Sağda solda evet lehine propaganda yapmaya kalkanlar, ağızlarını bozuyor, üst düzey konuşmacıları aratmayacak bir üslupla, HAYIR diyecek milyonları terörist olmakla suçlamaya devam ediyorlar...

       Sonra da birlik ve beraberlikten bahsediyorlar...

       Bugüne gelene kadar toplumu kutuplaştırmakla bir türlü yetinmediler, şimdi referandum bahanesiyle hedefi büyütmeye ve ayrışmayı daha köklü hale getirmeye çalışıyorlar.

       Defalarca söyledik, milletin yarısından fazlası HAYIR diyor...

       Nazarlarında hepsi terörist ve hain öyle mi; yazıklar olsun, içimden yuh yani demek geliyor...

       * * *

       Bu, görülmüş şey değil; herhangi bir demokratik ülkede 40 milyon insanı terörist, hatta hain diye suçlayan bir iktidar olmadı, bizde oldu; azgınlıkları hâlâ sürüyor...

       Nereye kadar diye soracaklara söylüyorum, son durak 16 Nisan!

       * * *

       Kendi insanını hedef alanlar hep diktatörler olmuştur; Hitler, Stalin, Çavuşesku gibi faşist ve komünist liderler (!) insanları susturdular, hepsine kan kusturdular...

       Bugün benzerini AKP iktidarına mensup olanlar yapıyor, yarın daha beterini yapmaları muhtemel...

       * * *

       Bir de "Evet derseniz demokrasi gelir" diyorlar...

       Demokrasi, halkın kendisini idare sistemidir; bu sistemde insanlar eşittir. Kimse bir diğerinin hak ve hukukunun önüne geçemez. Kimseye ayrıcalıklı muamele yapılamaz; hak, hukuk ve adalet esastır...

       Demokraside bütün yetkiler tek kişinin elinde toplanamaz. O yola gidildiğinde sisteme de demokrasi denmez, başka her şey denir!

       Bu sistem özgürlükçü, çoğulcu ve şeffaf yönetim biçimi olduğu için insanlık tarafından benimsenmiştir. Bu niteliklere sahip olmayan demokrasi yoktur. Siz hiç unsuz ekmek, susuz kahve, sütsüz yoğurt filan gördünüz mü, etsiz sucuk yediniz mi...

       Varlığı iki bin yıl önce ortaya çıkmış bu sistemin 20 asır sonra şeklini şemailini tek kişinin saltanatı uğruna bozmak galiba bizim evetçi iktidara nasip olacak...

DERKENAR

-------------------

        Sandıktan Evet çıkarsa terör bitermiş, ekonomi dünyanın ilk on ekonomisinden biri olurmuş, yatırımlar başlarmış, yabancı sermaye gelirmiş, kredi notumuz yükselirmiş, işsizlik sorunu bitermiş, pahalılık olmazmış, bürokrasi hızlı çalışırmış, dış itibarımız geri gelirmiş... Hep aynı masal... Dinlemekten bıktık birader. O nedenle HAYIR diyeceğiz ve inşâllah sahibinin sesine benzeyen papağanları susturacağız!

BİR SORU

--------------

        Rektörleri neden cumhurbaşkanı seçiyor...

        Bilim dünyası yüksek tahsile hizmet edecek insanları tespit etmekten aciz mi?

Rabia unutuldu

---------------------     

       Yabancı haber kaynakları Mısır'da ekonominin çökmek üzere olduğunu duyurdu. Yatırımlar askıya alınmış, işsizlik tırmanmış, pahalılık artmış, kısacası bir ekonomiyi bozacak ne varsa yaşanmaya başlanmış...

       Bize ne diyemeyiz...

       Mısır, hem olumlu, hem olumsuz açıdan baktığımız bir ülke. Cumhurbaşkanı Mürsî darbeyle uzaklaştırıldı, yerine ordunun başındaki general Sisi geldi. Mürsî'yi tuttuk, Sisi'ye cephe aldık. Rabia Meydanı'nda Mürsî için gösteri yapan Mısır halkını destekledik. Baş parmaklarımızı saklayıp yaptığımız 4 parmak işareti, Rabia anlamına geliyordu. Bu selam, o günlerden bu yana alışkanlığımız oldu...

       Ama bugün Rabia'yı unuttuk...

       Dört parmak, milliyetçilerin ezelden ebede uğruna mücadele ettikleri tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesini anlatır. Bugün onu, milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyenler kullanıyor. Bu sloganımız onların sığıngâhı ve selamı oldu...

       Görüyorsunuz değil mi, ihtida ediyorlar!

Kısaca maruzatım var

------------------------------

        Girelim filan diyoruz ama girmeye kalktığımız yerin adını doğru dürüst bilmiyoruz; Mınbiç mi, Munbiç mi, Münbiç mi, Menbiç mi? Medya çorba gibi, önce şunun doğrusunu öğrenelim, sonra gireceksek girelim...

         * * *

         Yeni bir yalaka ve yalama mecra buldular, şimdi alkış onlara. Evet deme kararı aldılar. Şu AKP'ye bakın bir manga insandan bile medet umuyor. Bir manga insan evet dese ne olur, demese ne olur...

         * * *

         "Darbe anayasasıyla pusula şaştı" buyurmuş Başbakan. Şaşan pusula değil, iktidar. On beş yıldır pusula ellerinde, yönü şaşırmışlarsa pusulanın günahı ne. Beceriksizlikleri pusuladan değil kendilerinden menkul

ANLAMLI SÖZLER

-----------------------------

        Alçak gönüllü ol, alçak olmaya gönüllü olma. (Zahir Güvemli)