Mağdurlar ne olacak

      İşin tuhaf tarafını söylüyorum; AKP'nin nazarında muhalefet yapan herkes fetocudur...

      Herhangi bir konuda eleştiride mi bulunuyorsunuz, fetocu olmakla suçlanmaktan kurtulamazsınız...

      Elbet de feto tehlikesi geçmiş, hainler tamamen ortadan kaldırılmış değil, gizlenen zalimler var, üstüne üstlük iktidar da her önüne geleni fetocu diye karalayıp duruyor...

      * * *

      Geçen akşam gazeteci vekil Mustafa Balbay, iftiraya uğramış, mağdur edilmiş yüz binden fazla yurttaşın aklanmak için OHAL kapsamında kurulan makama baş vurduğunu açıkladı...

      100 bin, dile kolay...

      AKP iktidarı, önüne geleni çete elemanlığıyla suçlamayı sürdürürse mağdur olup hak arayan yurttaş sayısı da katlanır.

      * * *

      Aklanmak amacıyla yapılan bu tür başvurular maalesef kısa sürede sonuç vermiyor...

      Yargı mekanizmaları ağır işlediği için hak, hızlı biçimde ortaya çıkmıyor. Dolayısıyla adalet de sağlanmamış oluyor. 

      Ülkede büyük bir kitle, işinden olmuş, özlük haklarını yitirmiş, itibarını kaybetmiş, aile hayatı bitmiş mazlum ve mağdur durumda; hepsi adalet bekliyor....

       * * *

       Temizlik hızlandırılmalı, çete tamamen ortadan kaldırılmalı ama bu yapılırken de mağdur sayısı artırılmamalı!

Bir taşla çok kuş vurmak

       Bugün Sudan'a ait olan Sevakin Adası, vaktiyle Osmanlı toprağıydı. Tam 400 yıl, Osmanlı'nın hakimiyetinde kaldı...

       Adayı fetheden Yavuz Sultan Selim'di...

       Mısır seferinde adayı da aldı ve imparatorluk sınırını genişletti...

       1882'de İngilizler Mısır'ı işgal edince ada, kontrolümüzden tamamen çıktı. Lozan Antlaşması'nın 17. maddesi gereği olarak da İngilizler'in idaresi altındaki Mısır'a bırakıldı...

        Sudan 1956 yılında bağımsızlığına kavuşunca ada Sudan toprağı oldu...

        * * *

        Peki Erdoğan neden bu adayı istedi...

        Batılı ülkeler tarafından terörist kabul edilen Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir'e neden "Bize verin ihya edelim" teklifinde bulundu...

       Cevabı zor değil...

       Batı ile ipler gerilince Erdoğan Türkiye'yi İslam Dünyası'nın lideri gibi görmeye başladı. Bu düşünceyle de üzerine düşen görevlerin arasına, İslam'a ait değerleri sahiplenme görevini de kattı...

       Ayrıca, Lozan ile elimizden çıkan bir toprağı aldık havasını da uyandırmak istedi...

       Sevakin'i istememiz, bu adayı İslam'a yakışır hale getirme hevesimizden de kaynaklanıyor... Böylece Türkiye, hem İslami figürleri sahiplenmiş, hem de İslam ülkelerine liderliğimizi kabul ettirmiş olacak...

       * * *

       Bizim memlekette buna "Bir taşla çok kuş vurmak" denir!

DERKENAR

        Sevakin Adası'nın bize verilmesini istemekten önce Yunan'a verdiğimiz 18 adayı iade etmelerini istemeliydik. Ege Denizi'nde toprağımız olan 156 ada, adacık ve kayalık, 2004'ten beri keferenin elinde. Çoğunda Lozan'a aykırı olarak kurulmuş askeri tesis bulunuyor. Yunan askerinin silahları üzerimize dönük durumda. Bu ada, adacık ve kayalıkları bırakıyor, Sudan'ın adasına göz dikiyoruz. Bu duruma bakarak  "Çelişki dolu bir dış politika izlemekten bıkmadık" demek herhalde yanlış olmaz.

İşte buna diktatör denir

        Ömer El Beşir, Sudan Devlet Başkanı. Ülkesinde sözde demokrasi var ama aslında yok. El Beşir için diktatör diyorlar. Bunu doğrulayan da en son politikası; kimseye sormadan, "Adayı bize ver, ihya edelim" şeklindeki teklifimizi değişik demokratik mekanizmalardan geçirmeden "Verdim gitti" diye cevaplaması adamın bir başına ferman ferma olduğunu ortaya koyuyor.

Hangisinin varlığı talihsizlik

       Birlikte çıkarılan son iki KHK'yı hukuk devletinin tabutuna çakılan çiviler olarak niteleyen MHP Milletvekili Atila Kaya'ya ilk tepki MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'dan geldi, Kaya'nın CHP yandaşlarıyla aynı çizgide olduğunu iddia etti...

       Atila Kaya Ülkü Ocakları'ndan yetişmiş pırıl pırıl bir genç siyasetçi...

          Bu tür KHK'ların anayasanın üstünlüğünü ve hukuk devleti olgusunu ortadan kaldırdığını söyledi...

       Bunun üzerine Kaya da, Büyükataman'ın "Esef verici olan CHP ve yandaşları ile aynı hizada yer almış olması kendi adına bir talihsizliktir." değerlendirmesine "Asıl talihsizlik, demokrasiyi, anayasayı ve hukuk devletini savunmayıp iktidarın maşası olanların varlığıdır" diye karşılık verdi...

       Öyle anlaşılıyor ki MHP'de bundan böyle, demokrasiyi, anayasayı, özgürlükleri, hukuku, adaleti, parlamenter demokrasiyi, millî iradenin tek kişilik oyun olmadığını söylemek ve savunmak mümkün değil...

       * * *

      Atila Kaya'nın da yeri artık İYİ Parti olmalı!

Yazarın Diğer Yazıları