Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan

Yunus Emre Hazretleri’nin bu mısraları bugünlerde çok aklıma geliyor. Cumhurbaşkanlığı tartışmaları yüzünden. Türkiye’yi kim kurtaracak. Bu mu, bu mu! Kaderimizi bir iki şahsa bağlamak ne kadar şaşırtıcı! Yıllarca devlet görevi yapan insanlar şaşkınlık içinde bu çekişmeyi gözlüyorlar. Putin ve Medvedev’i örnek göstermeyin bana. Keşke hepsi Putin kadar milli ve vatansever olabilse.
Şimdi benim aklıma da bazı sorular geliyor. Mesela ikisi birden herşey olsalar, ikisi birden cumhurbaşkanı, başbakan olsalar... Seyretmesi çok güzel olurdu! Yahut ikisi de hiçbir şey olmasalar.
Bu nasıl bir mecburiyettir! Yasalarla dört bir yana bağlanmış Türk halkına şimdi seç bakalım diyorlar. Kolunu kıpırdatabilse!

***
Herkes saatlerce bu ayrıntıları konuşurken, benim izlenimlerim buydu. Bunları Yunus Emre Hazretleri’nin başlıkta yazdığım mısraları üzerinden düşünüyordum. Yoksa kimse vatan sevme bağlamında yarışmıyor. Daha çok ‘kariyer’ iştahı ve planları! Bu cumhurbaşkanı çekişmelerinde aklıma hep şu gelir. Vaktiyle Semra Özal bu konudaki eleştirilere şöyle cevap vermişti;  “Ben geleceğim en yüksek yere geldim... Bunun bir vatan hizmeti, görev aşkı olmadığını yüksek derecede bir kariyer çabası olduğunu söylemiştim ya.”  

***

Yüz sene sonra ya da daha evvel kim bu başkanlıkları, cumhurbaşkanlıkları hatırlayacak. Belki taş tabletlere yazılır. Onları okumak için belki arkeologlar kazı yapma gereği duyarlar...

***

On günlük bir zatürre molasından sonra yeniden “vira Bismillah” dedim. Bu arada hastayken beni yoklayan Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek’e, gazeteci dostlarıma, okurlarıma ve Samatya Hastanesi doktorlarına teşekkür ederim.
Bugünlerin daha ayrıntılı ve eğlenceli kısmını okumak için pazartesi günü bir Aydınlık gazetesi almanızı tavsiye ederim. Büyük bir röportaj olacak, çünkü 60. sanat yıldönümümdeyim...

Yazarın Diğer Yazıları