Makas açıldıkça açılıyor

     İhracat- ithalat makası o kadar açıldı ki dış alım yaptığımız ülkelere olan borcumuz 90 milyarı doları aştı...

     Böyle devam edersek yani makası kapatmayı beceremezsek dış borcumuzun sebep olduğu itibar düşüklüğü yüzünden ekonomik itibarımız da tamamen azalacak...

     Öteden beri Remzi Özdemir arkadaşımızın yaptığı ekonomik yorumlarının tuttuğunu görüyoruz. Çok isabetli değerlendirmeleri oluyor. Herhalde makas konusunda da söyleyecekleri vardır. Makasın kapanması sadece ithalatın azaltılmasıyla mı sağlanır, yoksa üretim bandının çeşitlendirilmesiyle mi...

      Yeni ürünlerle yeni piyasalara yelken açmak, yani yeni pazarlar bularak ihracatı artırmak önemli bir çare değil mi...

      Akla sığınmak zorundayız!

      * * *

      Ekonomi sadece makasın giderek açık hale gelmesinden kaynaklanmıyor elbet de; değişik ekonomik verileri de sürekli gözlemlemek, akılcı adımlar atmak, girişim ve yatırım konularında yerli ve yabancı sermayeleri ürkütmemek, vergi mevzuatını itici değil mükellefi kucaklayıcı niteliğe taşımak gerekiyor...

      Mesela döviz ve kur gibi önemli konuda da rahatlatıcı adımlar atmak lazım. Remzi Özdemir'in bu konularda söyleyeceği çok şey vardır diye düşünüyorum... Onun kadar, Esfender Korkmaz hocamızın da görüşlerini dikkate almak ve değerlendirmek şart.         

      Bu arada bir diğer önemli husus da iktidarın, ekonomik sıkıntılar giderilirken partizanlıktan da uzak durması ve her türlü değerlendirmeleri dikkate alması, reddetmemesi...

DERKENAR

 Motorine 17 kuruş zam geldi; benzine gelmez diyorlar ama inanmıyorum, ona da gelir... Önceki gün ete ortalama 4 lira zam yapıldığı açıklandı. Yumurtanın tanesi bir liraya yükselirse şaşırmam, Çarşı, pazar ve mutfaklar alev alev. Bu konuda feryat figan arttı mı Erdoğan hemen ekonomiye sarılıyor, gerçekleri ifade eden rakamların yerine rakamlar uydurup toplumu sözde umut noktasına taşıyor... Bu alışkanlığının gereğini, iki gün önce de tekrarladı. Dikkatle izlerseniz bu rakam oyununa siz da tanık olabilirsiniz... 

Hepsinin ağzı aynı

       Birisinin 'Ulan Kemal' dediği zat, sanatçıların Reyhanlı'ya, yani sınıra gitmesini eleştirmiyor ki...

       Orada sazlı sözlü şov yapılmasına karşı çıkıyor...

       Kısaca dediği de şu:

       -Şehitlerimize biraz saygı gösterin efendiler, onlar ebedi uykularında siz şakır da şukur...

       * * *

       Saygısız ekibe dahil çalgıcı Cengiz Kurtoğlu da muhteremin ağzını pek çabuk kaptı. "Sen kimsin, haddini bil, lâfım bize rezil diyene..." diyerek gürleyen ayak takımı olmayı seçtiğini gösterdi...

Hangisi ne seviyede

       Edep, terbiye, nezaket, efendilik bizim siyasal tarlamızın tohumları olmaktan çıktı...

       Yerlerine "Ulan Kemal, teröristler, şerefsizler, sen kimsin be, haddini bil" falan filan geldi...

       Şeref Malkoç, Erdoğan'ın Başdanışmanlarından biri... Kılıçdaroğlu'na ait atışmaları öne çıkarıp "Seviyesi düşük" sözler diye değerlendirdi...

       Allah aşkına söyleyin; Ulan Kemal mi, yoksa gözlerinden öperim Recep Bey mi seviyesiz ifade...

Yazarın Diğer Yazıları