Mal indireceğiz
++++++++++
+++++++++++++++
Büyük şehirlerde bir yere araba ile giderken en büyük sorun park yeri. “Nereye park edeceğiz, otopark var mı, varsa dolu mu, boş mu?” Bazen evimizin yakınında koyacak yer bulamıyoruz. Her yer istif.
İnsanlar cimriliklerini, bencilliklerini ilk önce sahip oldukları ya da çalıştıkları dükkânların önü ile belli ediyorlar. Dükkânlarının önünü komple sandalye, masa veya duba ile zapt ediyorlar. Kendi müşterileri (daha gelmemiş) için sahiplenip, kimseyi park ettirmiyorlar. Bir kere bu (istisnalar hariç) illegal bir durum. Böyle bir dünya yok. Sen dükkânla beraber o yolu satın almıyorsun. Hatta sosyal bir alanı sahiplenerek kul hakkına giriyorsun. Aslında nasibini kapatıyorsun, rızkını engelliyorsun. Kendine hak gördüğün şey aslında sana ait değil. Hırs bedenini ele geçirmiş, dünya malıyla saldırganlaşıyorsun. Oralarda yaşayan veya işi olan birisi oraya park etmek istediğinde mafyavari tavırlara bürünüp; “Buraya park edemezsin kardeşim!” ile başlayan cümleler kuruyorsun. “Burası bizim.”, “Kamyon gelecek!”, “Mal indireceğiz!” O inmiş zaten oraya…
Bu konuda gerçekten hassasiyetim var. Eminim birçok kişi benzer sorunlar yaşıyordur. O yüzden biraz daha eşeleyelim.
Otoparklara gidiyorsun sorgu sual. “Ne kadar kalacaksınız?”, “Anahtarı bırakacaksınız!” Kardeşim bomboş, niye bunu sorguluyorsun? Annem sormuyor; “Nereye gidiyorsun, kaçta döneceksin?” diye. Ama otoparkçıdan korkuyor bülbül gibi şakıyosun; “Şuradan iki Türk kahvesi alacağım, belki bir yerde otururuz. Ama bilemiyorum ne kadar otururuz? Çok geç kalmam, beni merak etme!” böyle mi diyelim sana.
Bu tipler, kendilerinin bile olmayan otoparkların havasına girmiş, mafya psikolojisine bürünmüş, sıfatlandıramadığım insanlar. Gerçek bir güce, mevkiye sahip olsalar ne yaparlar çok merak ediyorum. İnsanda, “Öldürebilir!” hissini uyandırmayı başarıyorlar.
Lüks olanı, salaş olanı fark etmez her mekân kendi önüne bir hükümdarlık kurmuş. Bazıları 200 m² boş alan bulmuş, otoparkçı olmuş. Saldırganlaşmış. Para mı sebep oluyor buna?
Daha fazla bir şey de söyleyemiyorum. Maalesef bu düzelecek bir mevzu değil. Ümitsiz vaka. Biliyorsunuz yazılarımın genelinde şöyle yaparsak düzeltebiliriz, böyle yaparsak düzeltebiliriz diyorum. Ama bu sektör olmuş. Şiddet ve cehalet ile beslenip büyümüş. Düzelmez. Zaten haberleri izliyorsanız bu konuyla ilgili şiddet vakalarının çokluğuna şahit oluyorsunuzdur. Tehlikeli!
İnsan psikolojisinin hayli bozuk olduğu bu günlerde ufak bir nasihat ederek bitiriyorum. Bulaşmayın. Riskli. Maalesef pusmaktan yanayım. Ne hâlleri varsa görsünler. O kibir ve tavır iyileri aşar. Sabırlı ve korkak olun. Değmez.