Mahviyet ve inkıyâd

Birinci fotoğraf 1985'te çekildi.

Gulbeddin Hikmetyar, Afganistan'da Rus işgaline karşı mücadele eden liderlerden biri... İslâmcı kimliği önde... Hizb-i İslâmî hareketinin lideri.

Afganistan'ın işgali, İslâm âleminde ve Türkiye'de büyük infial uyandırmıştı.  Türkiye'de birçok kişi ve kuruluş direnişe yardım ediyordu. O sıra El-Kaide yoktu, Taliban yoktu; ülkesi için inançla, kararlılıkla savaşan insanlar vardı.

(O tarihte ben de bir Arap ülkesindeydim. Üniversitede Afganistan'dan gelen öğrenciler okuyordu. Bu öğrencileri zamanla tanıdıkça aralarında kümeleşme olduğunu fark ettim. Çoğu Kunduzlu Türk asıllılar grup içinde gruptu. Samimi konuşmalarında Peştunlardan şikâyetçiydiler ve kendileri üzerinde hâkimiyet kurmak istediklerini söylüyorlardı. Peki, orada savaş sürerken bunlar niye buradaydı? Şöyle açıkladılar: "Savaşan kadrolar yanında, yarın ülkenin idaresi için, kalkınması için okumuş insanlar gerek. Biz bunun için gönderildik.")

Bu tartışılan fotoğraf çekildiğinde R. T. Erdoğan Refah Partisi'nin İstanbul İl Başkanı idi.

Hikmetyar, R. T. Erdoğan'dan beş yaş büyük. O fotoğraf, birilerinin inadına söyleyegeldiği gibi bir inkıyâd fotoğrafı değil, bir muhabbet fotoğrafıdır. İslâmî hassasiyeti olanlar, öyle koltuk falan aramazlar. "Kâfir"le mücadele eden "lider"in yanında bir içli dışlılığı, bir samimiyeti, bir mahviyeti gösteriyor.

Ya diğer fotoğraf... İnanın bakarken yüzüm kızardı. İki taraf da alınmasın bir "kılınma" fotoğrafı... R. T. Erdoğan, Ankara'nın belediyesinin başındaki kişi böyle inkıyâda, boyun eğmeye, ezik duruşa fırsat vermemeliydi.

Neden bu "çekinme" fotoğrafı servis edilir ki...

Bir şey ima edilmek isteniyor herhâlde...

Türkiye böyle artık... İşinize gelirse mi denmek isteniyor?

Yazarın Diğer Yazıları