatri bilimi de artık müspet ilimler grubuna dahil olmuş ve ruhsal hastalıkların pek çoğu ilaçlarla tedavi edilebilir hale gelmişse de hasta hekim ilişkisi ve psikoterapiler hâlâ önemini korumaktadır. İşte psikiyatride sanat burada başlar ve bu sanat doktordan doktora çok farklılıklar gösterir. Ayrıca bunun doğrusu yada yanlışı halen bilimsel toplantılarda tartışılmakta ve Freud’dan başlayarak günümüze kadar geniş bir yelpaze içinde gelişmeye devam etmektedir.”
Gerçekten de bana göre psikiyatri bilimi uçsuz bucaksız bir derya deniz. İşte bu sınırsızlığın içinde öyle bir  “akıl sanatı” gizli ki; örneğin ilacın yada ilaçların yetmediği, işe yaramadığı bir durumda psikiyatr hekimler hastasının sanrı sistemine ortak olmayı deniyor yada denemek durumunda kalıyor. Bilimsel olarak alanım değil ama sanki empati kelimesi bu ifade ile en güçlü buluşan. Bu ortak oluş yada olmayı denemek kişinin söylediklerine inanmış gibi yaparak karşısındakinin hayallerini biraz olsun sınırlandırmayı da belki de beraberinde getirir. Kitabı okurken içindeki yaşanmışlıklar beni böyle düşünmeye itti. Kitap böylesi derya olan bir alanı sadeleştirilmiş şekliyle okuyucuya indirgeyerek kişilerin sorunlarından kimseyi acıtmadan kıssadan hisse sergiliyor. Bu da başka türlü bir sanat bence. Çeşitli sebeplerle uçlara gelmiş insanların zor ve ibretlik yaşamlarının öyküsü ve onlara sihirli değneği ile dokunan bir doktorun deneyim, tecrübe ve insan sevgisine tanık olacaksınız. Başka bir dünyaya hatta dünyalara bakmak isteyenlerin belki de içinde kendini de bulacağı türden bir tanıklık. Her kesimden insanın hikayesi en önemlisi de aşk ve ölüm olmak üzere insanlık halleri ile karşılaşacağınız bir uzun yol. Bu yol içerisinde bir ruh doktorunun duyguları, düşünceleri, yapabildikleri ve yapamadıklarını zevkle okuyacaksınız. Yazarın da dediği gibi  “Okudukça daha iyi anlayacak, her damlası ayrı bir duygunun rengini taşıyan bir çağlayanın altından geçecek ve tertemiz olacaksınız”.
Duygu dünyanızı tanımak ve kendinizle buluşmak için okunmaya değer bir kitap.

Yazarın Diğer Yazıları